|
- That is not likely to prevent Central Europe from being the poor cousin of the West for a long time to come.
- Bu durum, Orta Avrupa'nın uzun bir süre daha Batı'nın fakir kuzeni olmasını engelleyemeyecektir.
- My kid cousin Joey was killed in that explosion.
- Küçük kuzenim Joey o patlamada öldü.
- My kid cousin Joey was killed in that explosion.
- Benim küçük kuzenim Joey o patlamada öldü.
- We'd all like to check out my cousin's country home.
- Hepimiz kuzenimin kır evini görmek istiyoruz.
- My kid cousin Joey was killed in that explosion.
- O patlamada küçük kuzenim Joey öldürüldü.
- Yes, for once, I agree with Cousin Isobel.
- Evet, ilk defa Kuzen Isobel ile aynı fikirdeyim.
- Mary pretended to have a headache to avoid answering her cousin's questions.
- Mary kuzeninin sorularına cevap vermemek için başım ağrıyor numarası yaptı.
- This morning I went to the airport in order to see my cousin off.
- Bu sabah kuzenimi uğurlamak için havaalanına gittim.
- I didn't know Tom and Mary were cousins.
- Tom ve Mary'nin kuzen olduklarını bilmiyordum.
- Are Tom and Mary cousins?
- Tom ve Mary kuzenler mi?
- Tom is Mary's second cousin, I'm pretty sure.
- Tom'un Mary'nin ikinci kuzeni olduğuna eminim.
- Tom is married to one of my cousins.
- Tom kuzenlerimden biriyle evli.
- He went to stay with his cousin.
- Kuzeniyle kalmaya gitti.
- He got engaged to my cousin.
- O, benim kuzenimle nişanlandı.
- Her cousin lives in the U.S.
- Onun kuzeni ABD'de yaşıyor.
- This morning I went to the airport in order to see my cousin off.
- Bu sabah kuzenimi yolcu etmek için havaalanına gittim.
- Tom is one of my cousins.
- Tom kuzenlerimden biridir.
- My cousin is a journalist.
- Kuzenim bir gazeteci.
- Her cousin lives in the U.S.
- Kuzeni Amerika'da yaşıyor.
- Tom thought Mary was John's cousin.
- Tom, Mary'nin John'un kuzeni olduğunu sanıyordu.
- My cousins live in Boston.
- Kuzenlerim Boston'da yaşıyor.
- Tom has a cousin who is a doctor.
- Tom'un doktor olan bir kuzeni var.
- She and I are cousins.
- O ve ben kuzeniz.
- They're cousins.
- Onlar kuzen.
- I saw your cousin Tom just a few days ago.
- Sadece birkaç gün önce kuzenin Tom'u gördüm.
- She was teaching my cousin.
- Kuzenime ders veriyordu.
- I want you to be acquainted with my cousin.
- Kuzenimle tanışmanı istiyorum.
- They're my cousins.
- Onlar benim kuzenlerim.
- My cousin's house is small.
- Kuzenimin evi küçüktür.
- Tom and Mary are my cousins.
- Tom ve Mary benim kuzenlerim.
- Are you guys really cousins?
- Siz gerçekten kuzen misiniz?
- I have a cousin who's a doctor.
- Doktor olan bir kuzenim var.
- My cousin has blonde curly hair.
- Kuzenimin sarı kıvırcık saçları var.
- I like to go skiing with my cousin.
- Kuzenimle kayak yapmaya bayılırım.
- My cousins are coming in a few days.
- Kuzenlerim birkaç güne geliyor.
- He isn't my cousin.
- O, benim kuzenim değil.
- My cousin traveled to Spain two years ago, however my aunt has not yet heard from him.
- Kuzenim iki yıl önce İspanya'ya gitti, ancak teyzem henüz ondan haber alamadı.
- I have two cousins.
- İki kuzenim var.
- My cousin has a large collection of action figures.
- Kuzenimin geniş bir aksiyon figürü koleksiyonu var.
- He married my cousin.
- O, benim kuzenimle evlendi.
- No one knows that we're cousins.
- Kimse kuzen olduğumuzu bilmiyor.
- I saw your cousin Tom just a few days ago.
- Kuzenin Tom'u birkaç gün önce gördüm.
- He and I are cousins.
- O ve ben kuzeniz.
- Nobody knows we're cousins.
- Kuzen olduğumuzu kimse bilmiyor.
