fizz - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
fizz köpürmek v.
  • The drink fizzed as I poured it into the glass.
  • İçkiyi bardağa döktüğümde köpürdü.
Show More (-2)
fizz şampanya n.
  • Let's celebrate with a bottle of chilled fizz.
  • Gelin bir şişe şampanyayla kutlama yapalım.
Show More (-2)
fizz fışırtı n.
  • The soda had a refreshing fizz that tickled my nose.
  • Sodanın burnumu gıdıklayan ferahlatıcı bir fışırtısı vardı.
Show More (-2)