|
- My daughter likes to play with dolls.
- Kızım bebeklerle oynamayı sever.
- My sister is playing with dolls.
- Kız kardeşim bebeklerle oynuyor.
- The doll was surprisingly lifelike.
- Bebek şaşırtıcı bir biçimde canlı gibiydi.
- This doll has big eyes.
- Bu bebeğin büyük gözleri var.
- As a girl, Elisa loved to play nurse with her dolls.
- Elisa küçük bir kızken bebekleriyle hemşirelik oynamayı çok severdi.
- I have bought an adorable doll for my granddaughter.
- Torunum için çok güzel bir bebek satın aldım.
- How many dolls do you have?
- Kaç tane bebeğin var?
- Give her a doll.
- Ona bir bebek ver.
- Tom got very angry at his sister and tore up her favorite doll.
- Tom kız kardeşine çok kızdı ve onun en sevdiği bebeğini parçaladı.
- What a pretty doll this is!
- Bu ne güzel bir bebek!
- If I gave you this doll, I would miss it.
- Bu bebeği sana verirsem onu özlerim.
- Tom hid Mary's doll behind the door.
- Tom, Mary'nin bebeğini kapının arkasına sakladı.
- Mom bought a pretty doll for me.
- Annem benim için güzel bir bebek aldı.
- Tom made this doll for me.
- Tom bu bebeği benim için yaptı.
- Tom made Mary a doll.
- Tom Mary'ye bir bebek yaptı.
- If I gave you this doll, I would miss it.
- Bu bebeği sana verseydim, onu özlerdim.
- What a lovely doll!
- Ne güzel bir bebek!
- Where did you find this doll?
- Bu bebeği nerede buldun?
- Mary doesn't play with dolls anymore.
- Mary artık bebeklerle oynamıyor.
- The little girl has a doll in her hands.
- Küçük kızın ellerinde oyuncak bir bebek var.
- My brother gave me a cute doll.
- Erkek kardeşim bana şirin bir bebek verdi.
- Did you make this doll by yourself?
- Bu bebeği kendin mi yaptın?
- The girl was gazing at the doll.
- Kız bebeğe bakıyordu.
- The girl hugged her doll.
- Kız, bebeğini kucakladı.
- Is she making a doll?
- Bebek mi yapıyor?
- That girl hugged her doll.
- O kız, bebeğine sarıldı.
- That girl hugged her doll.
- O kız bebeğine sarıldı.
- The girl hugged her doll.
- Kız bebeğine sarıldı.
- I'd like to buy this doll.
- Bu bebeği satın almak istiyorum.
- Kate is dressing her doll.
- Kate bebeğini giydiriyor.
- The old man named the wooden doll Pinocchio.
- Yaşlı adam ahşap bebeğe Pinokyo adını verdi.
- The young girl was in the next room playing with a doll.
- Genç kız yan odada oyuncak bir bebekle oynuyordu.
- He carved me a wooden doll.
- Bana tahta bir bebek oydu.
- Where did you find this doll?
- Bu bebeği nereden buldun?
- This is a doll that she made herself.
- Bu onun kendi yaptığı bir bebek.
- Mother made a doll for me.
- Annem benim için bir bebek yaptı.
- Show me the doll that you bought yesterday.
- Bana dün aldığın bebeği göster.
- My daughter likes to play with dolls.
- Kızım bebeklerle oynamaktan hoşlanır.
- Mary gave me an American doll.
- Mary, bana bir Amerikan bebeği verdi.
- This is a doll that she made herself.
- Bu kendi yaptığı bir bebek.
- The girl made a doll out of a piece of cloth.
- Kız bir parça bezden bir bebek yaptı.
- I made a doll for Ann.
- Ann için bir bebek yaptım.
- This is a doll which she made herself.
- Bu, onun kendisinin yaptığı bir bebektir.
- I made her a doll.
- Ona bir bebek yaptım.
- Mary is playing with her dolls.
- Mary bebekleriyle oynuyor.
- The girl has a beautiful doll.
- Kızın güzel bir bebeği var.
- That doll is scary.
- O bebek korkutucu.
- There is a doll in the box.
- Kutuda oyuncak bir bebek var.
- She has a pretty doll.
- Güzel bir bebeği var.
- She gave away all her dolls.
- Bütün bebeklerini dağıttı.
- That doll is scary.
- Bu bebek korkutucu.
- Tom hid Mary's doll behind the door.
- Tom Mary'nin bebeğini kapının arkasına sakladı.
- Dora was playing with her doll in the kitchen.
- Dora mutfakta bebeğiyle oynuyordu.
- The old man named the wooden doll Pinocchio.
- Yaşlı adam tahta bebeğe Pinokyo adını verdi.
- I have bought an adorable doll for my granddaughter.