- Tom is Mary's second cousin.
- Tom Mary'nin ikinci kuzeni.
- I have to go to the airport to meet my cousin.
- Kuzenimle buluşmak için havaalanına gitmem gerekiyor.
- Ants and giraffes are distant cousins.
- Karıncalar ve zürafalar uzak kuzenlerdir.
- How many of your cousins live in Boston?
- Kuzenlerinin kaç tanesi Boston'da yaşıyor?
- I'm Tom's cousin.
- Tom'un kuzeniyim.
- Nobody knows we're cousins.
- Bizim kuzen olduğumuzu kimse bilmiyor.
- Tom isn't my cousin.
- Tom benim kuzenim değil.
- Tom is Mary's cousin, not her brother.
- Tom Mary'nin kuzeni, erkek kardeşi değil.
- The girl swimming in the pool is my cousin.
- Havuzda yüzen kız, kuzenimdir.
- No one knows that we're cousins.
- Kuzen olduğumuzu kimse bilmiyor.
- Nobody knows you're my cousin.
- Kimse senin kuzenim olduğunu bilmiyor.
- I have to go to the airport to meet my cousin.
- Kuzenimi karşılamak için havaalanına gitmeliyim.
- We are cousins.
- Biz kuzeniz.
- No one knows we're cousins.
- Kuzen olduğumuzu kimse bilmiyor.
- Have you seen my cousin lately?
- Son zamanlarda kuzenimi gördün mü?
- Tom has a cousin who is a doctor.
- Tom'un doktor bir kuzeni var.
- No one knows we're cousins.
- Bizim kuzen olduğumuzu hiç kimse bilmiyor.
- His wife's second cousin was a member of the Jewish ruling council.
- Karısının ikinci kuzeni, Yahudi yargı meclisinin üyesiydi.
- We surprised my cousin with a birthday party.
- Kuzenime bir doğum günü partisi düzenleyerek sürpriz yaptık.
- Tom kissed his cousin.
- Tom kuzenini öptü.
- Tom and Mary are my cousins.
- Tom ve Mary benim kuzenlerimdir.
- His cousin just died a year ago.
- Kuzeni daha bir yıl önce ölmüş.
- Tom thought Mary was John's cousin.
- Tom, Mary'nin John'un kuzeni olduğunu düşünüyordu.
- I play a lot with my cousins, nieces and nephews.
- Kuzenlerim, kız yeğenlerim ve erkek yeğenlerimle çok oynuyorum.
- Tom is not my cousin.
- Tom benim kuzenim değil.
- Tom went to Boston to stay with one of his cousins.
- Tom kuzenlerinden biriyle kalmak için Boston'a gitti.
- The girl rowing a boat is my cousin.
- Kayıkta kürek çeken kız, benim kuzenim.
- No one knows you're my cousin.
- Kimse kuzenim olduğunu bilmiyor.
- The girl rowing a boat is my cousin.
- Botta kürek çeken kız, kuzenimdir.
- One of my cousins is married to a novelist.
- Kuzenlerimden biri bir roman yazarıyla evli.
- George has two cousins; one lives in Germany and the other in Switzerland.
- George'un iki kuzeni var; biri Almanya'da, diğeri İsviçre'de yaşıyor.
- You are not my cousin.
- Sen benim kuzenim değilsin.
- Tom's my cousin.
- Tom, benim kuzenimdir.
- The editor and publisher is my cousin.
- Editör ve yayıncı benim kuzenimdir.
- I didn't tell Tom Mary was my cousin.
- Mary'nin benim kuzenim olduğunu Tom'a söylemedim.
- How many of your cousins live in Boston?
- Boston'da kaç kuzenin yaşıyor?
- Tom is one of your cousins.
- Tom kuzenlerinizden biri.
- I don't know how many cousins Tom has.
- Tom'un kaç tane kuzeni olduğunu bilmiyorum.
- She's married to a cousin of mine.
- Kuzenlerimden biriyle evli.
- Tom is Mary's cousin.
- Tom, Mary'nin kuzenidir.
- No one knows we're cousins.
- Kimse kuzen olduğumuzu bilmiyor.
- Most of my cousins live in Madrid.
- Kuzenlerimin çoğu Madrid'de yaşıyor.
- Mary was shocked when she learned that Tom had had sex with his cousin.
