|
- When the police entered the room, they found Tom tied to a chair.
- Polisler odaya girdiğinde, Tom'u bir sandalyeye bağlı buldular.
- As this girl entered the room, every child was laughing at her little hat.
- Bu kız odaya girdiğinde, bütün çocuklar onun küçük şapkasına gülüyordu.
- He said he did not enter the room, which was a lie.
- Odaya girmediğini söyledi, ki bu yalandı.
- Tom and Mary started talking as soon as they both entered the room.
- Tom ve Mary odaya girer girmez konuşmaya başladılar.
- Tom entered the room without knocking.
- Tom kapıyı çalmadan odaya girdi.
- When Tom entered the room, Mary stopped talking.
- Tom odaya girdiğinde Mary konuşmayı kesti.
- I saw the man enter the room.
- Ben adamın odaya girdiğini gördüm.
- We saw her enter the room.
- Odaya girdiğini gördük.
- Tom was writing at his desk when Mary entered the room.
- Mary odaya girdiğinde Tom masasında yazıyordu.
- Tom entered the room and closed the door.
- Tom odaya girdi ve kapıyı kapadı.
- They decided to enter the room.
- Odaya girmeye karar verdiler.
- He was having lunch when I entered the room.
- Ben odaya girdiğimde öğle yemeği yiyordu.
- Tom pushed the door open and entered the room.
- Tom kapıyı iterek açtı ve odaya girdi.
- Don't enter the room without permission.
- İzin almadan odaya girmeyin.
- No student is allowed to enter the room.
- Hiçbir öğrencinin odaya girmesine izin verilmiyor.
- We entered the room after him.
- Biz onun arkasından odaya girdik.
- Tom entered the room.
- Tom odaya girdi.
- We had been talking about Jim when he entered the room.
- Odaya girdiğinde Jim hakkında konuşuyorduk.
- Tom noticed Mary the moment she entered the room.
- Tom, Mary'yi odaya girdiği anda fark etti.
- When I entered the room, Tom and Mary were snuggled together on the couch.
- Odaya girdiğimde Tom ve Mary kanepede birbirlerine sokulmuşlardı.
- Tom picked the lock and entered the room.
- Tom kilidi açtı ve odaya girdi.
- Jack suddenly stopped talking when Mary entered the room.
- Mary odaya girdiğinde Jack aniden konuşmayı kesti.
- Even though Tom entered the room, Mary didn't stop kissing John.
- Tom odaya girmesine rağmen Mary, John'u öpmeyi bırakmadı.
- Tom entered the room after Mary.
- Tom Mary'den sonra odaya girdi.
- I saw a man enter the room.
- Bir adamın odaya girdiğini gördüm.
- Tom smelled Mary's perfume as soon as he entered the room.
- Tom odaya girer girmez Mary'nin parfümünün kokusunu aldı.
- When I entered the room, Tom and Mary were laughing at something.
- Ben odaya girdiğimde Tom ve Mary bir şeye gülüyordu.
- Tom and Mary stopped kissing when John entered the room.
- John odaya girdiğinde Tom ve Mary öpüşmeyi bıraktılar.
- Tom entered the room and turned on the lights.
- Tom odaya girdi ve ışıkları açtı.
- Tom entered the room, carrying a book.
- Tom elinde bir kitapla odaya girdi.
- Tom's face lit up when Mary entered the room.
- Mary odaya girdiğinde Tom'un yüzü ışıldadı.
- Tom entered the room and closed the door.
- Tom odaya girdi ve kapıyı kapattı.
- Tom noticed Mary the moment she entered the room.
- Mary odaya girdiği anda Tom onu fark etti.
- She decided to enter the room.
- O, odaya girmeye karar verdi.
- Mayuko entered the room.
- Mayuko odaya girdi.
- Tom blocked Mary's way and wouldn't let her enter the room.
- Tom, Mary'nin yolunu kesti ve odaya girmesine izin vermedi.
- Tom entered the room with Mary.
- Tom, Mary ile odaya girdi.
- Please do not enter the room without knocking.
- Lütfen kapıyı çalmadan odaya girmeyin.
- Tom slowly turned the doorknob and entered the room quietly.
- Tom yavaşça kapı kolunu çevirdi ve sessizce odaya girdi.
