The sample sentences have been compiled from various sources and although they have been proofread, there may be some omissions. The sentences do not necessarily reflect the ideology and opinions of Tureng.com. Please let us know about sentences with political, social and sensitive content that offend you.

	Englisch	Türkisch
1	exclusive	özel	adj.
	This is an exclusive club; they don't let just anyone in. Burası özel bir kulüp; öyle herkesi içeri almıyorlar. The granting of nationality is an exclusive competence of the Member States. Vatandaşlık verilmesi Üye Devletlerin özel yetkisidir. We have partnered with them to offer you exclusive bonuses. Size özel bonuslar sunmak için onlarla ortaklık kurduk. We provide personal and exclusive services to meet your special needs. Özel ihtiyaçlarınızı karşılamak için kişisel ve özel hizmetler sunuyoruz. You may feel that segregated spaces for women will feel exclusive to others. Kadınlar için ayrılmış alanların başkalarına özel hissettireceğini hissedebilirsiniz. Your offers can be digital items, physical products, exclusive information or services. Teklifleriniz dijital ürünler, fiziksel ürünler, özel bilgiler veya hizmetler olabilir. Offers 20 exclusive widgets you can use in sidebars. Kenar çubuklarında kullanabileceğiniz 20 özel widget sunar. Our babes have an exclusive reputation that captures the attention of different people. Bebeklerimiz farklı insanların dikkatini çeken özel bir üne sahiptir. Subscribe today for free healthy tips and exclusive offers twice a month! Ayda iki kez ücretsiz sağlıklı ipuçları ve özel teklifler için bugün abone olun! The 9 exclusive rooms open into a bright courtyard. 9 özel oda aydınlık bir avluya açılmaktadır. Be a part of a very exclusive, very rewarding club. Çok özel, çok ödüllendirici bir kulübün parçası olun. ASN is an exclusive service of the Flight Safety Foundation (FSF). ASN, Uçuş Güvenliği Vakfı'nın (FSF) özel bir hizmetidir. Enjoy exclusive walls designed specifically for your devices. Cihazlarınız için özel olarak tasarlanmış özel duvarların keyfini çıkarın. Exclusive combinations of materials and colors create a bright contrast and attract attention. Özel malzeme ve renk kombinasyonları parlak bir kontrast oluşturur ve dikkat çeker. Genius is an exclusive program that brings partners closer to our most frequent bookers. Genius, ortaklarımızı en sık rezervasyon yapan müşterilerimize yaklaştıran özel bir programdır. An exclusive golf course has been built on the island. Adada özel bir golf sahası inşa edildi. The PC beta will be exclusive to Battle.net. PC betası Battle.net'e özel olacak. This is also the only sharing tool that is exclusive to Windows 10. Bu aynı zamanda Windows 10'a özel olan tek paylaşım aracıdır. This offer is exclusive for CasinoTopsOnline.com players! Bu teklif CasinoTopsOnline.com oyuncularına özeldir! To compensate for this, Trivago offers exclusive deals. Bunu telafi etmek için Trivago özel fırsatlar sunuyor. Watch exclusive event sessions on demand and learn how new digital technologies are shaping the future of energy and automation. Talep üzerine özel etkinlik oturumlarını izleyin ve yeni dijital teknolojilerin enerji ve otomasyonun geleceğini nasıl şekillendirdiğini öğrenin. We are the exclusive accredited study centre of Charisma University in the United Kingdom. Birleşik Krallık'taki Charisma Üniversitesi'nin özel akredite çalışma merkeziyiz. We have an exclusive section where we have bags for children. Çocuklar için çantalarımızın olduğu özel bir bölümümüz var. Hardware manufacturer Sapphire Technology has developed an exclusive version of its Radeon RX 570 video card. Donanım üreticisi Sapphire Technology, Radeon RX 570 ekran kartının özel bir versiyonunu geliştirdi. I want to receive your exclusive bonuses! Özel bonuslarınızı almak istiyorum! I wish to receive your exclusive bonuses! Özel bonuslarınızı almak istiyorum! In addition, you can also add elements exclusive to PowerPoint. Ayrıca, PowerPoint'e özel öğeler de ekleyebilirsiniz. More than 17,000 titles are exclusive to Alexander Street. 17.000'den fazla başlık Alexander Street'e özeldir. Our denomination practices exclusive psalmody in worship. Mezhebimiz ibadetlerde özel ilahiler söyler. This is a very exclusive club. Bu çok özel bir kulüp. Show More (27)
2	exclusive	seçkin	adj.
	These people are part of an exclusive group of modern artists. Bu insanlar modern sanatçılardan oluşan seçkin bir grubun parçası. Well then, the European Union must address both the 51 000 Porto Alegre protesters and the exclusive Davos club. O halde Avrupa Birliği hem 51 000 Porto Alegre protestocusuna hem de seçkin Davos kulübüne hitap etmelidir. Earl's Court exhibition hall and the exclusive shops of Kensington and Knightsbridge are nearby. Earl's Court sergi salonu ve Kensington ile Knightsbridge'in seçkin mağazaları yakındadır. The InterContinental Johannesburg Sandton Towers is located in the city's most exclusive business and residential district. InterContinental Johannesburg Sandton Towers, şehrin en seçkin iş ve yerleşim bölgesinde yer almaktadır. It's one of the most exclusive addresses in the city. Şehirdeki en seçkin adreslerden biri. That's an exclusive golf club. Orası seçkin bir golf kulübü. Show More (3)
3	exclusive	münhasır	adj.
	I ask you to support my amendments to extend the exclusive coastal fishing zone to 24 miles. Münhasır kıyı balıkçılık bölgesinin 24 mile çıkarılmasına yönelik değişiklik teklifimi desteklemenizi rica ediyorum. It will not be your exclusive responsibility, but we are very unclear about this. Bu sizin münhasır sorumluluğunuz olmayacaktır, ancak bu konuda çok net değiliz. Therefore, there is no room for a solution based on exclusive claims. Bu nedenle, münhasır iddialara dayalı bir çözüme yer yoktur. We are not proposing a list of competences exclusive to the Member States. Üye Devletlere münhasır bir yetki listesi önermiyoruz. While it is mainly used in activities connected to construction, its use is not exclusive to that economic activity. Ağırlıklı olarak inşaatla bağlantılı faaliyetlerde kullanılsa da, kullanımı bu ekonomik faaliyete münhasır değildir. Show More (2)
4	exclusive	tüm	adj.
	Channel 5 has exclusive rights to the film. Kanal 5 filmin tüm haklarını elinde tutuyor. Show More (-2)
5	exclusive	yegâne	adj.
	A new mother's exclusive focus is to provide for her child. Yeni bir annenin yegâne odak noktası çocuğuna bakmaktır. Show More (-2)
6	exclusive	özel haber	n.
	Have you read the exclusive about the political scandal? Siyasi skandalla ilgili özel haberi okudunuz mu? Show More (-2)