hasty - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
hasty aceleci adj.
  • All the employees suffered from the manager's hasty decision.
  • Yöneticinin aceleci kararından tüm çalışanlar mağdur oldu.
  • I feel it would be discourteous to say no, but it would also be too hasty on my part to give an answer right away.
  • Hayır demenin nezaketsizlik olacağını düşünüyorum ancak hemen bir cevap vermek de benim açımdan çok aceleci olur.
  • They also have public service responsibilities, which must not be sacrificed to hasty liberalisation.
  • Ayrıca, aceleci bir liberalleşmeye kurban edilmemesi gereken kamu hizmeti sorumlulukları da vardır.
Show More (14)
hasty acele adj.
  • It isn't a hasty decision.
  • Acele verilmiş bir karar değil.
  • It isn't a hasty decision.
  • Bu acele bir karar değil.
  • We don't want to do anything hasty.
  • Acele bir şey yapmak istemiyoruz.
Show More (3)