- Torunum için sevimli bir bebek aldım.
- This doll was a gift from my aunt.
- Bu bebek teyzemin hediyesiydi.
- If Jane's mother were in Japan, I could invite her to the Doll's Festival.
- Jane'in annesi Japonya'da olsaydı, onu Bebek Festivali'ne davet edebilirdim.
- I made a doll for Mary.
- Mary için bir bebek yaptım.
- Mary gave away all her dolls.
- Mary bütün bebeklerini bağışladı.
- How many dolls did you have when you were a little girl?
- Küçük bir kızken kaç tane bebeğin vardı?
- Mary likes doll houses.
- Mary bebek evlerini sever.
- Which is creepier, a talking teddy bear or a talking doll?
- Hangisi daha ürkütücü, konuşan bir oyuncak ayı mı yoksa konuşan bir bebek mi?
- She has a pretty doll.
- Onun güzel bir bebeği var.
- This doll costs only sixty cents.
- Bu bebek sadece altmış senttir.
- The little girl has a doll in her hands.
- Küçük kızın elinde bir bebek var.
- She still plays with dolls.
- Hâlâ bebeklerle oynuyor.
- My sister is playing with a doll.
- Kız kardeşim oyuncak bir bebekle oynuyor.
- That's my doll.
- Bu benim bebeğim.
- He gave me this doll in token of his gratitude.
- Minnettarlığının bir göstergesi olarak bana bu bebeği verdi.
- She made clothes for her dolls with her mom.
- Annesiyle birlikte bebekleri için giysiler yaptı.
- Who made the doll?
- Bebeği kim yaptı?
- The following day, Sophie combed and dressed her doll because her friends were coming over.
- Ertesi gün Sophie, arkadaşları geleceği için bebeğini taradı ve giydirdi.
- I am a doll, my name's Anabelle.
- Ben bir bebeğim, adım Anabelle.
- If Jane's mother were in Japan, I could invite her to the Doll's Festival.
- Jane'in annesi Japonya'da olsaydı, ben onu Bez Bebek Şenliğine davet edebilirdim.
- Mary put her doll in the microwave.
- Mary bebeğini mikrodalgaya koydu.
- Little girls like playing with dolls.
- Küçük kızlar bebeklerle oynamaktan hoşlanırlar.
- My sister made me a beautiful doll.
- Ablam bana çok güzel bir bebek yaptı.
- He gave me this doll in token of his gratitude.
- Minnettarlık göstergesi olarak bana bu bebeği verdi.
- I used to play with dolls a lot when I was a little girl.
- Küçük bir kızken bebeklerle çok oynardım.
- Mary is a doll.
- Mary bir bebek.
- Where did you find this doll?
- Nereden buldun bu bebeği?
- Mary gave me an American doll.
- Mary bana bir Amerikan bebeği verdi.
- If you're not careful, the dog will sever the head of your doll.
- Eğer dikkatli olmazsanız, köpek bebeğinizin kafasını koparacak.
- I am a doll, my name's Anabelle.
- Ben oyuncak bir bebeğim, adım Anabel.
- Tom got very angry at his sister and tore up her favorite doll.
- Tom kız kardeşine çok sinirlendi ve onun en sevdiği bebeği yırttı.
- This doll has big eyes.
- Bu bebeğin kocaman gözleri var.
- I'm making a doll for Anna.
- Ben Anna için bir bebek yapıyorum.
- That is a Japanese doll.
- Bu bir Japon bebeği.
- You are sending me a Japanese doll, right?
- Bana bir Japon bebeği gönderiyorsun, değil mi?
- It was not until Kay received the doll that she stopped crying.
- Kay bebeği alana kadar ağlamayı bırakmadı.
- Mary is playing with her doll house.
- Mary bebek eviyle oynuyor.
- Why is the cat scared of the doll?
- Kedi bebekten neden korkuyor?
- I received a ball for the doll.
- Bebek için bir top aldım.
- This doll belongs to me.
- Bu bebek bana ait.
- The broken doll is mine.
- Kırık bebek benim.
- I made Ann a doll.
- Ann'e oyuncak bir bebek yaptım.
- My sister plays with dolls.
- Kız kardeşim bebeklerle oynuyor.
- This is a doll which she made herself.
- Bu kendi yaptığı bir bebek.
- Mary hugged her doll.
- Mary bebeğine sarıldı.
- Where did you find that doll?
- O bebeği nereden buldun?
- This is a Japanese doll.
- Bu bir Japon bebeği.
- She is playing with a doll.
- Bir bebekle oynuyor.
- The doll was surprisingly lifelike.
- Bebek şaşırtıcı derecede gerçekçiydi.
- That girl has a lovely doll.
- Kızın çok güzel bir bebeği var.
