| 1 |
develop into (someone or something) |
(yeni/farklı birine/bir şeye) dönüşmek |
v. |
|
- Meanwhile, this controversy has developed into an extremely serious conflict between Europe and the United States.
- Bu arada bu tartışma Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri arasında son derece ciddi bir çatışmaya dönüşmüştür.
- We hope this directive will develop into a new partnership between workers and management and strengthen dialogue.
- Bu yönergenin çalışanlar ve yönetim arasında yeni bir ortaklığa dönüşeceğini ve diyaloğu güçlendireceğini umuyoruz.
- Those who have spoken of an EU that is developing into a fortress Europe are, unfortunately, not completely mistaken.
- Bir kale Avrupa'ya dönüşmekte olan bir AB'den bahsedenler ne yazık ki tamamen yanılmıyorlar.
- Few flowers develop into fruit.
- Çok az sayıdaki çiçek meyveye dönüşür.
- Buds can develop into flowers or leaves.
- Tomurcuklar çiçeklere veya yapraklara dönüşebilir.
- The storm developed into a typhoon.
- Fırtına bir tayfuna dönüştü.
- Few flowers develop into fruit.
- Çok az çiçek meyveye dönüşür.
Show More (4)
|
| 2 |
develop into (someone or something) |
(yeni/farklı biri/bir şey) haline gelmek |
v. |
|
- The idea of candidate membership is that the country concerned develops into a Member State like the others.
- Aday üyelik fikri, ilgili ülkenin diğerleri gibi bir Üye Devlet haline gelmesidir.
- We must resolve the various minority situations before they develop into problems.
- Çeşitli azınlık durumlarını sorun haline gelmeden çözmeliyiz.
Show More (-1)
|
