Englisch | Türkisch | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | bounce into (someone) v. | (birini) bir şey yapmaya zorlamak/itmek |
Phrasals | bounce into (someone) v. | (birini) bir şey yapmak zorunda bırakmak |
Phrasals | bounce into (someone) v. | (birini) bir şey yapmaya mecbur bırakmak |
Englisch | Türkisch | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | bounce into (someone or something) v. | sekip (birine/bir şeye) çarpmak |
Phrasals | bounce into (someone or something) v. | zıplayıp (birine/bir şeye) çarpmak |
Phrasals | bounce into (someone or something) v. | sektirip (birine/bir şeye) çarptırmak |
Phrasals | bounce into (someone or something) v. | zıplatıp (birine/bir şeye) çarptırmak |
Phrasals | bounce into (someone or something) v. | sekip (biriyle/bir şeyle) çarpışmak |