|
- While she sat on the cliff and combed her hair, she sang a wonderfully beautiful song.
- Uçurumda oturup saçlarını tararken harika bir şarkı söyledi.
- Tom pushed Mary off the edge of the cliff.
- Tom Mary'yi uçurumun kenarından itti.
- They would have been killed if the car had gone over the cliff.
- Araba uçuruma düşseydi hepsi ölecekti.
- An old castle stands on top of the cliff.
- Uçurumun tepesinde eski bir kale duruyor.
- The soldiers cornered Tom at the edge of a high cliff.
- Askerler Tom'u yüksek bir uçurumun kenarında kıstırdı.
- A single step, and you will fall over the cliff.
- Tek bir adım atarsan, uçurumdan düşersin.
- Tom jumped off the cliff.
- Tom uçurumdan atladı.
- They would have been killed if the car had gone over the cliff.
- Araba uçuruma gitmiş olsaydı onlar ölmüş olacaktı.
- If you don't want to fall off the cliff, don't stay near it.
- Eğer uçurumdan düşmek istemiyorsanız, onun yanında durmayın.
- The bus went over the cliff.
- Otobüs uçuruma yuvarlandı.
- I nearly fell off the cliff.
- Neredeyse uçurumdan düşüyordum.
- The cliff hangs over the sea.
- Uçurum denizin üzerinde duruyor.
- The old house stands on a cliff.
- Eski ev bir uçurumun üzerinde duruyor.
- Yesterday a car fell over the cliff.
- Dün bir araba uçurumdan düştü.
- I want to dive off the cliff.
- Uçurumdan atlamak istiyorum.
- Tom pushed Mary off the edge of the cliff.
- Tom Mary'i uçurumun kenarından itti.
- A man standing on the cliff was about to commit suicide by jumping into the void.
- Uçurumda duran bir adam boşluğa atlayarak intihar etmek üzereydi.
- Tom committed suicide by jumping off a cliff.
- Tom bir uçurumdan atlayarak intihar etti.
- I almost fell off the cliff.
- Neredeyse uçurumdan düşüyordum.
- Tom went to the edge of the cliff.
- Tom uçurumun kenarına gitti.
- Tom almost fell over the cliff.
- Tom neredeyse uçurumdan düşüyordu.
- They would have been killed if the car had gone over the cliff.
- Araba uçuruma yuvarlansaydı ölürlerdi.
- It would be dangerous to go too near the edge of the cliff.
- Uçurumun kenarına çok yaklaşmak tehlikeli olabilir.
- Are you sure it's safe to stand that close to the edge of the cliff?
- Uçurumun kenarına bu kadar yakın durmanın güvenli olduğundan emin misin?
- I stepped back from the cliff.
- Uçurumdan geri adım attım.
- I hope that you fall off a cliff.
- Bir uçurumdan düşmeni diliyorum.
- Tom looked cautiously over the cliff.
- Tom uçurumun üzerinden dikkatle baktı.
- I nearly fell off the cliff.
- Nedeyse uçurumdan düşüyordum.
- He stood on the edge of the cliff.
- O, uçurumun kenarında durdu.
- Tom pushed Mary off the cliff.
- Tom, Mary'yi uçurumdan aşağı itti.
- Sami jumped off a cliff.
- Sami uçurumdan atladı.
- They ate salad on the cliff, but got sick on the hike back.
- Uçurumda salata yediler ama dönüş yolunda hastalandılar.
- A man standing on the cliff was about to commit suicide by jumping into the void.
- Uçurumun üstünde duran bir adam boşluğa atlayarak intihar etmek üzereydi.
- The cliff hangs over the road.
- Uçurum yolun üzerinde asılı duruyor.
- Tom pushed Mary off the cliff.
- Tom Mary'yi uçurumdan itti.
- If you shout from the top of a cliff, you can hear the echo of your voice.
- Bir uçurumun tepesinden bağırırsanız, sesinizin yankısını duyabilirsiniz.
- His son fell over the cliff.
- Oğlu uçurumdan düştü.
- The cliff hangs over the sea.
- Uçurum denizin üzerinde asılı duruyor.
- The search party found him lying at the foot of a cliff.
- Arama ekibi onu bir uçurumun dibinde yatarken buldu.
- He stood on the edge of the cliff.
- Uçurumun kenarında durdu.
- You must be careful that she doesn't fall over the cliff.
- Onun uçurumdan düşmemesi için dikkatli olmalısın.
- The soldiers cornered Tom at the edge of a high cliff.
- Askerler yüksek bir uçurumun kenarında Tom'u köşeye sıkıştırdılar.
- The cliff is almost vertical.
- Uçurum, neredeyse dik.
- The cliff is almost vertical.
- Uçurum neredeyse dimdik.
- It would be dangerous to go too near the edge of the cliff.
- Uçurumun kenarına çok yaklaşmak tehlikeli olurdu.
- They climbed to the top of a cliff.
- Bir uçurumun tepesine tırmandılar.
- You must be careful that she doesn't fall over the cliff.
- Uçurumdan düşmemesi için dikkatli olmalısın.
- They would've been killed if the car had gone over the cliff.
- Araba uçuruma yuvarlansaydı ölmüş olacaklardı.
- They'd have been killed if the car had gone over the cliff.
- Araba uçuruma yuvarlansaydı ölmüş olacaklardı.
- Tom pushed Mary over the edge of the cliff.
- Tom, Mary'i uçurumun kenarından itti.
- If you don't want to fall off the cliff, don't stay near it.
- Uçurumdan düşmek istemiyorsan, yakınında durma.
- Be careful near the edge of the cliff.
- Uçurumun kenarında dikkatli olun.
- Tom drove his car off a cliff.
- Tom arabasını bir uçurumdan aşağı sürdü.
- Tom pushed Mary over the edge of the cliff.
- Tom Mary'yi uçurumun kenarına itti.
- They ate salad on the cliff, but got sick on the hike back.
- Uçurumun üstünde salata yediler, ancak yürüyüş sırasında hastalandılar.
- I hope that you fall off a cliff.
- Umarım bir uçurumdan düşersin.
Show More (53)
|