- That girl has a lovely doll.
- O kızın güzel bir bebeği var.
- Mother bought a beautiful doll for her.
- Annem onun için güzel bir bebek aldı.
- You're a doll!
- Sen bir bebeksin!
- That is a Japanese doll.
- O bir Japon bebeği.
- He got four dolls, of which three were made in China.
- O, üçü Çin'de yapılmış dört tane bebek aldı.
- She made the doll for me.
- Bebeği benim için yaptı.
- Mary loves playing with dolls.
- Mary bebeklerle oynamayı seviyor.
- In general, little girls are fond of dolls.
- Genel olarak küçük kızlar bebekleri çok severler.
- The doll lay on the floor.
- Bebek yerde yatıyordu.
- What a lovely doll!
- Ne şirin bir bebek!
- She will lay the doll on her bed.
- Bebeği yatağına yatıracak.
- It was not until Kay received the doll that she stopped crying.
- Kay bebeği alana kadar ağladı.
- She spends her free time making dolls.
- Boş zamanlarını bebek yaparak geçiriyor.
- Mom bought a pretty doll for me.
- Annem benim için güzel bir bebek almıştı.
- This doll is a gift from my aunt.
- Bu bebek teyzemden bir hediye.
- Little girls like playing with dolls.
- Küçük kızlar bebeklerle oynamayı severler.
- I made Mary a doll.
- Mary'ye bir bebek yaptım.
- That girl hugged her doll.
- O kız, bebeğini kucakladı.
- She loves the doll like her own sister.
- Bebeği kendi kız kardeşi gibi seviyor.
- That's my doll.
- O benim bebeğim.
- Mary is playing with her doll house.
- Mary bebek evi ile oynuyor.
- Boys don't play with dolls.
- Erkekler bebeklerle oynamaz.
- Tom gave Mary a doll.
- Tom, Mary'e bir bebek verdi.
- She is still playing with a doll.
- O hala bebeğiyle oynuyor.
- Her doll was run over by a car.
- Bebeği bir araba tarafından ezildi.
- I make a doll for Anna.
- Anna için bir bebek yapıyorum.
- The old man gave her a small doll.
- Yaşlı adam ona küçük bir bebek verdi.
- I made Ann a doll.
- Ann'e bir bebek yaptım.
- In exchange I gave her a doll.
- Karşılığında ona bir bebek verdim.
- She gave me a pretty doll.
- Bana güzel bir bebek verdi.
- Mary still plays with dolls.
- Mary hala bebeklerle oynuyor.
- The young girl was in the next room playing with a doll.
- Genç kız yan odada bir bebekle oynuyordu.
- What are you doing with these dolls?
- Bu bebeklerle ne yapıyorsun?
- That is a lovely doll, isn't it?
- Çok güzel bir bebek, değil mi?
- The girl combed her doll's hair.
- Kız bebeğinin saçını taradı.
- That is a lovely doll, isn't it?
- O güzel bir bebek, değil mi?
- She made clothes for her dolls with her mom.
- O, annesiyle birlikte bebekleri için giysiler yaptı.
Show More (138)
|
|
- When we open up the doll we find new dolls inside.
- Oyuncak bebeği açtığımızda içinde yeni bebekler buluruz.
- She gave me a doll.
- Bana bir oyuncak bebek verdi.
- She will lay the doll on her bed.
- Oyuncak bebeği yatağına yatıracak.
- I want to buy this toy doll.
- Bu oyuncak bebeği almak istiyorum.
- I want that doll!
- Ben şu oyuncak bebeği istiyorum!
- Mother made a doll for me.
- Annem benim için bir oyuncak bebek yaptı.
- I make a doll for Anna.
- Anna için oyuncak bebek yapıyorum.
- I want that doll!
- O oyuncak bebeği istiyorum!
- There is a doll in the box.
- Kutuda bir oyuncak bebek var.
- The girl is playing with her doll.
- Kız oyuncak bebeğiyle oynuyor.
- Mary doesn't play with the doll her father bought her.
- Mary, babasının ona satın aldığı oyuncak bebekle oynamıyor.
- My sister is playing with a doll.
- Kız kardeşim bir oyuncak bebekle oynuyor.
- Mother bought a beautiful doll for her.
- Annem ona güzel bir oyuncak bebek aldı.
- The girl combed her doll's hair.
- Kız oyuncak bebeğinin saçını taradı.
- He carved me a wooden doll.
- Bana tahtadan bir oyuncak bebek oydu.
- It was not until Kay received the doll that she stopped crying.
- Kay oyuncak bebeği alana kadar ağlamayı kesmedi.
- What a pretty doll this is!
- Ne güzel bir oyuncak bebek bu!
- Each of the girls has a doll in her arms.
