|
- But should it make any difference which country or which area or which hospital you are treated in?
- Ancak hangi ülkede, hangi bölgede ya da hangi hastanede tedavi gördüğünüzün bir önemi var mı?
- I wish Tony Blair and George Bush had been at that hospital.
- Keşke Tony Blair ve George Bush da o hastanede olsalardı.
- When a hospital closes in a mountain region a serious problem is created.
- Dağlık bir bölgede bir hastane kapandığında ciddi bir sorun ortaya çıkar.
- My second question pertains to the reconstruction of the hospital in Mitrovica.
- İkinci sorum Mitroviça'daki hastanenin yeniden inşası ile ilgili.
- One issue which is referred to in the van der Laan report is the whole question of the Gaza hospital.
- Van der Laan raporunda atıfta bulunulan bir konu da Gazze hastanesi meselesidir.
- Those farms are well run, they provide churches, schools and hospital treatment in those areas.
- Bu çiftlikler iyi işletiliyor, o bölgelerde kilise, okul ve hastane tedavisi sağlıyorlar.
- Several pupils were seriously injured and are still undergoing treatment in hospital in Semur-en-Auxios and Dijon.
- Birkaç öğrenci ciddi şekilde yaralandı ve halen Semur-en-Auxios ve Dijon'daki hastanelerde tedavi görüyorlar.
- Let the sense of responsibility of some hospital workers act as an example.
- Bazı hastane çalışanlarının sorumluluk duygusu buna bir örnek teşkil edebilir.
- But the director of the hospital did not authorise the admission.
- Ancak hastane müdürü kabul için izin vermemiştir.
- This isn't limited to a single hospital.
- Bu tek bir hastaneyle sınırlı değil.
- Reduce the numbers of patients going to the hospital.
- Hastaneye giden hasta sayısını azaltınız.
- Mummy, this hospital is where I work.
- Anne, işte bu hastane benim çalıştığım yer.
- Referral and information about resources when discharged from the hospital.
- Hastaneden taburcu olurken imkanlar hakkında yapılan yönlendirme ve bilgilendirme.
- There's a special room at the hospital for terminating.
- Sonlandırma için hastanede özel bir oda mevcut.
- Perhaps the hospital would even let you wear them to work.
- Belki de hastane bunları işe giderken giymene bile izin verir.
- Our patient walked out of the hospital the next day.
- Hastamız ertesi gün hastaneden yürüyerek çıktı.
- The disease at this stage is treated only in a hospital setting.
- Bu aşamadaki hastalık sadece bir hastane ortamında tedavi edilir.
- Thank you to the doctors, nurses, hospital and ambulance personnel.
- Doktorlara, hemşirelere, hastane ve ambulans personeline teşekkürler.
- Mom got out of the hospital a few days later.
- Annem birkaç gün sonra hastaneden çıkarıldı.
- There's another hospital down about three miles that way.
- Oralarda üç mil ileride bir diğer hastane var.
- Liberia last week released its last patient from hospital.
- Liberya'da geçen hafta son hasta hastaneden taburcu edildi.
- Just a small piece, I already ate at the hospital.
- Küçük bir parça işte, zaten hastanede yedim.
- Later that century a leper hospital was established here.
- O yüzyılın sonunda buraya bir cüzzam hastanesi inşa edilmiş.
- Also, it's a private hospital.
- Ayrıca burası özel bir hastane.
- Maybe there'll be a horrible accident nearby the hospital.
- Belki hastane yakınlarında korkunç bir kaza olacak.
- Donna's compact, baby bracelet from the hospital, phone bills.
- Donna'nın pudrası, hastanenin verdiği bebek bileziği, telefon faturaları.
- Just a small piece, I already ate at the hospital.
- Küçücük bir parça, zaten hastanede yedim.
- I've been there since I left the hospital on day one.
- Hastaneden çıktığım ilk günden beri oradayım.
- Many dogs and other animals live, thanks to this hospital.
- Bu hastane sayesinde birçok köpek ve diğer hayvanlar hayatta.
- Maybe there'll be a horrible accident nearby the hospital.
- Belki hastane yakınlarında korkunç bir kaza olur.
- Go immediately to the nearest hospital or emergency service.
- En yakın hastane yada acil servise gidiniz.
- Every hospital management system store the personal data of their patients.
- Her hastane yönetim sistemi hastaların kişisel verilerini saklar.