- Tom and Mary were too busy yelling at each other to notice that I'd entered the room.
- Tom ve Mary birbirlerine bağırmakla o kadar meşguldüler ki odaya girdiğimi fark etmediler.
- He entered the room after you left.
- O, sen ayrıldıktan sonra odaya girdi.
- Tom entered the room carrying a briefcase.
- Tom bir evrak çantası taşıyarak odaya girdi.
- Someone entered the room.
- Birisi odaya girdi.
- Knock on the door before entering the room.
- Odaya girmeden önce kapıyı çalın.
- Tom looked really happy when Mary entered the room.
- Mary odaya girdiğinde Tom çok mutlu görünüyordu.
- Everyone stopped speaking when Tom entered the room.
- Tom odaya girdiğinde herkes konuşmayı bıraktı.
- Entering the room, I found her playing the piano.
- Odaya girince onu piyano çalarken buldum.
- Enter the room at once.
- Hemen odaya gir.
- Tom was the first to enter the room.
- Tom odaya giren ilk kişiydi.
- Tom entered the room carrying a briefcase.
- Tom elinde bir evrak çantasıyla odaya girdi.
- He suddenly entered the room.
- Aniden odaya girdi.
- Her heart fluttered as he entered the room.
- Odaya girerken kalbi çırpındı.
- Tom didn't hear Mary enter the room.
- Tom, Mary'nin odaya girdiğini duymadı.
- When Mary entered the room, Jack suddenly stopped talking.
- Mary odaya girdiğinde Jack aniden konuşmayı kesti.
- Tom didn't attempt to enter the room.
- Tom odaya girmeye teşebbüs etmedi.
- When I entered the room, I found a dog.
- Odaya girdiğimde bir köpek buldum.
- Tom kicked open the door and entered the room.
- Tom kapıyı tekmeleyerek açtı ve odaya girdi.
- When Tom entered the room, Mary stopped talking.
- Tom odaya girdiğinde, Mary konuşmayı durdurdu.
- I thought I heard somebody enter the room.
- Birinin odaya girdiğini duyduğumu sandım.
- The conversation ended abruptly when Tom entered the room.
- Tom odaya girdiğinde konuşma aniden sona erdi.
- Tom decided to enter the room.
- Tom odaya girmeye karar verdi.
- Everyone stopped speaking when Tom entered the room.
- Tom odaya girdiğinde herkes konuşmayı kesti.
- We decided to enter the room.
- Biz odaya girmeye karar verdik.
- I decided to enter the room.
- Odaya girmeye karar verdim.
- We saw the children enter the room.
- Çocukların odaya girdiğini gördük.
- Everyone stopped talking when Tom entered the room.
- Tom odaya girdiğinde herkes konuşmayı kesti.
- When I entered the room, she was playing the piano.
- Ben odaya girdiğimde piyano çalıyordu.
- They entered the room.
- Odaya girdiler.
- Knock on the door before entering the room.
- Odaya girmeden önce kapıyı tıklat.
- She removed her hat when she entered the room.
- Odaya girdiğinde şapkasını çıkardı.
- Enter the room at once.
- Hemen odaya girin.
- He warned us not to enter the room.
- Odaya girmememiz için bizi uyardı.
- My brother was so absorbed in reading that he did not notice me when I entered the room.
- Ağabeyim okumaya o kadar dalmıştı ki odaya girdiğimde beni fark etmedi.
- When I entered the room, I could hear Mozart playing on the radio.
- Odaya girdiğimde radyoda çalan Mozart'ı duyabiliyordum.
- He entered the room.
- O odaya girdi.
- There was a murmur when she entered the room.
- Odaya girdiğinde bir mırıltı vardı.
- Tom was talking about me when I entered the room.
- Ben odaya girdiğimde Tom benim hakkımda konuşuyordu.
- We entered the room after him.
- Onun ardından odaya girdik.
- Tom was just sitting in dark when I entered the room and turned on the lights.
- Ben odaya girip ışıkları açtığımda Tom karanlıkta oturuyordu.
- Even though Tom entered the room, Mary didn't stop kissing John.
- Tom odaya girse bile, Mary John'u öpmeyi bırakmadı.
- Layla entered the room.
- Leyla odaya girdi.
- The man stepped aside for her to enter the room.
