|
- The bus driver looks a lot like Tom.
- Otobüs şoförü Tom'a çok benziyor.
- The bus driver didn't see the pedestrian.
- Otobüs şoförü yayayı görmedi.
- Are the bus drivers going on strike?
- Otobüs şoförleri greve mi gidiyor?
- He is a bus driver.
- O bir otobüs şoförü.
- I'm a bus driver.
- Ben bir otobüs şoförüyüm.
- Today the bus drivers are striking.
- Bugün otobüs şoförleri grevde.
- Tom has been a bus driver for three years.
- Tom üç yıldır otobüs şoförüdür.
- Tom is a bus driver, isn't he?
- Tom bir otobüs şoförü, değil mi?
- Do you think bus drivers carry guns?
- Sence otobüs şoförleri silah taşır mı?
- This bus driver looks like Obama.
- Bu otobüs şoförü Obama'ya benziyor.
- The bus driver warned the pupils not to stick their heads out the window.
- Otobüs şoförü öğrencileri başlarını pencereden dışarı çıkarmamaları için uyardı.
- A bus driver is responsible for the safety of the passengers.
- Bir otobüs şoförü, yolcuların güvenliğinden sorumludur.
- The bus driver was not impressed when Tom pulled out a $50 note to pay his fare.
- Tom ücretini ödemek için 50 dolarlık bir banknot çıkardığında otobüs şoförü pek etkilenmedi.
- Only the bus driver was uninjured.
- Sadece otobüs şoförü yaralanmadı.
- I wanted to be a bus driver when I was five.
- Beş yaşındayken otobüs şoförü olmak istiyordum.
- I'm a bus driver.
- Ben otobüs şoförüyüm.
- If the bus driver had had a gun, things might've turned out differently.
- Eğer otobüs şoförünün silahı olsaydı, olaylar farklı gelişebilirdi.
- The bus driver told the pupils to keep their heads inside the bus.
- Otobüs şoförü öğrencilere kafalarını otobüsün içinde tutmalarını söyledi.
- Are the bus drivers going to go on strike?
- Otobüs şoförleri greve gidecekler mi?
- Tom has been a bus driver for three years.
- Tom üç yıldır otobüs şoförlüğü yapıyor.
- The bus drivers are on strike today.
- Otobüs şoförleri bugün grevde.
- Does Mary live next door to the bus driver who John worked with?
- Mary, John'un birlikte çalıştığı otobüs şoförünün yanında mı oturuyor?
- Don't talk to the bus driver while he's driving.
- Otobüs şoförü araba kullanırken onunla konuşmayın.
- The bus driver didn't stop at any bus stops, but continued until he arrived in Boston with a police escort.
- Otobüs şoförü herhangi bir otobüs durağında durmadı, ancak bir polis korumasında Boston'a gelene kadar devam etti.
- Does Mary live next door to the bus driver who John worked with?
- Mary John'la çalışmış olan otobüs şoförünün yan dairesinde mi oturuyor?
- Does Mary live next door to the bus driver that John worked with?
- Mary, John'un birlikte çalıştığı otobüs şoförünün yanında mı yaşıyor?
- According to the bus driver, it wasn't an accident.
- Otobüs şoförüne göre kaza değildi.
- The bus driver warned the pupils not to stick their heads out the window.
- Otobüs şoförü öğrencileri kafalarını camdan dışarı çıkarmamaları konusunda uyardı.
- If the bus driver had had a gun, things might've turned out differently.
- Eğer otobüs şoförünün silahı olsaydı, işler farklı olabilirdi.
- We've reported the bus driver to the tour company.
- Otobüs şoförünü tur şirketine bildirdik.
- The bus driver suffered minor injuries.
- Otobüs şoförü hafif yaralandı.
- Today the bus drivers are striking.
- Bugün otobüs şoförleri grevdeler.
- The bus drivers are going on strike today.
- Otobüs şoförleri yarın greve gidecekler.
- My father is a bus driver.
- Babam otobüs şoförüdür.
- Does Mary live next door to the bus driver that John worked with?
- Mary, John'un birlikte çalıştığı otobüs şoförünün yan komşusu olan evde mi yaşıyor?
- Do you know the bus driver?
- Otobüs şoförünü tanıyor musun?
- Tom is a bus driver.
- Tom bir otobüs şoförü.
- The bus driver was not impressed when Tom pulled out a $50 note to pay his fare.
- Otobüs şoförü, Tom'un bilet ücreti için elli dolar uzatmasından etkilenmedi.
- Tom isn't a bus driver, is he?
- Tom bir otobüs şoförü değil, değil mi?
- Does Mary live next door to the bus driver that worked with John?
- Mary, John'un birlikte çalıştığı otobüs şoförünün yanındaki evde mı oturuyor?
- Tom was a bus driver for three years.
- Tom üç yıl boyunca otobüs şoförlüğü yaptı.
- The bus driver was drunk.
- Otobüs şoförü sarhoştu.
- My father is a bus driver.
- Babam bir otobüs şoförü.
- Are the bus drivers going to go on strike?
- Otobüs şoförleri greve mi gidiyor?
- We've reported the bus driver to the tour company.
- Otobüs şoförünü tur şirketine şikayet ettik.
- The bus driver didn't stop at any bus stops, but continued until he arrived in Boston with a police escort.
- Otobüs şoförü hiçbir durakta durmadı, polis eskortuyla Boston'a varana kadar yoluna devam etti.
- Tom isn't a bus driver, is he?
- Tom otobüs şoförü değil, değil mi?
- Does Mary live next door to the bus driver that worked with John?
- Mary, John'un birlikte çalıştığı otobüs şoförünün yanında mı oturuyor?
- You shouldn't talk to a bus driver while he's driving.
- Bir otobüs şoförü araç kullanırken onunla konuşmamalısın.
- The bus drivers are going on strike today.
- Otobüs şoförleri bugün greve gidiyor.
- Tom told me that he'd like to become a bus driver.
- Tom bana otobüs şoförü olmak istediğini söyledi.
Show More (48)
|
