Tureng - boycott - Englisch Türkisch Sätze

Verlauf

	Englisch	Türkisch
1	boycott	boykot etmek	v.
	As a result of these irregularities, the opposition decided to boycott the parliament. Bu usulsüzlükler sonucunda muhalefet meclisi boykot etme kararı aldı. I think that this company, and this regime, should be boycotted. Bu şirketin ve bu rejimin boykot edilmesi gerektiğini düşünüyorum. They advocated a boycott of the War Industry Committees and were successful in securing this boycott. Savaş Sanayi Komitelerinin boykot edilmesini savundular ve bu boykotu sağlamada başarılı oldular. They advocated a boycott of the War Industry Committees and were successful in securing this boycott. Savaş Endüstrisi Komitelerinin boykot edilmesini savundular ve bu boykotu gerçekleştirmekte başarılı oldular. They advocated a boycott of the War Industry Committees and were successful in securing this boycott. Onlar Savaş Sanayii Komiteleri'nin boykot edilmesini savunuyorlardı ve bu boykotu başarıyla yürüttüler. Boycott Facebook. Facebook'u boykot edin. Let's boycott them. Onları boykot edelim. We have to boycott them. Onları boykot etmek zorundayız. You boycotted merchandise from that country. Sen o ülkenin ürünlerini boykot ettin. You boycotted merchandise from that country. O ülkeden gelen malları boykot ettiniz. They will boycott that product. O ürünü boykot edecekler. They will boycott that product. Onlar o ürünü boykot edecekler. We have to boycott them. Onları boykot etmeliyiz. Sami's talk was boycotted. Sami'nin konuşması boykot edildi. Show More (11)
2	boycott	boykot	n.
	The boycott of the store lasted for several weeks. Mağazaya yönelik boykot birkaç hafta sürdü. I do not endorse the call for an outright boycott and the cessation of all financial assistance. Açık bir boykot ve tüm mali yardımların durdurulması çağrısını desteklemiyorum. The American boycott is ill-advised. Amerika'nın boykotu akıllıca değildir. A boycott was introduced, the effects of which Macedonia had to shoulder. Makedonya'nın etkilerini omuzlamak zorunda kaldığı bir boykot başlatıldı. This isn't a fair boycott. Bu adil bir boykot değil. Boycott Facebook. Facebook'u boykot et. We will prepare for a boycott against Western Samoa. Biz Batı Samoa'ya karşı bir boykot için hazırlanacağız. We will prepare for a boycott against Western Samoa. Batı Samoa'ya karşı bir boykota hazırlanacağız. The boycott lasted a little more than a year. Boykot bir yıldan biraz fazla sürdü. My boycott of Italian television starts now. İtalyan televizyonuna boykotum şimdi başlıyor. He organized a boycott of the bus service. Otobüs servisi için bir boykot düzenledi. My boycott of Italian television starts now. İtalyan televizyonunu boykotum şimdi başlıyor. She tried to persuade him to organize a boycott. Onu bir boykot düzenlemeye ikna etmeye çalıştı. Show More (10)