- Onun odaya girmesi için kenara çekildi.
- I entered the room, which was full of people.
- İnsanlarla dolu olan odaya girdim.
- Tom entered the room and shut the door behind him.
- Tom odaya girdi ve kapıyı arkasından kapattı.
- I didn't hear Tom enter the room.
- Tom'un odaya girdiğini duymadım.
- Tom and Mary were speaking in French, but switched to English when John entered the room.
- Tom ve Mary Fransızca konuşuyorlardı ama John odaya girince İngilizceye geçtiler.
- When I entered the room, I could hear Mozart playing on the radio.
- Odaya girdiğimde radyoda Mozart'ın çaldığını duydum.
- He entered the room.
- Odaya girdi.
- She quietly entered the room.
- Sessizce odaya girdi.
- Layla entered the room.
- Layla odaya girdi.
- You must not enter the room.
- Odaya girmemelisin.
- We entered the room by the back door.
- Arka kapıdan odaya girdik.
- Tom's face lit up when Mary entered the room.
- Mary odaya girdiğinde Tom'un yüzü aydınlandı.
- Tom was watching TV in his underwear when I entered the room.
- Ben odaya girdiğimde Tom iç çamaşırı ile TV izliyordu.
- Tom wasn't smiling when he entered the room.
- Odaya girdiğinde Tom gülümsemiyordu.
- I caught sight of him as I entered the room.
- Odaya girdiğimde onu gördüm.
- Don't let anyone enter the room.
- Kimsenin odaya girmesine izin vermeyin.
- Tom noticed Mary the moment he entered the room.
- Tom odaya girdiği anda Mary'yi fark etti.
- When Tom entered the room, Mary stopped talking.
- Tom odaya girdiğinde, Mary konuşmayı bıraktı.
- Tom and Mary were speaking in French when John entered the room.
- John odaya girdiğinde Tom ve Mary Fransızca konuşuyorlardı.
- When the police entered the room, they found Tom tied to a chair.
- Polis odaya girdiğinde Tom'u bir sandalyeye bağlanmış halde buldu.
- Tom was just sitting in dark when I entered the room and turned on the lights.
- Ben odaya girdiğimde ve ışıkları açtığımda Tom karanlıkta oturuyordu.
- Her heart fluttered as he entered the room.
- Odaya girdiğinde kalbi küt küt atmaya başladı.
- Tom was watching TV in his underwear when I entered the room.
- Odaya girdiğimde Tom iç çamaşırlarıyla televizyon izliyordu.
- Tom was about to say something when Mary entered the room.
- Mary odaya girdiğinde Tom bir şey söylemek üzereydi.
- He decided to enter the room.
- Odaya girmeye karar verdi.
- He was the first to enter the room.
- O, odaya giren ilk kişiydi.
- I had my headphones on so I didn't hear Tom enter the room.
- Tom'un odaya girdiğini duymamak için kulaklığımı takmıştım.
- As I entered the room, they applauded.
- Odaya girdiğimde beni alkışladılar.
- Jane had hardly entered the room when the students gathered around her.
- Öğrenciler onun etrafında toplandığında Jane odaya girmemişti bile.
- He entered the room with his hat off.
- Şapkasını çıkarmış olarak odaya girdi.
- You must not enter the room.
- Odaya girmemelisiniz.
- They entered the room.
- Onlar odaya girdiler.
- Tom stopped talking when Mary entered the room.
- Mary odaya girdiğinde Tom konuşmayı kesti.
- He stepped aside for her to enter the room.
- Odaya girmesi için kenara çekildi.
- Her father entered the room.
- Babası odaya girdi.
- My son had been writing for several hours when I entered the room.
- Ben odaya girdiğimde oğlum birkaç saattir yazıyordu.
- She decided to enter the room.
- Odaya girmeye karar verdi.
- The police entered the room and shot Tom.
- Polis odaya girdi ve Tom'u vurdu.
- We were just about to enter the room.
- Tam odaya girmek üzereydik.
- I entered the room and shook hands with him.
- Odaya girdim ve onunla tokalaştım.
- Tom entered the room with Mary.
- Tom, Mary ile birlikte odaya girdi.
- We were just about to enter the room.
- Odaya girmek üzereydik.
- Tom was the first one to enter the room.
