|
- Angola is more than diamonds and oil.
- Angola elmas ve petrolden daha fazlasıdır.
- I recently visited Botswana, where, apart from diamonds, they only have a few cattle to export.
- Kısa bir süre önce Botsvana'yı ziyaret ettim, elmas dışında ihraç edecekleri sadece birkaç büyükbaş hayvanları var.
- We know the problems that have been caused with diamonds elsewhere and the arms trade.
- Elmasların başka yerlerde ve silah ticaretinde yol açtığı sorunları biliyoruz.
- Stick to me, kid, and you'll wear diamonds.
- Yanımda dur, evlat, elmaslara boğarım seni.
- For the overall effect, please choose flawless diamonds.
- Genel efekt için lütfen kusursuz elmasları seçiniz.
- They control drugs, arms smuggling, black market diamonds, human trafficking, and even murder and extortion.
- Uyuşturucu, silah kaçakçılığı, karaborsa elmas, insan kaçakçılığı ve hatta cinayet ve gasp kontroleri altında.
- For the overall effect, please choose flawless diamonds.
- Genel etki için lütfen kusursuz elmasları seçin.
- Did Tom ever tell you where he hid the diamonds?
- Tom size elmasları nereye sakladığını söyledi mi?
- Give me the diamonds.
- Bana elmasları ver.
- Mary showed Tom where she hid the diamonds.
- Mary elmasları nerede sakladığını Tom'a gösterdi.
- All women like diamonds.
- Bütün kadınlar elmastan hoşlanırlar.
- How do you know those are real diamonds?
- Onların gerçek elmas olduklarını nereden biliyorsunuz?
- Are you saying you don't know where Tom hid the diamonds?
- Tom'un elmasları nerede sakladığını bilmediğini mi söylüyorsun?
- The stars sparkle like diamonds.
- Yıldızlar elmas gibi parıldıyor.
- Perfect diamonds are extremely rare jewels.
- Mükemmel elmaslar oldukça nadir mücevherlerdir.
- Mary showed Tom where she hid the diamonds.
- Mary Tom'a elmasları sakladığı yeri gösterdi.
- Tom shouldn't have told Mary where he hid the diamonds.
- Tom elmasları nereye sakladığını Mary'ye söylememeliydi.
- Tom never told Mary where he hid the diamonds.
- Tom elmasları nereye sakladığını Mary'ye hiç söylemedi.
- Says the legend that there are diamonds in the region.
- Efsane, bölgede elmaslar olduğunu söylüyor.
- Diamonds are forever.
- Elmaslar sonsuzdur.
- What is the difference between imitation and real diamonds?
- Taklit ve gerçek elmaslar arasındaki fark nedir?
- He never told her where he hid the diamonds.
- Elmasları nereye sakladığını ona hiç söylemedi.
- Fadil was shot and his diamonds disappeared.
- Fadıl vuruldu ve elmasları kayboldu.
- Diamonds are a girl's best friends.
- Elmaslar bir kızın en iyi arkadaşlarıdır.
- Tom didn't tell anyone where he'd hid the diamonds.
- Tom elmasları nereye sakladığını hiç kimseye söylemedi.
- Mary's eyes sparkled like diamonds.
- Mary'nin gözleri elmas gibi parlıyordu.
- Mary's eyes sparkled like diamonds.
- Mary'nin gözleri elmas gibi parladı.
- Tom didn't tell anyone where he'd hid the diamonds.
- Tom elmasları nereye sakladığını kimselere söylemedi.
- In some cases, emeralds can be worth more than diamonds.
- Bazı durumlarda, zümrütler elmastan daha değerli olabilir.
- Says the legend that there are diamonds in the region.
- Efsaneye göre o bölgede elmas varmış.
- Tom showed Mary where he hid the diamonds.
- Tom, Mary'ye elmasları nereye sakladığını gösterdi.
- Tom put the diamonds in a small metal box.
