disparate - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
disparate farklı adj.
  • Unfortunately, the procedure used in the Member States is too disparate and too unclear.
  • Ne yazık ki Üye Devletlerde uygulanan prosedür çok farklı ve çok belirsiz.
  • Unfortunately, the procedure used in the Member States is too disparate and too unclear.
  • Ne yazık ki, Üye Devletlerde kullanılan prosedür çok farklı ve çok belirsiz.
Show More (-1)
disparate kıyaslanamaz adj.
  • Their differences grew more disparate over time.
  • Aralarındaki farklılıklar zamanla daha da kıyaslanamaz hale geldi.
Show More (-2)