|
- Scott Murphy was hired as story editor, although he only wrote two episodes in the first half of the season.
- Scott Murphy hikaye editörü olarak işe alındı, ancak sezonun ilk yarısında sadece iki bölüm yazdı.
- Nexus was the first web browser and editor.
- Nexus ilk web tarayıcı ve editördü.
- Scott Murphy was hired as story editor, although he only wrote two episodes in the first half of the season.
- Scott Murphy, sezonun ilk yarısında yalnızca iki bölüm yazmasına rağmen hikaye editörü olarak işe alındı.
- Scott Murphy was hired as story editor, although he only wrote two episodes in the first half of the season.
- Scott Murphy ekibe hikâye editörü olarak alınmıştır, ancak sezonun ilk yarısı boyunca sadece iki bölüm yazmıştır.
- Nexus was the first web browser and editor.
- Nexus ilk web tarayıcısı ve editörüydü.
- The paper published a profile of its new editor.
- Gazete, yeni editörünün profilini yayınladı.
- The paper published a profile of its new editor.
- Gazete, yeni editörünün bir profilini yayınladı.
- Her father was the editor of a German newspaper in Latvia.
- Babası Letonya'da bir Alman gazetesinin editörüydü.
- She is the executive editor.
- O yönetici editör.
- You don't want to be an editor?
- Editör olmak istemiyor musun?
- He was born to be an editor.
- Editör olmak için doğmuş.
- The editor and publisher is my cousin.
- Editör ve yayıncı benim kuzenim.
- The editor and publisher is my cousin.
- Editör ve yayıncı benim kuzenimdir.
- Tom often writes to the editor of the local newspaper about issues of concern to his community.
- Tom sık sık yerel gazetenin editörüne toplumunu ilgilendiren konular hakkında yazıyor.
- The editor and the publisher are both my cousins.
- Hem editör hem de yayımcı benim kuzenlerim.
- The editor and the publisher are both my cousins.
- Editör ve yayıncı benim kuzenlerim.
- The editor and the publisher are both my cousins.
- Editör de yayıncı da kuzenlerim.
- You don't want to be an editor?
- Bir editör olmak istemez misin?
- The editor glanced over the manuscript.
- Editör taslağı gözden geçirdi.
- Her father was the editor of a German newspaper in Latvia.
- Babası Letonya'daki bir Alman gazetesinin editörüydü.
- Tom often writes to the editor of the local newspaper about issues of concern to his community.
- Tom topluluğunu ilgilendiren konularda yerel gazete editörüne sık sık yazı yazar.
- He was born to be an editor.
- O bir editör olmak için doğmuş.
Show More (19)
|
