|
- We are actually fed up with one fine declaration every six months.
- Aslında her altı ayda bir ceza deklarasyonundan bıktık.
- Ordinary people, Jews, Muslims and Christians, are fed up with their politicians.
- Sıradan insanlar, Yahudiler, Müslümanlar ve Hıristiyanlar, politikacılarından bıkmış durumda.
- Ordinary people, Jews, Muslims and Christians, are fed up with their politicians.
- Sıradan insanlar, Yahudiler, Müslümanlar ve Hristiyanlar, politikacılarından bıkmış durumdalar.
- She says that she's fed up with this hot weather.
- Bu sıcaklardan bıktığını söylüyor.
- I'm fed up with Tom's silly antics.
- Tom'un aptalca tuhaflıklarından bıktım.
- I'm fed up with this wet weather.
- Bu yağışlı havadan bıktım.
- I'm fed up with your stories!
- Hikayelerinden bıktım!
- I'm fed up with your stories!
- Senin hikayelerinden bıktım!
- I'm fed up with it.
- Bıktım artık.
- I'm fed up with the food here.
- Buradaki yemeklerden bıktım.
- I'm fed up with your attitudes.
- Ben senin davranışlarından bıktım.
- I'm fed up with your complaining.
- Şikayet etmenden bıktım.
- They were all fed up with the noise.
- Hepsi gürültüden bıkmış.
- I'm fed up with Tom forcing his opinions on me.
- Tom'un fikirlerini bana dayatmasından bıktım.
- I'm really fed up with this heat.
- Bu sıcaktan gerçekten bıktım.
- I'm fed up with it!
- Ondan bıktım!
- I'm fed up with fast food.
- Fast food'dan bıktım.
- I'm fed up with him!
- Ben ondan bıktım!
- I'm fed up with everything.
- Her şeyden bıktım.
- He says that he's fed up with this hot weather.
- Bu sıcak havadan bıktığını söylüyor.
- I'm fed up with this weather.
- Bu havadan bıktım.
- I'm fed up with Tom.
- Tom'dan bıktım.
- We're fed up with your complaining.
- Şikâyetinden bıktık.
- I'm fed up with all of Tom's complaints.
- Tom'un şikâyetlerinin hepsinden bıktım.
- I'm fed up with her.
- Ondan bıktım.
- I'm fed up with working here.
- Burada çalışmaktan bıktım.
- I'm fed up with it!
- Bıktım artık!
- I'm fed up with him always preaching to me.
- Bana her zaman öğüt vermesinden bıktım.
- They were all fed up with the noise.
- Onların hepsi gürültüden bıktılar.
- I'm fed up with him!
- Ondan bıktım!
- I'm fed up with everything and everybody.
- Her şeyden ve herkesten bıktım.
- I'm fed up with her grumbling.
- Ben onun homurdanmasından bıktım.
- I love Mary but sometimes I'm fed up with her.
- Mary'yi seviyorum ama bazen ondan bıkıyorum.
- I'm fed up with Tom's behavior.
- Tom'un davranışlarından bıktım.
- I'm fed up with the way Tom's been acting.
- Tom'un davranışlarından bıktım.
- I'm fed up with him.
- Ondan bıktım.
- I'm fed up with math.
- Matematikten bıktım.
- I'm fed up with your constant complaining.
- Ben sürekli şikâyet etmenden bıktım.
- I'm fed up with your attitudes.
- Tavırlarınızdan bıktım.
- I'm fed up with Tom's behavior.
- Tom'un davranışından bıktım.
- I'm fed up with all of Tom's complaints.
- Tom'un tüm şikayetlerinden bıktım.
- I'm fed up with your attitude.
- Tavırlarından bıktım.
- Tom says that he's fed up with this hot weather.
- Tom bu sıcak havadan bıktığını söylüyor.
- I'm fed up with homework.
- Ödevden bıktım.
- She says that she's fed up with this hot weather.
- Bu sıcak havadan bıktığını söylüyor.
- I'm fed up with this.
- Bundan bıktım.
- I'm fed up with eating in restaurants.
- Lokantalarda yemek yemekten bıktım.
- I'm fed up with this.
- Ben bundan bıktım.
- I'm fed up with always backing you up.
- Sürekli seni desteklemekten bıktım.
- I'm fed up with all their lies.
- Tüm yalanlarından bıktım.
- I'm fed up with homework.
- Ev ödevlerinden bıktım.
- I'm getting fed up with social justice warriors.
- Sosyal adalet savaşçılarından bıkmaya başladım.
- I'm fed up with Tom's silly antics.
- Tom'un salakça maskaralıklarından bıktım.
- I'm fed up with this system.
- Bu düzenden bıktım.
- I'm fed up with her grumbling.
- Onun homurdanmalarından bıktım.
- I'm fed up with working here.
- Ben burada çalışmaktan bıktım.
- I'm fed up with all their lies.
- Onların bütün yalanlarından bıktım.
- We're fed up with your complaining.
- Yakınmalarınızdan bıktık.
- I'm fed up with him always preaching to me.
- Bana sürekli vaaz vermesinden bıktım.
- I'm fed up with always backing you up.
- Sürekli sana arka çıkmaktan bıktım.
- I'm fed up with this system.
- Bu sistemden bıktım.
Show More (58)
|
