cabinet - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
cabinet kabine n.
  • It has a history of political assassination, blowing up the South Korean cabinet in Rangoon a few years back.
  • Birkaç yıl önce Rangoon'da Güney Kore kabinesini havaya uçurmak gibi bir siyasi suikast geçmişi vardır.
  • Their directly elected representatives – the parliaments – or even the cabinet offices and national governments?
  • Doğrudan seçilmiş temsilcileri - parlamentolar - ya da hatta kabine ofisleri ve ulusal hükümetler?
  • The swearing-in of Iraq's first post-Saddam cabinet today is a tremendous step forward in that respect.
  • Irak'ın Saddam sonrası ilk kabinesinin bugün yemin etmesi bu açıdan ileriye doğru atılmış muazzam bir adımdır.
Show More (23)
cabinet dolap n.
  • Tom is the only one with the key to this cabinet.
  • Tom bu dolabın anahtarına sahip olan tek kişidir.
  • Sami carved a symbol into Layla's wooden cabinet.
  • Sami, Layla'nın ahşap dolabına bir sembol kazıdı.
  • Tom took a cup out of the cabinet.
  • Tom dolaptan bir fincan çıkardı.
Show More (13)
cabinet bakanlar kurulu n.
  • The appointment of a new government or cabinet reshuffle can lead to major changes within the judiciary.
  • Yeni bir hükümet atanması veya bakanlar kurulunda bir değişiklik olması yargıda önemli değişmelere yol açabilmektedir.
Show More (-2)