guy - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
guy adam n.
  • Jimmy is a nice guy when you get to know him.
  • Jimmy'yi tanıdığınızda iyi bir adam olduğunu anlarsınız.
  • Well, somebody better get something on this guy fast.
  • Birileri bu adam hakkında çabucak bir şeyler bulsa iyi olur.
  • I'll bet that iron guy's strong and could knock down a whole building.
  • Bahse girerim o demir adam güçlüdür ve koca bir binayı yıkabilir.
Show More (1352)
guy kişi n.
  • It's a beautiful song written by a guy called Martin Evan, actually, for me.
  • Bu Martin Evan adlı bir kişi tarafından aslında benim için yazılmış hoş bir şarkı.
  • In my opinion, Tom is the guy we need to hire.
  • Bence işe almamız gereken kişi Tom.
  • I'm the guy who convinced Tom to join our team.
  • Tom'u ekibimize katılmaya ikna eden kişi benim.
Show More (11)
guy herif n.
  • Some guy called Richard came to see you this afternoon.
  • Bu öğleden sonra Richard diye bir herif seni görmeye gelmiş.
  • Don't you recognize that guy?
  • Şu herifi tanımıyor musun?
  • Come on let's catch that guy.
  • Hadi yakalayalım şu herifi.
Show More (2)
guy halat n.
  • Before getting on the road for camping, they shopped for tent guy ropes.
  • Kamp için yola çıkmadan önce çadır gergi halatları satın aldılar.
Show More (-2)
guy kukla n.
  • Campers were standing around the bonfire for burning a guy.
  • Kampçılar, bir kukla yakmak için şenlik ateşinin etrafında duruyordu.
Show More (-2)
guy tip n.
  • Tom is the most popular guy in our class.
  • Tom sınıfımızda en popüler tip.
Show More (-2)