belongings - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
belongings eşya n.
  • Otherwise, gather your belongings together and go!
  • Aksi takdirde eşyalarınızı toplayın ve gidin!
  • I lost it, and threw away all his belongings.
  • Onu kaybettim ve tüm eşyalarını attım.
  • I lost it, and threw away all his belongings.
  • Onu kaybettim ve tüm eşyalarını çöpe attım.
Show More (52)
belongings kişisel eşyalar n.
  • Tom put all his belongings in a small suitcase.
  • Tom tüm kişisel eşyalarını küçük bir valize koydu.
  • Don't leave your belongings unattended.
  • Kişisel eşyalarını gözetimsiz bırakma.
  • May I leave my belongings on the bus?
  • Kişisel eşyalarımı otobüste bırakabilir miyim?
Show More (1)
belongings özel eşya n.
  • She asked him to leave and take all his belongings.
  • O onun gitmesini ve tüm özel eşyalarını almasını istedi.
  • I'd like to put my belongings away.
  • Özel eşyalarımı saklamak istiyorum.
  • Who left their belongings in the meeting room?
  • Kim özel eşyalarını toplantı odasında bıraktı?
Show More (0)