differed - Türkisch Englisch Wörterbuch

differed

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Bedeutungen von dem Begriff "differed" im Türkisch Englisch Wörterbuch : 15 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
differ v. farklı olmak
We cannot overlook the fact that Member States' views on some of these questions still differ.
Üye Devletlerin bu sorulardan bazılarına ilişkin görüşlerinin hala farklı olduğu gerçeğini göz ardı edemeyiz.

More Sentences
differ v. farklı düşünmek
The two committee members differed on all the major issues.
İki komite üyesi tüm önemli konularda farklı düşünüyorlardı.

More Sentences
differ v. değişiklik göstermek
The candidates differed widely in age, experience, and background.
Adaylar yaş, deneyim ve geçmiş bakımından büyük değişiklik gösteriyordu.

More Sentences
Politics
differ v. farklılaşmak
Here too the perceptions have differed.
Burada da algılar farklılaştı.

More Sentences
General
differ v. ters düşmek
differ v. değişik olmak
differ v. anlaşamamak
differ v. ayrılmak
differ v. aynı fikirde olmamak
differ v. benzememek
differ v. bozuşmak
differ v. ayrıcalık göstermek
differ v. farklılaştırmak
differ v. farklı kılmak
Technical
differ v. benzemez olmak

Bedeutungen, die der Begriff "differed" mit anderen Begriffen im Englisch Türkisch Wörterbuch erhalten hat: 88 Ergebniss(e)

Englisch Türkisch
General
differ from v. farklılık göstermek
The way in which the targets formulated are achieved may differ from one Member State to another.
Formüle edilen hedeflere ulaşma şekli bir Üye Devletten diğerine farklılık gösterebilir.

More Sentences
differ in v. farklı olmak
People greatly differ in their views of life.
İnsanlar hayata bakış açısı yönünden çok farklı olurlar.

More Sentences
differ by v. ile farklılık göstermek
It will differ by a small subscription fee and reliable connection.
Küçük bir abonelik ücreti ve güvenilir bağlantı ile farklılık gösterecektir.

More Sentences
Phrasals
differ on (something) v. (bir konuda) ayrılmak
How does the Muslim religion differ on this point from other religions?
İslam dini bu noktada diğer dinlerden nasıl ayrılır?

More Sentences
differ in (something) v. (bir konuda) farklılık göstermek
The fundamental reform which is necessary, and which we intend, differs in one key respect.
Gerekli olan ve bizim de amaçladığımız temel reform, önemli bir açıdan farklılık göstermektedir.

More Sentences
differ from (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) ayrılmak
It is precisely in that respect that we differ from NATO.
İşte tam da bu açıdan NATO'dan ayrılıyoruz.

More Sentences
differ from (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) farklı olmak
On these we have distinct policies which are well known and differ from those of the majority of this Parliament.
Bu konularda, iyi bilinen ve Parlamento çoğunluğunun görüşlerinden farklı olan farklı politikalarımız var.