- Mary, Tom'un kuzeniyle seks yaptığını öğrendiğinde şok oldu.
- I have a cousin who lives in Australia.
- Avustralya'da yaşayan bir kuzenim var.
- I am Thomas's cousin.
- Ben Thomas'ın kuzeniyim.
- He's my cousin.
- O benim kuzenimdir.
- George has two cousins; one lives in Germany and the other in Switzerland.
- George'un iki kuzeni var; biri Almanya'da, diğeri de İsviçre'de yaşıyor.
- My cousin has a large collection of action figures.
- Kuzenimin büyük aksiyon figürleri koleksiyonu var.
- During his stay in London, he is going to visit his cousin.
- Londra'da kaldığı sırada kuzenini ziyaret edecek.
- My cousin is the second to the last person in the line.
- Kuzenim kuyrukta sondan ikinci kişi.
- Tom told me Mary was his cousin.
- Tom bana Mary'nin kuzeni olduğunu söyledi.
- My cousin is having a baby next month.
- Kuzenim gelecek ay bir çocuk sahibi oluyor.
- They are cousins, if I remember rightly.
- Yanlış hatırlamıyorsam kuzenler.
- Mordecai the Jew was a cousin of Queen Esther.
- Yahudi Mordekay Kraliçe Ester'in kuzeniydi.
- Luke, I am your cousin.
- Luke, ben senin kuzeninim.
- My cousin is good at doing magic tricks.
- Kuzenim sihirbazlık numaralarında iyidir.
- My cousin lives in the heart of Paris.
- Kuzenim Paris'in kalbinde yaşıyor.
- He married my cousin.
- Kuzenimle evlendi.
- Our cousin had twins.
- Kuzenimizin ikizleri oldu.
- My cousin, who was a drunk, said that Jesus talked to him every night.
- Sarhoş olan kuzenim, İsa'nın her gece onunla konuştuğunu söyledi.
- My cousin invited me to her big birthday party.
- Kuzenim beni büyük doğum günü partisine davet etti.
- Mary and Jane are cousins.
- Mary ve Jane kuzenlerdir.
- I lived in Boston last year with one of my cousins.
- Geçen yıl kuzenlerimden biri ile Boston'da yaşadım.
- Are Tom and Mary cousins?
- Tom ve Mary kuzen mi?
- I have a cousin named Tom.
- Tom adında bir kuzenim var.
- Tom said that Mary is his cousin.
- Tom, Mary'nin kuzeni olduğunu söyledi.
- My cousin is a junkie.
- Kuzenim bir keş.
- My mother and father are sending me to Boston for the summer to visit my cousins.
- Annem ve babam kuzenlerimi ziyaret etmem için yazın beni Boston'a gönderiyorlar.
- Mordecai the Jew was a cousin of Queen Esther.
- Yahudi Mordecai Kraliçe Esther'in kuzeniydi.
- My cousin received the call of God and became a priest.
- Kuzenim Tanrı'nın çağrısını aldı ve rahip oldu.
- I didn't know Tom and Mary were cousins.
- Tom ve Mary'nin kuzen olduğunu bilmiyordum.
- He isn't my cousin.
- O benim kuzenim değil.
- The editor and publisher is my cousin.
- Editör ve yayıncı benim kuzenim.
- My cousin is a little older than I am.
- Kuzenim benden biraz daha büyük.
- My cousin, who is a lawyer, is in France at present.
- Avukat kuzenim şu anda Fransa'da.
- Tom and his cousin went into business together.
- Tom ve kuzeni birlikte iş yapmaya başladılar.
- A cousin is my uncle's son.
- Kuzenim amcamın oğlu.
- The editor and the publisher are both my cousins.
- Editör de yayıncı da kuzenlerim.
- My cousin works in a shop near our home.
- Kuzenim evimize yakın bir dükkânda çalışıyor.
- He got engaged to my cousin.
- Kuzenimle nişanlandı.
- He's married to my cousin.
- O benim kuzenimle evli.
- Tom told me Mary was his cousin.
- Tom bana Mary'nin onun kuzeni olduğunu söyledi.
- Her cousin lives in America.
- Kuzeni Amerika'da yaşıyor.
- Did you know Tom and Mary were cousins?
- Tom ve Mary'nin kuzen olduğunu biliyor muydun?
- Tom has three cousins.
- Tom'un üç kuzeni var.
- I borrowed 1,000 yen from my cousin.
