| 1 |
fad |
heves |
n. |
|
- Mobile marketing is no longer a fad; it is here to stay.
- Mobil pazarlama artık geçici bir heves değil; kalıcı olma yolunda.
- I think it's a fad.
- Bence bu bir heves.
- They don't want to admit that it's really a passing fad.
- Bunun geçici bir heves olduğunu kabul etmek istemiyorlar.
- I think it's a fad.
- Bunun bir heves olduğunu düşünüyorum.
- They don't want to admit that it's really a passing fad.
- Onlar gerçekten bunun gelip geçici bir heves olduğunu kabul etmek istemiyor.
- It was only a passing fad.
- Bu sadece geçici bir hevesti.
- It's just a fad.
- Bu sadece geçici bir heves.
- It was only a passing fad.
- Sadece geçici bir hevesti.
- It's just a fad.
- Sadece bir heves.
- Is virtual reality just a fad?
- Sanal gerçeklik sadece geçici bir heves mi?
Show More (7)
|
| 2 |
fad |
moda |
n. |
|
- Mobile marketing is no longer a fad; it is here to stay.
- Mobil pazarlama artık gelip geçici bir moda değil; hep bizlerle kalacak.
- Mary is always up-to-date on the latest fads.
- Mary her zaman en son modaları takip eder.
- Is virtual reality just a fad?
- Sanal gerçeklik sadece geçici bir moda mıdır?
Show More (1)
|
| 3 |
fad |
geçici heves |
n. |
|
- Jill is into anime movies these days, but her parents know this is another fad.
- Jill bugünlerde anime filmlere ilgi duyuyor ama ailesi bunun başka bir geçici heves olduğunun farkında.
Show More (-2)
|
| 4 |
fad |
geçici moda |
n. |
|
- Are baggy clothes a fad, or are they here to stay?
- Bol kıyafetler geçici bir moda mı, yoksa kalıcı mı?
Show More (-2)
|
