| 1 |
by ourselves |
tek başımıza |
adv. |
|
- Do you think Tom and I'll be able to do that by ourselves?
- Sence Tom ve ben bunu tek başımıza yapabilir miyiz?
- I don't think you and I'll be able to do that by ourselves.
- Bunu tek başımıza yapabileceğimizi sanmıyorum.
- Tom and I'd never done that by ourselves before.
- Tom ve ben bunu daha önce hiç tek başımıza yapmamıştık.
- I think you ought to let Tom and me go to Boston by ourselves.
- Bence Tom ve benim Boston'a tek başımıza gitmemize izin vermelisin.
- We probably won't be able to solve this problem by ourselves.
- Muhtemelen bu sorunu tek başımıza çözemeyeceğiz.
- It might be dangerous for Tom and me to do that by ourselves.
- Bunu tek başımıza yapmamız Tom ve benim için tehlikeli olabilir.
- Tom and I didn't do that by ourselves.
- Tom ve ben bunu tek başımıza yapmadık.
- It might be dangerous for Tom and me to go skin diving by ourselves.
- Tom ve benim tek başımıza serbest dalışa gitmemiz tehlikeli olabilir.
- I think I should tell Tom that we won't do that by ourselves.
- Sanırım Tom'a bunu tek başımıza yapmayacağımızı söylemeliyim.
- I don't think Tom and I can do that by ourselves.
- Tom ve benim bunu tek başımıza yapabileceğimizi sanmıyorum.
Show More (7)
|
| 2 |
by ourselves |
tarafımızca |
adv. |
|
- This is a policy which must be pursued by ourselves in the EU and by all who take part in the Johannesburg Summit.
- Bu, AB'deki bizler ve Johannesburg Zirvesi'ne katılan herkes tarafından izlenmesi gereken bir politikadır.
Show More (-2)
|
| 3 |
by ourselves |
yalnız |
adv. |
|
- It's so nice to be by ourselves.
- Yalnız olmamız çok hoş.
Show More (-2)
|
