| 1 |
conscientious |
vicdanlı |
adj. |
|
- In so doing you have done exactly what a conscientious president must do.
- Böyle yaparak vicdanlı bir başkanın yapması gerekeni yaptınız.
- Tom is conscientious.
- Tom vicdanlı.
- You don't seem to be as conscientious as Tom is.
- Tom kadar vicdanlı görünmüyorsun.
- Tom is quite conscientious, isn't he?
- Tom oldukça vicdanlı, değil mi?
- Tom is a conscientious objector.
- Tom bir vicdanlı itirazcı.
- Tom is conscientious, isn't he?
- Tom vicdanlı, değil mi?
- You're very conscientious.
- Sen çok vicdanlısın.
- Tom and Mary are both quite conscientious, aren't they?
- Tom ve Mary oldukça vicdanlı, değil mi?
- Tom is very conscientious.
- Tom çok vicdanlıdır.
- Tom seems conscientious.
- Tom vicdanlı görünüyor.
- Only the conscientious students came to the lecture.
- Konferansa sadece vicdanlı öğrenciler geldi.
- Tom is a real conscientious guy.
- Tom gerçekten vicdanlı bir adamdır.
- Tom is conscientious, but Mary isn't.
- Tom vicdanlıdır ama Mary değildir.
- I think Tom is conscientious.
- Bence Tom vicdanlıdır.
- I'm conscientious.
- Ben vicdanlıyım.
- You're conscientious.
- Vicdanlısınız.
- You're conscientious.
- Sen vicdanlısın.
- We're conscientious.
- Biz vicdanlıyız.
- You're very conscientious.
- Çok vicdanlısın.
- Tom is conscientious.
- Tom vicdanlıdır.
- Tom is quite conscientious.
- Tom oldukça vicdanlı.
- Tom is a real conscientious guy.
- Tom gerçekten vicdanlı bir adam.
- Tom is conscientious, but Mary isn't.
- Tom vicdanlı biri ama Mary değil.
- Tom is very conscientious.
- Tom çok vicdanlı.
- I'm very conscientious.
- Ben çok vicdanlıyım.
- Tom was conscientious.
- Tom vicdanlıydı.
- Tom is quite conscientious.
- Tom oldukça vicdanlıdır.
Show More (24)
|
| 2 |
conscientious |
işine bağlı |
adj. |
|
- Tom was conscientious.
- Tom işine bağlıydı.
- Tom seems conscientious.
- Tom işine bağlı görünüyor.
- Tom is quite conscientious, isn't he?
- Tom oldukça işine bağlı, değil mi?
Show More (0)
|
| 3 |
conscientious |
vazifeşinas |
adj. |
|
- Tom is quite conscientious, isn't he?
- Tom oldukça vazifeşinas, değil mi?
Show More (-2)
|
| 4 |
conscientious |
dürüst |
adj., n. |
|
- Tom is conscientious, isn't he?
- Tom dürüst, değil mi?
Show More (-2)
|
