cunning - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
cunning kurnaz adj.
  • The team was protested as they won with a cunning strategy.
  • Takım kurnaz bir strateji ile kazandığı için protesto edildi.
  • She was a cunning opponent, but I won.
  • Kurnaz bir rakipti ama ben kazandım.
  • She's very cunning.
  • O çok kurnazdır.
Show More (18)
cunning kurnazlık n.
  • The cunning of the politician will make her the next president.
  • Politikacının kurnazlığı onu bir sonraki başkan yapacak.
  • Cunning ignores violence.
  • Kurnazlık şiddeti görmezden gelir.
Show More (-1)
cunning marifetli adj.
  • I bought a cunning tool that can open locks and stuff.
  • Kilitleri falan açabilen marifetli bir alet aldım.
Show More (-2)
cunning çekici adj.
  • She bought a cunning red skirt for herself.
  • Kendisi için çekici bir kırmızı etek aldı.
Show More (-2)