- Tom elmasları küçük metal bir kutuya koydu.
- Tom asked Mary to tell him where she had hidden the diamonds.
- Tom, Mary'den elmasları nereye sakladığını söylemesini istedi.
- Tom put the diamonds into the safe.
- Tom elmasları kasaya koydu.
- Give me the diamonds.
- Elmasları ver.
- I've already hidden the diamonds.
- Elmasları çoktan sakladım.
- Tom reluctantly handed over the diamonds.
- Tom elmasları isteksizce verdi.
- Do you know where Tom hid the diamonds?
- Tom'un elmasları nerede sakladığını biliyor musun?
- The stars sparkle like diamonds.
- Yıldızlar elmas gibi parlıyor.
- Tom told me where he hid the stolen diamonds.
- Tom bana çalınan elmasları nereye sakladığını söyledi.
- Perfect diamonds are extremely rare jewels.
- Mükemmel elmaslar çok nadir bulunan mücevherlerdir.
- He never told her where he hid the diamonds.
- Ona elmasları nereye sakladığını hiç söylemedi.
- Tom shouldn't have told Mary where he hid the diamonds.
- Tom elmasları nereye sakladığını Mary'e söylememeliydi.
- All women like diamonds.
- Bütün kadınlar elması sever.
- In some cases, emeralds can be worth more than diamonds.
- Bazı durumlarda, zümrütler elmaslardan daha değerli olabilir.
- Tom never told Mary where he hid the diamonds.
- Tom Mary'ye elmasları nereye sakladığını hiç söylemedi.
- Layla was shot and her diamonds disappeared.
- Leyla silahla vuruldu ve elmasları kayboldu.
- Diamonds aren't cheap.
- Elmaslar ucuz değildir.
- How did you know where Tom hid the diamonds?
- Tom'un elmasları nereye sakladığını nasıl bildin?
- Tom reluctantly handed over the diamonds.
- Tom isteksizce elmasları verdi.
- Layla was shot and her diamonds disappeared.
- Layla vuruldu ve elmasları kayboldu.
- Tom showed Mary where he hid the diamonds.
- Tom elmasları nereye sakladığını Mary'ye gösterdi.
- How do you know those are real diamonds?
- Bunların gerçek elmas olduğunu nereden biliyorsun?
- Where are the diamonds?
- Elmaslar nerede?
- These diamonds are from South Africa.
- Bu elmaslar Güney Afrika'dan.
- Her eyes sparkled like diamonds.
- Gözleri elmas gibi parlıyordu.
- What is the difference between imitation and real diamonds?
- İmitasyon ve gerçek elmas arasındaki fark nedir?
- He never told her where he hid the diamonds.
- Elmasları nereye sakladığını ona asla söylemedi.
- Diamonds aren't cheap.
- Elmaslar ucuz değil.
- Are you saying you know where Tom hid the diamonds?
- Tom'un elmasları nereye sakladığını bildiğini mi söylüyorsun?
- Her eyes sparkled like diamonds.
- Onun gözleri elmas gibi parladı.
- Tom never told Mary where he hid the stolen diamonds.
- Tom çaldığı elmasları nereye sakladığını Mary'e hiç söylemedi.
- Are you saying you don't know where Tom hid the diamonds?
- Tom'un elmasları nereye sakladığını bilmediğini mi söylüyorsun?
- Do you know for sure that these are real diamonds?
- Bunların gerçek elmas olduğundan emin misin?
- Tom put the diamonds in a small metal box.
- Tom elmasları küçük bir metal kutuya koydu.
- Do you know where Tom hid the diamonds?
- Tom'un elmasları nereye sakladığını biliyor musun?
- Tom told me where he hid the stolen diamonds.
- Tom bana çalıntı elmasları nereye sakladığını söyledi.
- Tom never told Mary where he hid the stolen diamonds.
- Tom çalıntı elmasları nereye sakladığını asla Mary'ye söylemedi.
Show More (65)
|