- Kuzenimden 1,000 yen borç aldım.
- I have three cousins.
- Üç kuzenim var.
- These three beautiful girls are my cousins.
- Bu üç güzel kız benim kuzenlerim.
- As soon as he got off the train, he was met by his cousin.
- O, trenden iner inmez, kuzeni tarafından karşılandı.
- This is my cousin.
- Bu benim kuzenim.
- How old are your cousins?
- Kuzenlerin kaç yaşında?
- John is not my brother, but my cousin.
- John benim kardeşim değil, kuzenim.
- Didn't you know Mary was Tom's cousin?
- Mary'nin Tom'un kuzeni olduğunu bilmiyor muydun?
- Nobody knows we're cousins.
- Hiç kimse kuzen olduğumuzu bilmiyor.
- Tom is married to a cousin of mine.
- Tom kuzenlerimden biriyle evli.
- Tom said that Mary is his cousin.
- Tom, Mary'nin onun kuzeni olduğunu söyledi.
- I spent yesterday afternoon with my cousin Gian.
- Dün öğleden sonrayı kuzenim Gian ile geçirdim.
- Are you one of my cousins?
- Kuzenlerimden biri misin?
- My cousin works in a shop near our home.
- Kuzenim evimizin yakınındaki bir dükkanda çalışıyor.
- His cousin, whose name I forget, was a nurse.
- Adını unuttuğum kuzeni hemşireydi.
- I will be in New Orleans in April for my cousin's wedding.
- Nisan'da kuzenimin düğünü için New Orleans'ta olacağım.
- Did you know Tom was Mary's cousin?
- Tom'un Mary'nin kuzeni olduğunu biliyor muydunuz?
- No one knows that we're cousins.
- Kuzen olduğumuzu hiç kimse bilmiyor.
- My cousin goes to the Carpathians every year.
- Kuzenim her yıl Karpatlar'a gider.
- I want you to meet my cousin.
- Senin kuzenimle tanışmanı istiyorum.
- I didn't tell Tom Mary was my cousin.
- Tom'a Mary'nin kuzenim olduğunu söylemedim.
- Nobody knows you're my cousin.
- Kimse kuzenim olduğunu bilmiyor.
- I had a cousin who lived in Boston.
- Boston'da yaşayan bir kuzenim vardı.
- My cousin Teddy majored in French in college and studied in Paris for one year.
- Kuzenim Teddy üniversitede Fransızca okudu ve bir yıl Paris'te eğitim gördü.
- Tom and I are cousins.
- Tom ve ben kuzeniz.
- Tom is Mary's second cousin, I'm pretty sure.
- Tom, Mary'nin ikinci kuzeni, ben oldukça eminim.
- Tom's my cousin.
- Tom benim kuzenim.
- The editor and the publisher are both my cousins.
- Hem editör hem de yayımcı benim kuzenlerim.
- I want you to meet my cousin.
- Kuzenimle tanışmanı istiyorum.
- I have three cousins on my mother's side.
- Anne tarafından üç kuzenim var.
- Nobody knows that we're cousins.
- Kuzen olduğumuzu hiç kimse bilmiyor.
- Are you one of my cousins?
- Sen kuzenlerimden biri misin?
- Made and Mega are cousins.
- Made ve Mega kuzendir.
- They're cousins.
- Kuzenler.
- Mary is my cousin.
- Mary benim kuzenimdir.
- I have a cousin who is a lawyer.
- Avukat olan bir kuzenim var.
- My cousin invited me to her big birthday party.
- Kuzenim beni onun büyük doğum günü partisine davet etti.
- Tom is Mary's second cousin, isn't he?
- Tom, Mary'nin ikinci kuzeni, değil mi?
- My cousin is four, but he eats as much as I do.
- Kuzenim dört yaşında ama o da benim kadar yemek yiyor.
- Tom's my cousin.
- Tom kuzenim.
- Tom didn't tell me Mary was his cousin.
- Tom bana Mary'nin onun kuzeni olduğunu söylememişti.
- My cousin suffers from osteoporosis.
- Kuzenim osteoporoz hastası.
- No one knows that we're cousins.
- Bizim kuzen olduğumuzu hiç kimse bilmiyor.
- Mary and Jane are cousins.
- Mary ve Jane kuzenler.
- I have a cousin who lives in Boston.
- Boston'da yaşayan bir kuzenim var.
