grandson - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
grandson torun n.
  • Our thoughts are also with María Eraunzetamurgil and her grandson, who were victims of a horrendous attack.
  • Düşüncelerimiz aynı zamanda korkunç bir saldırının kurbanı olan Maria Eraunzetamurgil ve torunuyla birlikte.
  • My grandson cries very loud.
  • Torunum çok yüksek sesle ağlıyor.
  • Tom is Mary's grandson, isn't he?
  • Tom, Mary'nin torunu, değil mi?
Show More (45)
grandson erkek torun n.
  • The old man was accompanied by his grandson.
  • Yaşlı adama erkek torunu tarafından eşlik edildi.
  • When I go to see my grandson, I always give him something.
  • Erkek torunumu görmeye gittiğimde her zaman ona bir şey veririm.
  • Tom and Mary have one grandson and three granddaughters.
  • Tom ve Mary'nin bir erkek torunu ve üç kız torunu var.
Show More (9)