|
- I also wish to take this opportunity to explain to Parliament the Commission's position on this report.
- Ayrıca bu vesileyle Parlamentoya Komisyonun bu rapora ilişkin tutumunu açıklamak istiyorum.
- This would be difficult to explain to consumers lugging their tin cans or to workers losing their jobs.
- Bunu teneke kutularını taşıyan tüketicilere ya da işlerini kaybeden işçilere açıklamak zor olacaktır.
- We have to be able to account to the people who elect us and explain to them how their money is spent.
- Bizi seçen insanlara hesap verebilmeli ve paralarının nasıl harcandığını onlara açıklayabilmeliyiz.
- We would like you to explain to us what these repercussions would be.
- Bize bu yansımaların ne olacağını açıklamanızı istiyoruz.
- What this has to do with pension payments, you will first need to explain to me again.
- Bunun emeklilik ödemeleri ile ne ilgisi var, öncelikle bana tekrar açıklamanız gerekecek.
- Explain to me what a collective expulsion is, that is what is forbidden.
- Bana toplu sınır dışı etmenin ne olduğunu açıklayın, yasak olan budur.
- In this regard, ladies and gentlemen, I will explain to you the Commission's position on the proposed amendments.
- Bu bağlamda, hanımefendiler ve beyefendiler, size Komisyonun önerilen değişikliklere ilişkin tutumunu açıklayacağım.
- Can you explain to me, Prime Minister, what does this mean about the quality of governance in the European Union?
- Sayın Başbakan, bunun Avrupa Birliği'ndeki yönetişim kalitesi açısından ne anlama geldiğini bana açıklayabilir misiniz?
- Can you explain to me why you did that?
- Bana bunu neden yaptığını açıklayabilir misin?
- I'll explain to you how to use it when I come back.
- Geri döndüğümde size onu nasıl kullanacağınızı açıklayacağım.
- Can you explain to me how I can get to the airport?
- Havaalanına nasıl gidebileceğimi bana açıklayabilir misin?
- I have something I need to explain to you.
- Sana açıklamam gereken bir şey var.
- Explain to me how that could happen.
- Bu nasıl olabileceğini bana açıklayın.
- I can't explain to you right now.
- Şimdi sana açıklayamam.
- I will explain to him until he understands.
- Anlayana kadar ona açıklayacağım.
- I can't explain to you right now.
- Şu anda sana açıklayamam.
- We demanded that he explain to us why he was late.
- Niçin geç kaldığını bize açıklamasını talep ettik.
- Explain to me why Tom isn't here.
- Bana Tom'un neden burada olmadığını açıkla.
- Explain to me how that could happen.
- Bana bunun nasıl olabileceğini açıkla.
- It would take too long to explain to you.
- Size açıklamak çok uzun sürer.
- John did not know how to explain to his wife that he had quit his job.
- John karısına işten ayrıldığını nasıl açıklayacağını bilmiyordu.
- It would take me too much time to explain to you why it's not going to work.
- Bunun niçin işe yaramayacağını sana açıklamak çok fazla zamanımı alır.
- I wish I could explain to you how important this is to me.
- Keşke bunun benim için ne kadar önemli olduğunu sana açıklayabilsem.
- Somebody explain to me what's going on here.
- Biri bana burada neler olduğunu açıklasın.
- Can you explain to me what this is?
- Bana bunun ne olduğunu açıklayabilir misin?
- Can you explain to me what this is?
- Bunun ne olduğunu bana açıklayabilir misin?
- Will you please explain to me the exact meaning of the word?
- Lütfen bana kelimenin tam anlamını açıklar mısın?
- Will you please explain to me the exact meaning of the word?
- Lütfen bana sözcüğün tam anlamını açıklar mısınız?
- Can you explain to me how I can get to the airport?
- Bana havaalanına nasıl gidebileceğimi açıklayabilir misiniz?
- It would take too long to explain to you.
- Sana açıklamak çok uzun sürer.
- Can you explain to me why you did that?
- Bana bunu neden yaptığınızı açıklayabilir misiniz?
- We demanded that he explain to us why he was late.
- Bize neden geç kaldığını açıklamasını istedik.
- John did not know how to explain to his wife that he had quit his job.
- John, işini bıraktığını eşine nasıl açıklayacağını bilmiyordu.
- Let me explain to you how this works.
- Sana bu işin nasıl yürüdüğünü açıklayayım.
- Can you explain to me why you did that?
- Bunu neden yaptığını bana açıklayabilir misin?
- Tom, could you explain to me what a quark is?
- Tom, bana kuarkın ne olduğunu açıklayabilir misin?
- Let me explain to you how this works.
- Bunun nasıl çalıştığını sana açıklayayım.
- Explain to me why Tom isn't here.
- Tom'un neden burada olmadığını bana açıkla.
- Can you explain to me why you refused their offer?
- Tekliflerini neden reddettiğini bana açıklayabilir misin?
- Could you explain to me why you think these rules don't apply anymore?
- Bu kuralların artık neden uygulanmadığını bana açıklar mısın?
- I wish I could explain to you how important this is to me.
- Keşke bunun benim için ne kadar önemli olduğunu sana açıklayabilseydim.
- Could you explain to me why you think these rules don't apply anymore?
- Bana bu kuralların neden artık geçerli olmadığını düşündüğünüzü açıklar mısınız?
- Did Tom explain to you what's going to happen?
- Tom sana ne olacağını açıkladı mı?
Show More (40)
|