heir - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
heir varis n.
  • It was common to kidnap the heirs of the enemy countries in old times.
  • Eski zamanlarda düşman ülkelerin varislerini kaçırmak yaygındı.
  • She died without an heir.
  • O bir varis bırakmadan öldü.
  • Tom had no male heir.
  • Tom'un bir erkek varisi yoktu.
Show More (13)
heir mirasçı n.
  • Turkey is heir to a great civilisation.
  • Türkiye büyük bir medeniyetin mirasçısıdır.
  • Tom is the heir to a large fortune.
  • Tom büyük bir servetin mirasçısı.
  • Tom died without an heir.
  • Tom bir mirasçısı olmadan öldü.
Show More (5)
heir halef n.
  • The president requested a meeting with her heir.
  • Başkan, halefi ile bir görüşme talep etti.
Show More (-2)