crystal - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
crystal kristal n., adj.
  • Mary rubbed her crystal ball.
  • Mary kristal topunu ovuşturdu.
  • This magic crystal will help eliminate negative vibrations.
  • Bu sihirli kristal negatif titreşimleri yok etmeye yardımcı olacak.
  • A crystal chandelier was hanging over the table.
  • Masanın üzerinde kristal bir avize asılıydı.
Show More (6)
crystal açık adj.
  • That needs to be made crystal clear.
  • Bunun çok açık bir şekilde ifade edilmesi gerekiyor.
  • The case law of the European Court of Human Rights is crystal clear in this respect.
  • Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihadı bu konuda son derece açıktır.
  • That is now crystal clear.
  • Bu artık çok açık.
Show More (0)