harbor - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
harbor liman n.
  • The galleon landed at the harbor.
  • Kalyon limana indi.
  • We saw many ships in the harbor.
  • Limanda çok gemi gördük.
  • The harbor is closed to navigation.
  • Liman deniz trafiğine kapalı.
Show More (21)
harbor barındırmak v.
  • Garbage harbors vermin.
  • Çöpler haşarat barındırır.
  • Each of these galaxies harbors hundreds of billions of stars.
  • Bu galaksilerin her biri yüz milyarlarca yıldız barındırır.
  • Each of these galaxies harbors hundreds of billions of stars.
  • Bu galaksilerin her biri yüzlerce milyar yıldız barındırıyor.
Show More (2)
harbor beslemek v.
  • I harbor no ill will towards Tom.
  • Tom'a karşı olumsuz bir duygu beslemiyorum.
  • I harbor no ill will towards Tom.
  • Tom'a karşı hiçbir kötü niyet beslemiyorum.
Show More (-1)
harbor (duyguları) içine atıp biriktirmek v.
  • Harboring will harm your mental health.
  • Duyguları içe atıp biriktirmek akıl sağlığınızı zarar verir.
Show More (-2)
harbor içermek v.
  • The rocks under the sea can harbor some sea urchins.
  • Denizin altındaki kayalar bazı deniz kestanelerini içeriyor olabilir.
Show More (-2)
harbor yataklık etmek v.
  • harboring is also a crime.
  • Suçluya yataklık etmek de bir suçtur.
Show More (-2)