1 |
disappear from (something) |
(bir şeyden/yerden) kaybolmak |
v. |
|
- One by one, the European teams are disappearing from the green pitches in Korea.
- Avrupa takımları birer birer Kore'deki yeşil sahalardan kayboluyor.
- Would the textile industry disappear from Western Europe?
- Tekstil endüstrisi Batı Avrupa'dan kaybolacak mı?
- All these excellent provisions, however, have disappeared from the final version.
- Ancak tüm bu mükemmel hükümler nihai versiyonda kaybolmuştur.
- This hypocrisy has slowly disappeared from this Parliament.
- Bu ikiyüzlülük bu Parlamentodan yavaş yavaş kayboldu.
- One by one, the European teams are disappearing from the green pitches in Korea.
- Avrupa takımları Kore'deki yeşil sahalardan birer birer kayboluyor.
- The load of despair disappeared from his mind, and the peace of forgiveness filled his spirit.
- Çaresizliğin yükü, zihninden kayboldu ve bağışlanmanın verdiği esenlik ruhunu doldurdu.
- The load of despair disappeared from his mind, and the peace of forgiveness filled his spirit.
- Umutsuzluğun yükü zihninden kayboldu ve bağışlamanın huzuru ruhunu doldurdu.
- Invaluable jewels disappeared from the museum.
- Paha biçilmez mücevherler müzeden kayboldu.
- Invaluable jewels disappeared from the museum.
- Değerli mücevherler müzeden kayboldu.
- He disappeared from this town.
- Bu kasabadan kayboldu.
- It was as if the earth were to disappear from under his feet.
- Sanki dünya onun ayağının altından kaybolmuş gibiydi.
- Suddenly the ground seemed to disappear from beneath my feet.
- Aniden zemin ayaklarımın altından kayboluyor gibi görünüyordu.
- Emails have started suddenly disappearing from my inbox.
- E-postalar birdenbire gelen kutumdan kaybolmaya başladı.
Show More (10)
|
2 |
disappear from (something) |
gözden kaybolmak |
v. |
|
- Sami disappeared from view.
- Sami gözden kayboldu.
- Jack disappeared from view in the crowd.
- Jack kalabalıkta gözden kayboldu.
- The train disappeared from view.
- Tren gözden kayboldu.
- He disappeared from this town.
- O, bu şehirde gözden kayboldu.
- Jack disappeared from view in the crowd.
- Jack kalabalığın içinde gözden kayboldu.
Show More (2)
|
3 |
disappear from (something) |
(bir şeyden/yerden) yok olmak |
v. |
|
- The sheepmeat sector today needs to be stabilised and supported, otherwise it will disappear from many regions.
- Koyun eti sektörü bugün istikrarlı hale getirilmeli ve desteklenmelidir aksi takdirde birçok bölgeden yok olacaktır.
Show More (-2)
|