- Kızların her birinin kucağında bir oyuncak bebek bulunuyor.
- My brother gave me a cute doll.
- Kardeşim bana sevimli bir oyuncak bebek verdi.
- What are you going to name your doll?
- Oyuncak bebeğine ne isim vereceksin?
- The baby is no bigger than this doll.
- Bebek bu oyuncak bebekten daha büyük değildir.
- Mary put her doll in the microwave.
- Mary oyuncak bebeğini mikrodalgaya koydu.
- What are you going to name your doll?
- Oyuncak bebeğinize ne isim vereceksiniz?
- It's a doll.
- Bu bir oyuncak bebek.
- Tom made this doll for me.
- Tom bu oyuncak bebeği benim için yaptı.
- My sister made me a beautiful doll.
- Kız kardeşim bana güzel bir oyuncak bebek yaptı.
- You are sending me a Japanese doll, right?
- Bana bir Japon oyuncak bebeği gönderiyorsun, değil mi?
- That's a doll.
- Bu bir oyuncak bebek.
- The girl squeezed her doll affectionately.
- Kız oyuncak bebeğini şefkatle kucağına bastırdı.
- Mary hugged her doll.
- Mary oyuncak bebeğine sarıldı.
- Give her a doll.
- Ona bir oyuncak bebek ver.
- This doll was a gift from my aunt.
- Bu oyuncak bebek teyzemden bir hediyeydi.
- I gave my sister a doll.
- Kız kardeşime bir oyuncak bebek verdim.
- That's a doll.
- O bir oyuncak bebek.
- Oh, what a beautiful doll!
- Oo, ne güzel bir oyuncak bebek!
- Your doll's very pretty.
- Oyuncak bebeğin çok güzelmiş.
- She gave me a pretty doll.
- O bana güzel bir oyuncak bebek verdi.
- Why is the cat scared of the doll?
- Kedi neden oyuncak bebekten korkuyor?
- This doll costs only sixty cents.
- Bu oyuncak bebeğin fiyatı sadece altmış sent.
- Tom gave Mary an expensive doll.
- Tom, Mary'ye pahalı bir oyuncak bebek verdi.
- I'm making a doll for Anna.
- Anna için bir oyuncak bebek yapıyorum.
- Is she making a doll?
- O bir oyuncak bebek yapıyor mu?
- Where did you find that doll?
- O oyuncak bebeği nerede buldun?
- The following day, Sophie combed and dressed her doll because her friends were coming over.
- Ertesi gün, Sophie oyuncak bebeğini taradı ve giydirdi çünkü arkadaşları geliyorlardı.
- Tom gave Mary an expensive doll.
- Tom Mary'ye pahalı bir oyuncak bebek verdi.
- She made the doll for me.
- O, benim için oyuncak bebek yaptı.
- The girl was gazing at the doll.
- Kız, oyuncak bebeğe gözünü dikmişti.
- She is still playing with a doll.
- Hâlâ oyuncak bebekle oynuyor.
- I'm not your doll.
- Ben senin oyuncak bebeğin değilim.
- Mary doesn't play with the doll her father bought her.
- Mary babasının ona aldığı oyuncak bebekle oynamıyor.
- My brother gave me a cute doll.
- Erkek kardeşim bana sevimli bir oyuncak bebek verdi.
- He watched her making a doll.
- Onun oyuncak bebek yapmasını izledi.
- I sent her a doll.
- Ona bir oyuncak bebek gönderdim.
- The girl made a doll out of a piece of cloth.
- Kız bir kumaş parçasından bir oyuncak bebek yaptı.
- Mary is a doll.
- Mary bir oyuncak bebek.
- Kate is dressing her doll.
- Kate oyuncak bebeğini giydiriyor.
- The baby is no bigger than this doll.
- Bebek bu oyuncak bebekten daha iri değil.
- I made a doll for Mary.
- Ben Mary için bir oyuncak bebek yaptım.
- I got her a doll.
- Ona bir oyuncak bebek aldım.
- Tom gave Mary a doll.
- Tom Mary'ye bir oyuncak bebek verdi.
- The girl has a beautiful doll.
- Kızın çok güzel bir oyuncak bebeği var.
- Did you make this doll by yourself?
- Bu oyuncak bebeği kendiniz mi yaptınız?
- I'll make you a present of a doll.
- Sana bir oyuncak bebek hediye edeceğim.
- Each of the girls has a doll in her arms.
- Kızlardan her birinin kollarında bir oyuncak bebeği var.
- I want to buy this toy doll.
- Bu oyuncak bebeği satın almak istiyorum.
- This is a Japanese doll.
- Bu bir Japon oyuncak bebeği.
- Tom made Mary a doll.
- Tom, Mary'e bir oyuncak bebek yaptı.
Show More (64)
|