More Sentences
General
differ [obsolete] n. farklılık
differ [obsolete] n. fark
differ [obsolete] n. ayrılık
differ from v. benzememek
differ from v. aynı fikirde olmamak
differ from v. diğerlerinden ayrılmak
differ with v. ile aynı fikirde olmamak
differ from v. -den ayrılmak
differ from v. -den başka olmak
differ from v. -den farklı olmak
differ in price v. fiyatta farklı olmak
differ greatly v. büyük ölçüde farklılık göstermek
beg to differ with someone v. birisiyle aynı görüşte/düşüncede olmamak
Phrasals
differ (with someone) on something v. (biriyle bir konuda hakkında) çekişmek
differ (with someone) on something v. (biriyle bir konuda hakkında) anlaşamamak
differ (with someone) about something v. (biriyle bir konuda hakkında) aynı fikirde olmamak
differ (with someone) about something v. (biriyle bir konuda hakkında) hemfikir olmamak
differ (with someone) about something v. (biriyle bir konu hakkında) tartışmak
differ about (something) v. (bir konu hakkında) tartışmak
differ about (something) v. (bir konu hakkında) çekişmek
differ about (something) v. (bir konu hakkında) hemfikir olmamak
differ about (something) v. (bir konu hakkında) ters düşmek
differ (with someone) on something v. (biriyle bir konuda hakkında) aynı fikirde olmamak
differ (with someone) about something v. (biriyle bir konuda hakkında) ters düşmek
differ (with someone) about something v. (biriyle bir konuda hakkında) anlaşamamak
differ (with someone) on something v. (biriyle bir konu hakkında) tartışmak
differ (with someone) about something v. (biriyle bir konuda hakkında) münakaşa etmek
differ (with someone) about something v. (biriyle bir konuda hakkında) çekişmek
differ (with someone) on something v. (biriyle bir konuda hakkında) münakaşa etmek
differ about (something) v. (bir konu hakkında) anlaşamamak
differ about (something) v. (bir konu hakkında) münakaşa etmek
differ about (something) v. aynı fikirde olmamak
differ (with someone) on something v. (biriyle bir konuda hakkında) ters düşmek
differ (with someone) on something v. (biriyle bir konuda hakkında) hemfikir olmamak
differ about (something) v. (bir konuda) ayrı düşüncelerde olmak
differ on (something) v. (bir konuda) ayrı fikirlere sahip olmak
differ on (something) v. (bir konuda) anlaşamamak
differ on (something) v. (bir konuda) hemfikir olmamak
differ on (something) v. (bir konuda) ters düşmek
differ about (something) v. (bir konuda) ayrı fikirlere sahip olmak
differ on (something) v. (bir konuda) ayrı düşüncelerde olmak
differ on (something) v. (bir konuda) tartışmak
differ about (something) v. (bir konuda) ayrılmak
differ on (something) v. (bir konuda) fikir çatışmasına girmek
differ on (something) v. (bir konuda) aynı fikirde olmamak
differ about (something) v. (bir konuda) fikir çatışmasına girmek
differ on (something) v. (bir konu hakkında) münakaşa etmek
differ on (something) v. (bir konu hakkında) çekişmek
differ about v. hakkında anlaşamamak
differ in (something) v. (bir yönden) farklı olmak/farklılık göstermek
differ from (someone or something) v. (birine/bir şeye) benzememek
differ about v. (bir konuda) fikir çatışmasına girmek
differ about v. (bir konuda) fikir çatışmasına girmek
differ about v. (bir konuda) ayrı fikirlere sahip olmak
differ from (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) başka olmak
differ about v. hakkında hemfikir olmamak
differ about v. hakkında ters düşmek
differ about v. hakkında tartışmak
differ from something v. bir şeyden farklı olmak
differ about v. (bir konuda) ayrılmak
differ in (something) v. (bir şeyde) farklı olmak
differ about v. (bir konuda) ayrı düşüncelerde olmak
Phrases
beg to differ expr. buna katılamayacağım
Proverb
tastes differ zevkler farklıdır
tastes differ zevkler farklı olur
tastes differ zevkler kişiden kişiye değişir
tastes differ zevkler ve renkler tartışılmaz
Colloquial
I beg to differ expr. ben öyle düşünmüyorum
I beg to differ expr. maalesef aynı görüşte/fikirde değilim
Idioms
beg to differ with somebody v. aynı fikirde olmamak
beg to differ with somebody v. aynı görüşte olmamak
agree to differ v. aynı görüşte olmamayı kabullenip geçmek
agree to differ v. aynı görüşte olmamayı kabullenip tartışmayı bitirmek
agree to differ v. aynı görüşte/fikirde olmamayı olgunca karşılamak
Formal
beg to differ n. izninizle bu düşüncede değilim
beg to differ v. aynı düşüncede olmamak
beg to differ v. aynı fikirde olmamak
Speaking
that's a differ matter expr. o başka sorun
they differ in kind expr. çeşitleri ayrı
I beg to differ expr. maalesef aynı görüşte değilim
Technical
differ from v. farklı olmak