|
- She is like a graceful ballerina.
- Tıpkı zarif bir balerin gibi.
- Seals are clumsy and ponderous on land, but very graceful in the water.
- Foklar karada beceriksiz ve hantaldırlar ama suda çok zariftirler.
- All her motions were graceful.
- Tüm hareketleri zarifti.
- An ugly duckling became a graceful swan.
- Çirkin ördek yavrusu zarif bir kuğuya dönüştü.
- An ugly duckling became a graceful swan.
- Çirkin ördek yavrusu zarif bir kuğu oldu.
- She is beautiful, and what is more, very graceful.
- Çok güzel ve dahası çok zarif.
- Ice skating can be graceful and beautiful.
- Buz pateni zarif ve güzel olabilir.
- The dancer's graceful action charmed the audience.
- Dansçının zarif hareketi, seyirciyi hayran bıraktı.
- Seals are clumsy and awkward on land, but very graceful in the water.
- Foklar karada sakar ve beceriksizdirler ama suda çok zariftirler.
- Seals are clumsy and ponderous on land, but very graceful in the water.
- Foklar karada sakar ve hantal, suda ise çok zariftir.
- She is graceful.
- Zarif biri.
- Seals are clumsy and awkward on land, but very graceful in the water.
- Fok balıkları karada sakar ve gariptir, ancak suda çok zariftir.
- The delicate, graceful flowers are in bloom.
- Narin, zarif çiçekler açmaya başladı.
- Mary is graceful.
- Mary zariftir.
- All her motions were graceful.
- Onun tüm hareketleri zarifti.
- The instrumental case is one of the most graceful aspects of the Russian language.
- Enstrümantal durum, Rus dilinin en zarif yönlerinden biridir.
- She is beautiful, and what is more, very graceful.
- O güzel ve ayrıca çok zarif.
Show More (14)
|