clamping - Türkisch Englisch Wörterbuch

clamping

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "clamping" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 17 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
clamping n. kenetleme
clamping n. bağlama
Technical
clamping n. bağlama
clamping n. kaskı işlemi
clamping n. kelepçeleme
clamping n. kenetleme
clamping n. kasma
clamping n. saplantı
clamping n. sıkma
clamping n. sıktırma
clamping n. tutturma
clamping adj. kenetleyen
Construction
clamping n. mengene ile sıkıştırma
Automotive
clamping n. (arabayı) tekerlek kelepçesi ile sabitleme
clamping n. (arabayı) tekerlek kilidi ile hareketsiz hale getirme
clamping n. araba kelepçeleme
Medical
clamping n. klampaj

Bedeutungen, die der Begriff "clamping" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 71 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
clamping ring n. kelepçe halkası
Technical
clamping force n. bağlama kuvveti
clamping force n. bağlam kuvveti
clamping bolt n. bağlama cıvatası
clamping circuit n. bloke devresi
ball and socket clamping screw n. bilya başlı mafsal sıkıştırma vidası
special metal clamping machine n. caka kenet makinesi
bolt clamping device n. civata gerdirme aparatı
clamping force n. dayanışma gücü
armature clamping ring n. endüvi baskı halkası
clamping ring n. gerdirme bileziği
mould clamping n. kalıp bağlama
clamping ring n. kelepçe halkası
clamping diode n. kenetleyici diyot
clamping device n. kenetleme cihazı
spring clamping collar n. makas kelepçesi
clamping screw n. sıkıştırma vidası
clamping shoe n. sıkıştırma papucu
clamping bolt n. sıkma civatası
clamping plate n. sıkıştırma plakası
clamping spring n. sıkıştırma yayı
clamping force n. sıkma kuvveti
clamping jaw n. sıkıştırma çenesi
clamping design n. sıkma tasarımı
clamping ring n. sıkıştırma halkası
clamping arm n. sıkıştırma kolu
clamping screw n. sıkma vidası
clamping sleeve n. sıkıştırma manşonu
clamping spindle n. sıkma civatası
clamping brace n. sıkıştırma mesnedi
clamping collar n. sıkma halkası
clamping pressure n. sıktırma basıncı
clamping band n. sıkıştırma bandı
clamping strip n. sıkıştırma şeridi
clamping piece n. sıkıştırma parçası
clamping shoe n. sıkma pabucu
clamping ring kit n. sıkıştırma halkası kiti
clamping collar n. sıkma bileziği
clamping device n. tutturma aygıtı
clamping bolt n. tırnaklı cıvata
clamping screw n. tespit vidası
clamping force n. tutma kuvveti
screwless-type clamping units n. vidasız sıkıştırma birimleri
screw or screwless type clamping units n. vidalı ve vidasız tip sıkıştırma üniteleri
screw type clamping units n. vidalı sıkıştırma birimleri
screw-type and screwless-type clamping units n. vidalı tip ve vidasız tip sıkıştırma üniteleri
screw-type and screwless-type clamping units n. vidalı ve vidasız tip sıkıştırma üniteleri
screw-type or screwless-type clamping units n. vidalı veya vidasız-tip sıkıştırma tertibatları
insulation-piercing clamping units n. yalıtım sıyırmalı sıkıştırma düzenleri
insulation-piercing clamping units n. yalıtım sıyırmalı bağlama düzenleri
clamping nut n. bağlama somunu
Computer
clamping diode n. kaskı diyodu
clamping circuit n. kaskı devresi
Textile
clamping foot supporter n. ayak desteği
clamping device n. germe aracı
clamping screws n. tespit vidaları
Construction
clamping circuit n. kenetleme devresi
clamping circuit n. kaskı devresi
clamping sleeve n. manşon
Automotive
cylinder block clamping fixtures n. blok sıkma pabuçları
distributor clamping plate n. distribütör bağlama pabucu
belt clamping action n. kayış sıkıştırma eylemi
clamping torque n. sıkıştırma torku
clamping load n. sıkıştırma kuvveti
clamping spread n. sıkma genişliği
clamping reach n. tutma derinliği
Railway
determination of clamping force n. bağlama kuvvetinin tayini
Medical
intermittent aortic cross-clamping n. aralıklı aortik kros klempleme
clamping of the umbilical cord n. göbek kordonunun bağlanması
umbilical cord clamping n. göbek kordonu klemplenmesi
Hunting
clamping key n. silahın ayaklar üzerine sabitlenmesini sağlayan kenetlenme anahtarı