| 1 |
flop |
fiyasko |
n. |
|
- The new weight watch app is a total flop.
- Yeni kilo kontrolü uygulaması tam bir fiyasko.
- Biotech companies are complete flops on the stock exchange.
- Biyoteknoloji şirketleri borsada tam bir fiyasko.
- Even the Seville Summit, which was supposed to be a milestone in combating illegal immigration, was a flop.
- Yasadışı göçle mücadelede bir dönüm noktası olması beklenen Sevilla Zirvesi bile fiyaskoyla sonuçlandı.
- In short, the ECB's efforts have resulted in a flop that forces us to reject this annual report.
- Kısacası Avrupa Merkez Bankası'nın çabaları bizi bu yıllık raporu reddetmeye zorlayan bir fiyaskoyla sonuçlanmıştır.
- Genetically modified foods and agricultural products are a flop.
- Genetiği değiştirilmiş gıdalar ve tarım ürünleri bir fiyaskodur.
- If you don't do anything about it, the party will be a flop.
- Eğer bu konuda bir şey yapmazsan, parti fiyasko olacak.
- The party was a flop.
- Parti fiyaskoydu.
- The party was a flop.
- Parti bir fiyaskoydu.
- It was a commercial flop.
- Ticari bir fiyaskoydu.
- It was a commercial flop.
- Ticari açıdan fiyaskoydu.
- If you don't do anything about it, the party will be a flop.
- Eğer bu konuda hiçbir şey yapmazsan, parti bir fiyasko olacak.
Show More (8)
|
| 2 |
flop |
pat |
n. |
|
- She dropped her books with a flop.
- Kitaplarını pat diye yere düşürdü.
Show More (-2)
|
| 3 |
flop |
yığılmak |
v. |
|
- Velvet flopped down on the couch to watch tv.
- Velvet, televizyon izlemek için kanepeye yığılıverdi.
Show More (-2)
|
| 4 |
flop |
fiyasko ile sonuçlanmak |
v. |
|
- No one expected the project would flop.
- Kimse projenin fiyasko ile sonuçlanacağını beklemiyordu.
Show More (-2)
|
| 5 |
flop |
kendini yatağa atmak |
v. |
|
- Tom flopped onto his bed and was soon fast asleep.
- Tom kendini yatağına attı ve çok geçmeden derin uykuya daldı.
Show More (-2)
|
| 6 |
flop |
suya düşmek |
v. |
|
- Our plan flopped.
- Planımız suya düştü.
Show More (-2)
|
