|
- We can, however, cut down on their use.
- Ancak bunların kullanımını azaltabiliriz.
- Partly, because Europe, like other rich countries, refuses to cut down on market-distorting aid.
- Kısmen, çünkü Avrupa, diğer zengin ülkeler gibi, piyasayı bozan yardımları azaltmayı reddediyor.
- It does not take an expert on budgets to work out that the Council is submitting a proposal to cut down on posts.
- Konseyin kadroların azaltılması için bir teklif sunduğunu anlamak için bütçe uzmanı olmaya gerek yok.
- Thirdly, the legislation put to the vote is diametrically opposed to the wish by industry to cut down on red-tape.
- Üçüncü olarak, oylamaya sunulan mevzuat, sektörün bürokrasiyi azaltma isteğiyle taban tabana zıttır.
- The doctor told him to cut down on smoking.
- Doktor ona sigarayı azaltmasını söyledi.
- I've cut down on my expenses.
- Giderlerimi azalttım.
- The doctor advised him to cut down on drinking.
- Doktor ona içkiyi azaltmasını tavsiye etti.
- I'm cutting down on sweets.
- Tatlıları azaltıyorum.
- The doctor advised him to cut down on drinking.
- Doktor ona içmeyi azaltmasını tavsiye etti.
- I'm going to cut down on meat.
- Eti azaltacağım.
- He cut down on drinking.
- İçkiyi azalttı.
- You must cut down on extra expenses in order to live within your means.
- İmkanların dahilinde yaşamak için ekstra harcamaları azaltmalısın.
- Rather than cutting down on cigarettes, sir, why don't you just give them up?
- Sigarayı azaltmak yerine, efendim, neden bırakmıyorsunuz?
- My father cut down on salty food as I had advised.
- Babam benim de tavsiye ettiğim gibi tuzlu yiyecekleri azalttı.
- If you want to lose weight, you should cut down on between-meal snacks.
- Kilo vermek istiyorsanız, öğün arası atıştırmalıkları azaltmalısınız.
- Tom has been trying to cut down on calories.
- Tom kalorileri azaltmaya çalışıyor.
- Tom has cut down on sweets.
- Tom tatlıları azalttı.
- If you want to lose weight, you should cut down on between-meal snacks.
- Kilo vermek istiyorsan yemek arası aparatifleri azaltmalısın.
- Tom has cut down on drinking.
- Tom içki içmeyi azalttı.
- Rather than cutting down on cigarettes, sir, why don't you just give them up?
- Sigarayı azaltmak yerine niçin bırakmıyorsunuz efendim?
- He had cut down on sweets.
- Tatlıları azalttı.
- My father cut down on salty food as I had advised.
- Tavsiye ettiğim üzere babam tuzlu gıdaları azalttı.
- Instead of cutting down on cigarettes, why don't you just give them up?
- Sigarayı azaltmak yerine, neden bırakmıyorsunuz?
- Tom has been trying to cut down on calories.
- Tom kaloriyi azaltmaya çalışıyor.
- You must cut down on extra expenses in order to live within your means.
- İmkanlarınız dahilinde yaşamak için ekstra harcamaları azaltmalısınız.
- His doctor told him to cut down on drinking.
- Doktoru ona içkiyi azaltmasını söyledi.
- Tom's doctor advised him to cut down on his sugar intake.
- Tom'un doktoru ona şeker alımını azaltmasını tavsiye etti.
- Tom tried to cut down on his expenses.
- Tom giderlerini azaltmaya çalıştı.
- Tom's doctor suggested that he cut down on sugar.
- Tom'un doktoru ona şekeri azaltmasını önerdi.
- After his heart attack, Jim had to cut down on his sugar intake.
- Kalp krizinden sonra Jim şeker alımını azaltmak zorunda kaldı.
- Tom's doctor suggested that he cut down on sugar.
- Tom'un doktoru şekeri azaltmasını önerdi.
- Tom has cut down on sweets.
- Tom şekerli yiyecekleri azalttı.
- Tom says he's cut down on drinking.
- Tom içkiyi azalttığını söylüyor.
- I'm cutting down on sweets.
- Şekerlemeyi azaltıyorum.
- The doctor advised my father to cut down on smoking.
- Doktor, babama sigarayı azaltmasını tavsiye etti.
- He had cut down on sweets.
- O, şekerlemeyi azalttı.
- Tom has cut down on drinking.
- Tom içkiyi azalttı.
- He cut down on drinking.
- O içki içmeyi azalttı.
- I've been trying to cut down on caffeine.
- Kafeini azaltmaya çalışıyordum.
- You should cut down on the amount of fattening food that you eat.
- Yediğiniz yağlı yiyeceklerin miktarını azaltmalısınız.
Show More (37)
|