exhilarated - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
exhilarated çok neşeli adj.
  • After winning the race, she felt exhilarated.
  • Yarışı kazandıktan sonra kendini çok neşeli hissetti.
Show More (-2)
exhilarated coşkulu adj.
  • I've never felt so exhilarated.
  • Hiç bu kadar coşkulu hissetmemiştim.
Show More (-2)