|
- This can be seen from our achievements.
- Bu başarılarımızdan da görülebilir.
- That tendency can be seen in product sale subsidies and export refunds.
- Bu eğilim, ürün satış sübvansiyonları ve ihracat iadelerinde görülebilir.
- A lot of the European Parliament's initiatives can be seen in that way.
- Avrupa Parlamentosu'nun birçok girişimi bu şekilde görülebilir.
- This is precisely the area in which the greatest disparities between Member States can be seen.
- Üye Devletler arasındaki en büyük farklılıkların görüldüğü alan da tam olarak budur.
- That can be seen in the increasing conservation of structures.
- Bu, yapıların artan korunumunda görülebilir.
- The same scenario or worse can be seen, incidentally, in the wine, dairy and most livestock product sectors.
- Aynı senaryo ya da daha kötüsü, tesadüfen, şarap, süt ürünleri ve çoğu hayvansal ürün sektörlerinde de görülebilir.
- They can be seen as technical in nature.
- Doğası gereği teknik olarak görülebilirler.
- Consider the stock exchanges in the United States today, where it can be seen that it does not work.
- Bugün Amerika Birleşik Devletleri'ndeki borsaları düşünün, burada işe yaramadığı görülebilir.
- When one is seated in the second row one can be seen more easily than when one is rather further away.
- İkinci sırada oturan biri, daha uzakta oturan birine göre daha kolay görülebilir.
- Encouraging results can be seen in this regard in a number of African countries.
- Bu konuda bazı Afrika ülkelerinde cesaret verici sonuçlar görülebilir.
- It is somewhat stricter, more precise and broader, and this can be seen as an improvement to the legislation.
- Bu rapor biraz daha katı, daha kesin ve daha geniştir ve bu da mevzuatta bir iyileştirme olarak görülebilir.
- Problems and accidents involving cruise control can be seen all over Europe.
- Seyir kontrolüyle ilgili sorunlar ve kazalar tüm Avrupa'da görülebilir.
- Problems and accidents involving cruise control can be seen all over Europe.
- Hız sabitleyici ile ilgili sorunlar ve kazalar Avrupa'nın her yerinde görülebilir.
- It can be seen where all that would lead us if this directive were to be adopted.
- Bu direktifin kabul edilmesi halinde tüm bunların bizi nereye götüreceği görülebilir.
- It is somewhat stricter, more precise and broader, and this can be seen as an improvement to the legislation.
- Mevzuat biraz daha katı, daha kesin ve daha geniştir ve bu da bir gelişme olarak görülebilir.
- Our peoples have more in common than can be seen at first sight.
- Bizim halkların ilk bakışta görülebilenden daha çok ortak yönleri var.
- This national treasure can be seen by the public only once a year.
- Bu ulusal hazine halk tarafından yılda sadece bir kez görülebilir.
- Part of the charm of a big city lies in the variety of styles that can be seen in the architecture of its buildings.
- Büyük bir şehrin cazibesinin bir kısmı, binalarının mimarisinde görülebilen çeşitli tarzlarda yatmaktadır.
- A lunar eclipse can be seen from anywhere on the night side of the earth.
- Ay tutulması dünyanın gece tarafında herhangi bir yerden görülebilir.
- Stars can be seen at night.
- Yıldız geceleyin görülebilir.
- This national treasure can be seen by the public only once a year.
- Bu ulusal hazine yılda yalnızca bir kez halk tarafından görülebilir.
- Stars can be seen at night.
- Yıldızlar geceleri görülebilir.
- Part of the charm of a big city lies in the variety of styles that can be seen in the architecture of its buildings.
- Büyük bir şehrin cazibesinin bir kısmı onun binalarının mimarisinde görülebilen stillerin çeşitliliğine bağlıdır.
- What can be seen in this picture?
- Bu resimde ne görülebilir?
- Stars can be seen clearly in this area.
- Bu bölgede yıldızlar net bir şekilde görülebilir.
- These flowers can be seen around Hokkaido.
- Bu çiçekler Hokkaido yöresinde görülebilir.
- At different times of year, different constellations can be seen in the sky.
- Yılın farklı zamanlarında gökyüzünde farklı takım yıldızları görülebilir.
- Coca-Cola advertisements can be seen all over the world.
- Coca-Cola reklamları dünyanın her yerinde görülebilir.
- The star is so bright that it can be seen with the naked eye.
- Yıldız o kadar parlak ki çıplak gözle görülebiliyor.
- Only a few sailors can be seen.
- Sadece birkaç denizci görülebilir.
- A full moon can be seen tonight.
- Bu gece bir dolunay görülebilir.
- Those animals can be seen in the Northern Hemisphere.
- Bu hayvanlar Kuzey Yarımküre'de görülebilir.
- A full moon can be seen tonight.
- Bu gece dolunay görülebilir.
- Wild rabbits can be seen in the forest.
- Yabani tavşanlar ormanda görülebilirler.
- A lunar eclipse can be seen from anywhere on the night side of the earth.
- Bir ay tutulması dünyanın gece tarafındaki herhangi bir yerden görülebilir.
- We have more in common than can be seen at first sight.
- İlk bakışta görülebilenden daha çok ortak yönümüz var.
- With this telescope stars and dreams can be seen.
- Bu teleskopla yıldızlar ve rüyalar görülebilir.
- The tower can be seen from here.
- Kule buradan görülebilir.
- Stars can be seen clearly in this area.
- Yıldızlar, bu bölgede açık bir şekilde görülebilir.
- Three people can be seen in the photo.
- Fotoğrafta üç kişi görülebiliyor.
- This image can be seen either as a duck or as a rabbit.
- Bu görüntü ya bir ördek gibi ya da bir tavşan gibi görülebilir.
- Situated on hilly terrain, the cathedral can be seen from a long distance.
- Tepelik bir arazide yer alan katedral çok uzaklardan görülebiliyor.
- A few clouds can be seen in the sky.
- Gökyüzünde bazı bulutlar görülebilir.
- The tower can be seen from here.
- Kule buradan görülebiliyor.
- This image can be seen either as a duck or as a rabbit.
- Bu görüntü ördek ya da tavşan olarak görülebilir.
- At different times of year, different constellations can be seen in the sky.
- Yılın farklı zamanlarında gökyüzünde farklı takımyıldızlar görülebilir.
- These flowers can be seen around Hokkaido.
- Bu çiçekler Hokkaido'nun her yerinde görülebilir.
- Wild rabbits can be seen in the forest.
- Ormanda yabani tavşanlar görülebilir.
Show More (45)
|
