drawn - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
drawn çekilmiş adj.
  • As has rightly been said, a line has to be drawn between politics and media reporting.
  • Haklı olarak söylendiği üzere, siyaset ve medya haberciliği arasına bir çizgi çekilmelidir.
  • Attention has been drawn to the human resources cutbacks.
  • İnsan kaynaklarındaki kesintilere dikkat çekilmiştir.
  • It is obvious that we are being drawn into a conciliation procedure.
  • Bir uzlaşma prosedürünün içine çekildiğimiz aşikârdır.
Show More (8)
drawn bitkin adj.
  • His face became drawn after he heard about his mother's illness.
  • Annesinin hastalığını duyduktan sonra yüzü bitkin bir hal aldı.
Show More (-2)