- Is Tom your cousin?
- Tom senin kuzenin mi?
- Helen, this is my cousin.
- Helen, bu benim kuzenim.
- The two boys are cousins.
- Bu iki çocuk kuzen.
- I have a cousin who lives in Australia.
- Benim Avustralya'da yaşayan bir kuzenim var.
- Nobody knows we're cousins.
- Kimse kuzen olduğumuzu bilmiyor.
- Those two boys are cousins.
- Bu iki çocuk kuzen.
- What's your cousin's name?
- Kuzeninin adı ne?
- My mother and father are sending me to Boston for the summer to visit my cousins.
- Annem ve babam beni yaz için Boston'a kuzenlerimi ziyarete gönderiyor.
- My cousin's school is much easier than mine.
- Kuzenimin okulu benimkinden çok daha kolay.
- My cousin from Boston, Tom, is here today.
- Boston'dan kuzenim Tom bugün burada.
- All of my cousins live in Boston.
- Bütün kuzenlerim Boston'da yaşıyor.
- Tom didn't know that I was Mary's cousin.
- Tom, Mary'nin kuzeni olduğumu bilmiyordu.
- I will be in New Orleans in April for my cousin's wedding.
- Kuzenimin düğünü için nisan ayında New Orleans'ta olacağım.
- My cousin is the second to the last person in the line.
- Kuzenim sıradaki sondan ikinci kişi.
- Tom is your cousin, isn't he?
- Tom senin kuzenin, değil mi?
- Tom and Mary are cousins.
- Tom ve Mary kuzendir.
- No one knows that we're cousins.
- Bizim kuzen olduğumuzu kimse bilmiyor.
- Nobody knows we're cousins.
- Bizim kuzen olduğumuzu hiç kimse bilmiyor.
- Tom and Mary are John's cousins.
- Tom ve Mary, John'un kuzenleri.
- I lived in Boston last year with one of my cousins.
- Geçen yıl Boston'da kuzenlerimden biriyle yaşadım.
- Mary was shocked when she learned that Tom had had sex with his cousin.
- Mary, Tom'un kuzeni ile seks yaptığını öğrendiğinde şok oldu.
- Tom is the son of Mary's cousin.
- Tom, Mary'nin kuzeninin oğlu.
- My cousin is the last person to break his promise.
- Kuzenim verdiği sözü tutmayacak son kişidir.
- Nobody knows that we're cousins.
- Bizim kuzen olduğumuzu hiç kimse bilmiyor.
- Tom isn't really my cousin.
- Tom gerçekten benim kuzenim değil.
- Nobody knows that we're cousins.
- Kimse kuzen olduğumuzu bilmiyor.
- Mary and Jane are cousins.
- Mary ve Jane kuzendir.
- Those two boys are cousins.
- Şu iki çocuk kuzendir.
- My cousin is four years old, but she eats as much as I do.
- Kuzenim dört yaşında ama o da benim kadar yiyor.
- No one knows you're my cousin.
- Kimse senin kuzenim olduğunu bilmiyor.
- My cousins live near the beach.
- Kuzenlerim sahile yakın yaşıyorlar.
- My best friend's sister's boyfriend's cousin knows someone who went to school with Obama.
- En iyi arkadaşımın kız kardeşinin erkek arkadaşının kuzeni Obama'yla aynı okula giden birini tanıyor.
- I'd like you to meet Tom, my cousin.
- Seni kuzenim Tom'la tanıştırmak istiyorum.
- Tom is the son of Mary's cousin.
- Tom, Mary'nin kuzeninin oğludur.
- My cousin is a little older than I am.
- Kuzenim benden biraz daha yaşlıdır.
- That house was built by my cousin.
- O ev kuzenim tarafından inşa edildi.
- Jack is Mary's second cousin, I believe.
- Sanırım Jack, Mary'nin ikinci kuzeni.
- My cousin serves in the Marines.
- Kuzenim deniz kuvvetlerinde görev yapıyor.
- No one knows we're cousins.
- Kuzen olduğumuzu hiç kimse bilmiyor.
- Tom didn't know that I was Mary's cousin.
- Tom Mary'nin kuzeni olduğumu bilmiyordu.
- Nobody knows that we're cousins.
- Kuzen olduğumuzu kimse bilmiyor.
- He's not my cousin.
- O benim kuzenim değil.
- My cousin, who is a lawyer, is in France at present.
