1 |
cry out |
haykırmak |
v. |
|
- I also speak on behalf of the oppressed people of Zimbabwe who are crying out for justice.
- Ben de adalet için haykıran mazlum Zimbabve halkı adına konuşuyorum.
- I cried out to you, hear my voice.
- Ben sana haykırdım, sesimi duy.
- Cry out against injustice!
- Adaletsizliğe karşı haykırın!
- He cried out in pain.
- Acı içinde haykırdı.
- Tom cried out with delight.
- Tom sevinçle haykırdı.
- I heard somebody cry out.
- Birinin haykırdığını duydum.
- I cried out to you, hear my voice.
- Sana haykırdım, sesimi duy.
- Cry out against injustice!
- Haksızlığa karşı haykır!
Show More (5)
|
2 |
cry out |
bağırmak |
v. |
|
- She cried out the moment she saw her mother.
- Annesini gördüğü an bağırdı.
- I didn't cry out.
- Bağırmadım.
- He cried out.
- O, bağırdı.
Show More (1)
|
3 |
cry out |
feryat etmek |
v. |
|
- Our fishing communities are crying out for help.
- Balıkçı topluluklarımız yardım için feryat ediyor.
Show More (-2)
|
4 |
cry out |
çığlık atmak |
v. |
|
- I heard somebody cry out.
- Birinin çığlık attığını duydum.
Show More (-2)
|