- Tom odaya giren ilk kişiydi.
- When Mary entered the room, Jack suddenly stopped talking.
- Mary odaya girdiğinde, Jack aniden konuşmayı kesti.
- He decided to enter the room.
- O, odaya girmeye karar verdi.
- He entered the room after you left.
- Sen gittikten sonra odaya girdi.
- Tom pushed open the door and entered the room.
- Tom kapıyı itip açtı ve odaya girdi.
- Tom entered the room, carrying two pizzas.
- Tom elinde iki pizzayla odaya girdi.
- The girl entered the room.
- Kız odaya girdi.
- Tom quietly entered the room.
- Tom sessizce odaya girdi.
- The minute I entered the room, they stopped talking.
- Odaya girdiğim anda konuşmayı kestiler.
- Tom pushed open the door and entered the room.
- Tom kapıyı iterek açtı ve odaya girdi.
- Tom switched to French as soon as Mary entered the room.
- Mary odaya girer girmez Tom Fransızca konuşmaya başladı.
- You decided to enter the room, didn't you?
- Odaya girmeye karar verdin, değil mi?
- Tom wasn't smiling when he entered the room.
- Tom odaya girdiğinde gülümsemiyordu.
- Mary decided to enter the room.
- Mary odaya girmeye karar verdi.
- Without the key, she could not have entered the room.
- Anahtar olmadan odaya giremezdi.
- Entering the room, I found her playing the piano.
- Odaya girdiğimde onu piyano çalarken buldum.
- Tom was looking at the pictures that Mary took when I entered the room.
- Tom, ben odaya girdiğimde Mary'nin çektiği resimlere bakıyordu.
- Tom entered the room and shut the door behind him.
- Tom odaya girdi ve arkasından kapıyı kapattı.
- He was having lunch when I entered the room.
- Odaya girdiğimde öğle yemeği yiyordu.
- No one has ever been able to enter the room.
- Hiç kimse odaya giremedi.
- As I entered the room, they applauded.
- Ben odaya girince onlar alkışladılar.
- Enter the room.
- Odaya gir.
- He warned us not to enter the room.
- O, bizi odaya girmememiz için uyardı.
- Tom was watching the news when Mary entered the room.
- Mary odaya girdiğinde Tom haberleri izliyordu.
- My son had been writing for several hours when I entered the room.
- Ben odaya girdiğimde oğlum birkaç saattir yazı yazıyordu.
- The little girl entered the room.
- Küçük kız odaya girdi.
- She quietly entered the room.
- O, sessizce odaya girdi.
- When I entered the room, Tom and Mary were laughing at something.
- Odaya girdiğimde Tom ve Mary bir şeye gülüyorlardı.
- Tom smiled when Mary entered the room.
- Mary odaya girdiğinde Tom gülümsedi.
- When she entered the room, he stood up.
- O odaya girdiğinde ayağa kalktı.
- Tom was looking at the pictures that Mary took when I entered the room.
- Ben odaya girdiğimde Tom, Mary'nin çektiği fotoğraflara bakıyordu.
- When she entered the room, he got to his feet.
- Kadın odaya girdiğinde, adam ayağa kalktı.
- Her father entered the room.
- Onun babası odaya girdi.
- No one has ever been able to enter the room.
- Şu ana kadar hiç kimse odaya giremedi.
- They saw him enter the room.
- Onu odaya girerken gördüler.
- Tom blocked Mary's way and wouldn't let her enter the room.
- Tom Mary'nin yolunu kesti ve odaya girmesine izin vermedi.
- Tom had his headphones on so he didn't hear Mary enter the room.
- Tom, Mary'nin odaya girdiğini duymamak için kulaklığını takmıştı.
- I heard Tom enter the room.
- Tom'un odaya girdiğini duydum.
- When I entered the room, she was playing the piano.
- Odaya girdiğimde, piyano çalıyordu.
- Tom entered the room without hesitation.
- Tom tereddüt etmeden odaya girdi.
- No sooner had I entered the room than I noticed the smell not only of tobacco but of gas.
- Odaya girer girmez sadece tütün değil, gaz kokusunu da fark ettim.
- Tom looked really happy when Mary entered the room.
- Mary odaya girdiğinde Tom gerçekten mutlu görünüyordu.
Show More (162)
|
