|
- Also, the port system should be defined in a concise manner.
- Ayrıca, liman sistemi özlü bir şekilde tanımlanmalıdır.
- Meeting times will be limited and clear and concise conclusions will be adopted.
- Toplantı süreleri sınırlı olacak ve açık ve özlü sonuçlar benimsenecektir.
- We should, I think, have a simple, concise report on these issues at the 2003 summit.
- Sanırım 2003 zirvesinde bu konulara ilişkin basit ve özlü bir rapor hazırlamalıyız.
- We should, I think, have a simple, concise report on these issues at the 2003 summit.
- Bence 2003 zirvesinde bu konulara ilişkin basit ve özlü bir rapor hazırlamalıyız.
- You have provided concise answers to all the points, and more or less within your allotted speaking time.
- Tüm noktalara özlü yanıtlar verdiniz ve bunu aşağı yukarı size ayrılan konuşma süresi içinde yaptınız.
- I'll be brief and concise.
- Kısa ve özlü olacağım.
- Try to be concise.
- Özlü olmaya çalış.
Show More (4)
|