1 |
darling |
sevgili |
n. |
|
- Then please come down, darling.
- O zaman lütfen aşağı in sevgilim.
- Darling, please pack it as fast as you can.
- Sevgilim, lütfen olabildiğince hızlı topla.
- Darling, I brought you these flowers and two poems.
- Sevgilim, sana bu çiçekleri ve iki de şiir getirdim.
- Darling, please pack it as fast as you can.
- Sevgilim, lütfen mümkün olduğu kadar çabuk paketle.
- Darling, nobody knows all of them, not even me.
- Sevgilim, kimse hepsini bilmiyor, ben bile.
- Before you draw that pistol, darling, you might want to holster the other one first.
- O tabancayı çekmeden önce, sevgilim, diğerini kılıfına koymak isteyebilirsin.
- How are you, darling?
- Nasılsın sevgilim?
- What's the matter, darling?
- Sorun ne, sevgilim?
- Sleep well, darling!
- İyi uykular, sevgilim!
- Do you want some breakfast, darling?
- Biraz kahvaltı ister misin, sevgilim?
- My sweet darling, I miss you so much.
- Benim tatlı sevgilim, seni o kadar çok özledim ki.
- What are you doing, darling?
- Ne yapıyorsun, sevgilim?
- What's the matter, darling?
- Sorun nedir, sevgilim?
- My sweet darling, I miss you so much.
- Benim tatlı sevgilim, seni çok özledim.
- Are you tired, darling?
- Yorgun musun, sevgilim?
- Do you want some breakfast, darling?
- Kahvaltı ister misin, sevgilim?
- What is it, darling?
- Bu nedir, sevgilim?
Show More (14)
|
2 |
darling |
tatlım |
interj. |
|
- Before you draw that pistol, darling, you might want to holster the other one first.
- O silahı çekmeden tatlım, ilkin öbürünü kılıfına koymak isteyebilirsin.
- Darling, please pack it as fast as you can.
- Tatlım, lütfen mümkün olduğu kadar çabuk toparla.
- Before you draw that pistol, darling, you might want to holster the other one first.
- O tabancayı çekmeden önce tatlım, diğerini kılıfına koymak isteyebilirsin.
Show More (0)
|
3 |
darling |
hayatım |
interj. |
|
- How are you, darling?
- Nasılsın hayatım?
- What is it, darling?
- Ne oldu, hayatım?
- Is something wrong, darling?
- Bir sorun mu var hayatım?
Show More (0)
|
4 |
darling |
sevgilim |
n. |
|
- Hello darling, I hope you had a good day.
- Merhaba sevgilim, günün iyi geçmiştir umarım.
Show More (-2)
|
5 |
darling |
sevimli |
n. |
|
- She is a sweet darling, helping everyone.
- O, herkese yardım eden çok sevimli bir insandır.
Show More (-2)
|
6 |
darling |
canım |
adj. |
|
- My darling children are my pride and joy.
- Canım çocuklarım benim gurur ve neşe kaynağım.
Show More (-2)
|
7 |
darling |
şirin |
adj. |
|
- They bought a darling little house in the countryside.
- Kırsal kesimde küçük, şirin bir ev aldılar.
Show More (-2)
|
8 |
darling |
can |
n. |
|
- Sleep well, darling!
- İyi uykular, canım!
Show More (-2)
|
9 |
darling |
aşkım |
exclam. |
|
- I call my sweetheart darling.
- Sevgilime aşkım derim.
Show More (-2)
|