| 1 |
dearly |
çok |
adv. |
|
- Tom loved his mother dearly.
- Tom annesini çok sevdi.
- We love each other dearly.
- Birbirimizi çok seviyoruz.
- She loves me dearly.
- Beni çok seviyor.
- We love Tom dearly.
- Tom'u çok seviyoruz.
- Tom loved his children dearly.
- Tom çocuklarını çok severdi.
- Tom loved his mother dearly.
- Tom annesini çok severdi.
- She loved her mother dearly.
- Annesini çok seviyordu.
- He loves her dearly.
- Onu çok seviyor.
- She is dearly loved by everybody.
- Herkes tarafından çok sevilir.
Show More (6)
|
| 2 |
dearly |
içtenlikle |
adv. |
|
- She is dearly loved by everybody.
- O herkes tarafından içtenlikle sevilir.
- We love each other dearly.
- Birbirimizi içtenlikle seviyoruz.
- She loved her mother dearly.
- O, annesini içtenlikle seviyordu.
- Tom loved his children dearly.
- Tom, çocuklarını içtenlikle seviyordu.
- Tom loved his children dearly.
- Tom, çocuklarını içtenlikle sevdi.
- She loves her son dearly.
- O, oğlunu içtenlikle seviyor.
Show More (3)
|
| 3 |
dearly |
pahalıya |
adv. |
|
- They pay very dearly for their status.
- Statülerinin bedelini çok pahalıya ödüyorlar.
- The policy is said to be expensive and cost the consumers dearly.
- Bu politikanın pahalı olduğu ve tüketicilere pahalıya mal olduğu söylenmektedir.
Show More (-1)
|
