|
- For reasons that are sometimes hard to admit, Europe is helpless in the face of terrorism.
- Bazen kabul edilmesi zor olan nedenlerden ötürü Avrupa terörizm karşısında çaresizdir.
- And the weakest is always and in every case the child, who is at a vulnerable and helpless stage of development.
- Ve en zayıf olan her zaman ve her durumda, gelişiminin savunmasız ve çaresiz bir aşamasında olan çocuktur.
- Unfortunately, that tiger is a helpless drug addict.
- Ne yazık ki o kaplan çaresiz bir uyuşturucu bağımlısı.
- I feel completely helpless.
- Tamamen çaresiz hissediyorum.
- Tom was completely helpless.
- Tom tamamen çaresizdi.
- I'm helpless without that dictionary, even when it's just for one day.
- O sözlük olmadan çaresizim, sadece bir günlüğüne bile olsa.
- Fadil was drugged and helpless.
- Fadıl uyuşturulmuş ve çaresizdi.
- Tom said he felt completely helpless.
- Tom kendisini tamamen çaresiz hissettiğini söyledi.
- Tom isn't helpless.
- Tom çaresiz değil.
- I know that you feel helpless.
- Çaresiz hissettiğini biliyorum.
- We felt very helpless.
- Kendimizi çok çaresiz hissettik.
- We felt very helpless.
- Çok çaresiz hissettik.
- I've never felt so helpless.
- Hiç bu kadar çaresiz hissetmemiştim.
- I'm sure you feel helpless.
- Eminim sen de çaresiz hissediyorsundur.
- I'm quite helpless.
- Oldukça çaresiz durumdayım.
- Tom said he felt helpless.
- Tom kendini çaresiz hissettiğini söyledi.
- Tom felt completely helpless.
- Tom kendini tamamen çaresiz hissetti.
- I feel so helpless.
- Çok çaresiz hissediyorum.
- I felt helpless.
- Kendimi çaresiz hissettim.
- Tom is quite helpless.
- Tom oldukça çaresiz.
- Tom felt helpless and frightened.
- Tom kendini çaresiz ve korkmuş hissetti.
- Tom was helpless.
- Tom çaresizdi.
- The child is helpless in his rage.
- Çocuk onun öfkesi karşısında çaresizdir.
- I'm sure you feel helpless.
- Ben senin kendini çaresiz hissettiğine eminim.
- We aren't entirely helpless.
- Biz tamamen çaresiz değiliz.
- I feel helpless.
- Kendimi çaresiz hissediyorum.
- I'm not helpless.
- Çaresiz değilim.
- I feel completely helpless.
- Kendimi tamamen çaresiz hissediyorum.
- Tom said he felt completely helpless.
- Tom kendini tamamen çaresiz hissettiğini söyledi.
- We were all helpless.
- Hepimiz çaresizdik.
- Tom felt helpless.
- Tom çaresiz hissetti.
- Tom felt helpless and frightened.
- Tom çaresiz ve korkmuş hissetti.
- Beyle feels helpless.
- Beyle kendini çaresiz hissediyor.
- Beyle feels helpless.
- Beyle çaresiz hissediyor.
- I feel helpless right now.
- Şu anda kendimi çaresiz hissediyorum.
- Tom felt completely helpless.
- Tom tamamen çaresiz hissetti.
- We aren't entirely helpless.
- Tamamen çaresiz değiliz.
- Does Tom seem helpless?
- Tom çaresiz görünüyor mu?
- I feel helpless right now.
- Şu anda çaresiz hissediyorum.
- The child is helpless in his rage.
- Çocuk öfkesi karşısında çaresiz.
- Sami is totally helpless.
- Sami tamamen çaresizdir.
- We're helpless.
- Çaresiziz.
- I felt very helpless.
- Kendimi çok çaresiz hissettim.
- Sami is totally helpless.
- Sami tamamen çaresiz.
- I feel helpless sometimes.
- Bazen çaresiz hissediyorum.
- I feel helpless sometimes.
- Bazen kendimi çaresiz hissediyorum.
- Tom is helpless.
- Tom çaresiz.
- I felt completely helpless.
- Kendimi tamamen çaresiz hissettim.
- We're helpless.
- Biz çaresiziz.
- Tom's helpless.
- Tom çaresiz.
- We were all helpless.
- Biz hepimiz çaresizdik.
- I felt very helpless.
- Çok çaresiz hissettim.
- Tom is quite helpless.
- Tom oldukça çaresizdir.
- I'm quite helpless.
- Ben oldukça çaresizim.
- Tom isn't helpless.
- Tom çaresiz değildir.
Show More (52)
|
