|
- He's a devout Catholic.
- O dindar bir Katolik.
- She's a devout Catholic.
- Dindar bir Katolik.
- Sometimes it's the converts who are the most devout.
- Bazen en dindarlar din değiştiren kimselerdir.
- Sometimes it's the converts who are the most devout.
- Bazen en dindar olanlar din değiştirenlerdir.
- She's a devout Catholic.
- O dindar bir Katolik.
- Layla is a devout churchgoer.
- Layla dindar bir kilise müdavimidir.
- The devout pray in silence.
- Dindarlar sessizce dua eder.
- Tom's mother is a devout Catholic.
- Tom'un annesi dindar bir katolik.
- Tom was extremely devout.
- Tom son derece dindardı.
- Dan was a very devout religious individual.
- Dan çok dindar bir bireydi.
- Tom and Mary are devout Catholics.
- Tom ve Mary dindar Katolikler.
- Tom is a devout Catholic.
- Tom dindar bir Katoliktir.
- Tom's mother was a devout Catholic.
- Tom'un annesi dindar bir Katolikti.
- Tom's sister is a devout Christian.
- Tom'un kız kardeşi dindar bir Hıristiyan.
- Tom's sister is a devout Christian.
- Tom'un kız kardeşi dindar bir Hristiyan.
- Layla is a devout churchgoer.
- Leyla kiliseye giden bir dindardır.
- Tom and Mary are devout Catholics.
- Tom ve Mary dindar Katoliktirler.
- Tom was a devout Christian who believed in miracles.
- Tom mucizelere inanan dindar bir Hıristiyandı.
- Tom is a devout Catholic.
- Tom dindar bir Katolik.
Show More (16)
|