- Avukat olan kuzenim şu anda Fransa'da.
- They are my cousins.
- Onlar benim kuzenlerim.
- Tomorrow a distant cousin is coming.
- Yarın uzak bir kuzen geliyor.
- My cousin is four, but he eats as much as I do.
- Kuzenim dört yaşında ama o benim kadar çok yiyor.
- We surprised my cousin with a birthday party.
- Bir doğum günü partisiyle kuzenimi şaşırttık.
- I spent yesterday afternoon with my cousin Gian.
- Dün öğleden sonrayı kuzenim Gian'la geçirdim.
- Tom is Mary's boyfriend's father's cousin.
- Tom, Mary'nin erkek arkadaşının babasının kuzeni.
- Nobody knows we're cousins.
- Kuzen olduğumuzu hiç kimse bilmiyor.
- My cousin is getting married tomorrow.
- Kuzenim yarın evleniyor.
- My cousin suffers from osteoporosis.
- Kuzenim kemik erimesinden muzdarip.
- Did you know Tom was Mary's cousin?
- Tom'un Mary'nin kuzeni olduğunu biliyor muydun?
- He's my cousin.
- O benim kuzenim.
- My cousins live near the beach.
- Kuzenlerim plaja yakın yaşıyorlar.
- Mary is my cousin.
- Mary benim kuzenim.
- She was envious of her cousin's success.
- O, kuzeninin başarısını kıskanıyordu.
- They are cousins, if I remember rightly.
- Eğer doğru olarak hatırlıyorsam, onlar kuzenler.
- My cousins are coming in a few days.
- Kuzenlerim birkaç gün içerisinde geliyorlar.
- Tom is not my cousin.
- Tom kuzenim değil.
- Nobody knows that we're cousins.
- Hiç kimse kuzen olduğumuzu bilmiyor.
- Tom has a cousin named Mary.
- Tom'un Mary adında bir kuzeni var.
- My cousin serves with the Marines.
- Kuzenim deniz kuvvetlerinde görev yapıyor.
- I didn't know that Tom was Mary's cousin.
- Tom'un Mary'nin kuzeni olduğunu bilmiyordum.
- Tom didn't tell me Mary was his cousin.
- Tom bana Mary'nin kuzeni olduğunu söylemedi.
- He went to stay with his cousin.
- O, kuzeni ile birlikte kalmak için gitti.
- I told Tom I was Mary's cousin.
- Tom'a Mary'nin kuzeni olduğumu söyledim.
- They were cousins.
- Onlar kuzenlerdi.
- That was Tom's cousin.
- Bu Tom'un kuzeniydi.
- Mary is Tom's cousin.
- Mary Tom'un kuzeni.
- I forgot that Tom was your cousin.
- Tom'un senin kuzenin olduğunu unuttum.
- She was envious of her cousin's success.
- Kuzeninin başarısını kıskanıyordu.
- His cousin just died a year ago.
- Kuzeni daha bir sene önce öldü.
- As soon as he got off the train, he was met by his cousin.
- Trenden iner inmez kuzeni tarafından karşılandı.
- Tom is one of my cousins.
- Tom kuzenlerimden biri.
- That was Tom's cousin.
- O Tom'un kuzeniydi.
- Tom kissed my cousin.
- Tom kuzenimi öptü.
- I'd like you to meet Tom, my cousin.
- Tom'la tanışmanı istiyorum, benim kuzenim.
- My cousin took me around the town.
- Kuzenim bana şehri gezdirdi.
- My cousin has blonde curly hair.
- Kuzenimin sarışın kıvırcık saçları var.
- To tell the truth, she is my cousin.
- Doğruyu söylemek gerekirse, o benim kuzenim.
- To tell the truth, she is my cousin.
- Gerçeği söylemek gerekirse, o benim kuzenim.
- She planned a birthday dinner for her cousin.
- Kuzeni için bir doğum günü yemeği planladı.
- Our cousin had twins.
- Kuzenimizin ikizleri vardı.
- Tom and his cousins went into business together.
- Tom ve kuzenleri birlikte iş kurdular.
- Nobody knows that we're cousins.
- Bizim kuzen olduğumuzu kimse bilmiyor.
- I like to go skiing with my cousin.
- Kuzenimle kayağa gitmeyi severim.
- Tom and Mary are John's cousins.
- Tom ve Mary, John'un kuzenleridir.
