|
- Believe me, I eat and drink quite enough to fulfill my needs.
- İnan bana kardeşim, ihtiyaçlarımı karşılayacak kadar yiyip içiyorum.
- Believe me, I eat and drink quite enough to fulfill my needs.
- İnanın ihtiyaçlarımı karşılayacak kadar yiyip içiyorum.
- This chemical is in lots of things you eat and drink.
- Bu kimyasal yiyip içtiğiniz birçok şeyin içerisinde mevcut.
- He can also eat and drink what he likes.
- Ayrıca istediğini yiyip içebilir.
- He can also eat and drink what he likes.
- O da istediğini yiyip içebilir.
- What, when and how you eat and drink.
- Neyi, ne zaman yiyip içtiğiniz de öyle.
- Everyone was eating and drinking, but I didn't want anything.
- Herkes yiyip içiyordu ama ben bir şey istemedim.
- Unless you work for a food magazine, people don't pay you to eat and drink.
- Bir yemek dergisinde çalışmıyorsan, insanlar sana yiyip içmen için para ödemez.
- Mary can eat and drink anything she wants and still stay skinny.
- Mary istediği her şeyi yiyip içebilir ve yine de zayıf kalabilir.
- You can eat and drink as much as you want.
- İstediğin kadar yiyip içebilirsin.
- I've brought some popcorn and soda for us to eat and drink while playing video games.
- Oyun oynarken yiyip içmemiz için patlamış mısır ve soda getirdim.
- They need to eat and drink every day, don't they?
- Onların her gün yiyip içmeleri gerek, değil mi?
- We get together in the hut and eat and drink.
- Kulübede bir araya gelir ve yiyip içeriz.
- I eat and drink.
- Yiyip içiyorum.
- They need to eat and drink every day, don't they?
- Her gün yiyip içmeleri gerekiyor, değil mi?
- You have to pay special attention to what you eat and drink.
- Ne yiyip içtiğine özel dikkat göstermek zorundasın.
Show More (13)
|
