Englisch | Türkisch | |
---|---|---|
General | ||
General | have basis v. | temeli olmak |
General | have basis v. | dayanağı olmak |
Englisch | Türkisch | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | have no basis v. | temeli olmamak | ||
A pre-emptive attack like this would set a new international precedent that has no basis in the United Nations Charter. Bu tür bir önleyici saldırı, Birleşmiş Milletler Şartı'nda temeli olmayan yeni bir uluslararası emsal teşkil edecektir. More Sentences |
||||
General | have a legal basis v. | yasal dayanağı olmak | ||
General | have no basis v. | dayanağı olmamak | ||
General | have no legal basis v. | yasal dayanağı olmamak |