- I forgot that Tom was your cousin.
- Tom'un kuzenin olduğunu unutmuşum.
- Tom isn't Mary's cousin.
- Tom Mary'nin kuzeni değildir.
- Most of my cousins live in Madrid.
- Çoğu kuzenim Madrid'de yaşıyor.
- We're cousins.
- Biz kuzeniz.
- My cousin invited me to her wedding.
- Kuzenim beni düğününe davet etti.
- Tom, this is my cousin.
- Tom, bu benim kuzenim.
- Tom is Mary's cousin, not her brother.
- Tom Mary'nin kuzeni, kardeşi değil.
- My cousin is having a baby next month.
- Kuzenimin gelecek ay bir bebeği olacak.
- My cousin's house is small.
- Kuzenimin evi küçük.
- No one knows we're cousins.
- Bizim kuzen olduğumuzu kimse bilmiyor.
- My cousin traveled to Spain two years ago, however my aunt has not yet heard from him.
- İki yıl önce kuzenim İspanya'ya gitti, ancak teyzem henüz ondan haber almadı.
- My cousin took me around the town.
- Kuzenim bana kasabayı gezdirdi.
- His wife's second cousin was a member of the Jewish ruling council.
- Karısının ikinci kuzeni, Yahudi yönetim konseyinin bir üyesiydi.
- Apes are our cousins and primate relatives.
- Maymunlar kuzenlerimiz ve primat akrabalarımızdır.
- He's married to my cousin.
- Kuzenimle evli.
- Are you my cousin?
- Sen benim kuzenim misin?
- Tom is Mary's cousin.
- Tom Mary'nin kuzeni.
- My cousin in Hokkaido is a good skier.
- Hokkaido'daki kuzenim iyi bir kayakçıdır.
- Tom is my cousin.
- Tom benim kuzenim.
- The editor and the publisher are both my cousins.
- Editör ve yayıncı benim kuzenlerim.
- My cousin is already four years old.
- Kuzenim zaten dört yaşında.
- They were cousins.
- Onlar kuzendiler.
- I have a cousin who's a doctor.
- Doktor bir kuzenim var.
- Tom is Mary's second cousin.
- Tom, Mary'nin ikinci kuzeni.
- Tom is my second cousin.
- Tom benim ikinci kuzenim.
- My cousin's school is much easier than mine.
- Kuzenimin okulu benimkinden çok daha kolaydır.
- My cousins live near the beach.
- Kuzenlerim sahile yakın oturuyor.
- Didn't you know Tom was Mary's cousin?
- Tom'un Mary'nin kuzeni olduğunu bilmiyor muydun?
- The Smiths are our cousins.
- Smith'ler kuzenimiz.
- She's married to a cousin of mine.
- O benim bir kuzenimle evli.
- Tom and I are Mary's cousins.
- Tom ve ben Mary'nin kuzenleriyiz.
- Apes are our cousins and primate relatives.
- Maymunlar bizim kuzenlerimiz ve primat akrabalarımızdır.
- The girl swimming in the pool is my cousin.
- Havuzda yüzen kız, benim kuzenim.
- Didn't you know Tom was Mary's cousin?
- Tom'un Mary'nin kuzeni olduğunu bilmiyor muydunuz?
- Tom is married to a cousin of mine.
- Tom benim bir kuzenimle evli.
- My cousin lives in the heart of Paris.
- Kuzenim, Paris'in kalbinde yaşıyor.
- My cousin received the call of God and became a priest.
- Kuzenim Tanrı'nın çağrısını kabul etti ve rahip oldu.
- My cousin is a junkie.
- Kuzenim bir esrarkeştir.
- Did you know Tom and Mary were cousins?
- Tom ve Mary'nin kuzen olduklarını biliyor muydun?
- He and I are cousins.
- O ve ben kuzenleriz.
- I have three cousins on my mother's side.
- Anne tarafında üç kuzenim var.
- Tom is one of your cousins.
- Tom senin kuzenlerinden biri.
- Tom got engaged to my cousin.
- Tom kuzenimle nişanlandı.
- Tom isn't Mary's cousin.
- Tom, Mary'nin kuzeni değil.
- Tom isn't really my cousin.
- Tom gerçekten kuzenim değil.
- My cousin from Boston, Tom, is here today.
- Boston'dan kuzenim olan Tom bugün burada.
Show More (306)
|