Englisch | Türkisch | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | blush with v. | ile kızarmak |
Phrasals | blush with v. | -den kızarmak |
Phrasals | blush with v. | -den dolayı kızarmak |
Phrasals | blush with v. | -den kıpkırmızı kesilmek |
Phrasals | blush with v. | -den yüzü kızarmak |
Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
Phrasals | ||||
Phrasals | blush with (an emotion) v. | (bir duyguyla) kızarmak | ||
He blushed with shame. O, utançla kızardı. More Sentences |
||||
Phrasals | blush with (an emotion) v. | (bir duygudan) yüzü kızarmak | ||
He blushed with shame. Utançtan yüzü kızardı. More Sentences |
||||
General | ||||
General | blush with shame v. | utanmak | ||
Phrasals | ||||
Phrasals | blush with something v. | bir şeyden dolayı kızarmak | ||
Phrasals | blush with something v. | bir şeyle kızarmak | ||
Phrasals | blush with something v. | bir şeyden kıpkırmızı kesilmek | ||
Phrasals | blush with something v. | bir şeyden yüzü kızarmak | ||
Phrasals | blush with (an emotion) v. | (bir duygudan) dolayı kızarmak | ||
Phrasals | blush with (an emotion) v. | (bir duygudan) kıpkırmızı kesilmek |