- Our hospital treats about half a million patients a year.
- Hastanemizde yılda yaklaşık yarım milyon hasta tedavi ediliyor.
- No, he's just been released from the hospital, officer.
- Hayır, hastaneden yeni taburcu oldu, memur bey.
- Look, it's a great hospital for some things.
- Bak, bazı şeyler için çok iyi bir hastane.
- He was dismissed from the hospital after nine days.
- Dokuz gün sonra hastaneden taburcu edildi.
- I don't want to die in some ugly hospital pajamas.
- Üstümde çirkin hastane pijamalarıyla ölmeyi istemem.
- We've got a whole hospital full of patients.
- Bizde bir hastane dolusu hasta var.
- This place serving as a hospital nowadays.
- Burası günümüzde hastane olarak hizmet vermektedir.
- Am assuming they should all be released from hospital soon.
- Hepsinin yakında hastaneden taburcu olacağını varsayıyorum.
- Maybe he was injured and needed to get to the hospital.
- Belki de yaralandı ve hastaneye gitmesi gerekiyordu.
- This hospital has always had a co-ed locker room.
- Bu hastanede hep karma soyunma odası olmuştur.
- This is the only hospital with specialized personnel for severe burns.
- Burası ağır yanıklar için uzman personeli olan tek hastane.
- This hospital has always had a co-ed locker room.
- Bu hastanede her zaman karma soyunma odası vardı.
- Go immediately to the nearest hospital or emergency service.
- Derhal en yakın hastaneye veya acil servise gidin.
- Just a small piece, I already ate at the hospital.
- Sadece küçük bir parça, zaten hastanede yedim.
- One of our hospital's board members is coming in as a patient.
- Hastanemizin yönetim kurulu üyelerinden biri hasta olarak geliyor.
- Lydia, he is sick and needs a hospital.
- Lydia, o hasta ve hastanede olmalı.
- I thought this was a hospital and that you were a healer.
- Burayı bir hastane, seni de şifacı sanıyordum.
- This hospital has always had a co-ed locker room.
- Bu hastanenin her zaman karma bir soyunma odası vardı.
- Our hospital treats about half a million patients a year.
- Bizim hastanemiz yılda yaklaşık bir buçuk milyon hastaya bakıyor.
- That summer, there was a typhoid epidemic and I turned the house into a hospital.
- O yaz tifo salgını vardı ve evi hastaneye çevirdim.
- Once I got to the hospital, everything happened so fast.
- Hastaneye gittikten sonra her şey çok çabuk oldu.
- There's another hospital down about three miles that way.
- Üç mil ileride başka bir hastane daha var.
- Well, I have your cheque for the new hospital wing.
- Yeni hastane binası için çekiniz bende.
- Am assuming they should all be released from hospital soon.
- Hepsinin kısa sürede hastaneden taburcu edileceğini tahmin ediyorum.
- Mummy, this hospital is where I work.
- Anne, benim çalıştığım yer işte bu hastane.
- They lost no time in getting the sick man to a hospital.
- Hasta adamı hastaneye götürmede hiç zaman kaybetmediler.
- Once I got to the hospital, everything happened so fast.
- Hastaneye gittiğimde her şey çok hızlı gelişti.
- Our patient walked out of the hospital the next day.
- Hastamız bir gün sonra hastaneden yürüyerek çıktı.
- This procedure can be done in the clinic or hospital as an outpatient service.
- Bu işlem ayakta tedavi hizmeti olarak klinikte ya da hastanede uygulanabiliyor.
- Perhaps the hospital would even let you wear them to work.
- Belki hastane bunları işe giderken giymene bile izin verir.
- Donna's compact, baby bracelet from the hospital, phone bills.
- Donna'nın küçük çantası, hastaneden gelen bebek bileziği, telefon faturaları.
- Sefra should be on his way to the hospital by now.
- Sefra şu anda hastane yolunda olmalı.
- Because you won't be destined to a hospital every time.
- Çünkü her defasında hastaneye gidemeyebilirsin.
- Our hospital treats about half a million patients a year.
- Hastanemiz yılda yaklaşık yarım milyon hastayı tedavi ediyor.
- Donna's compact, baby bracelet from the hospital, phone bills.
- Donna'nın pudrası, hastaneden gelen bebek bileziği, telefon faturaları.
- Anna left the hospital two days before the massacre.
- Anna katliamdan iki gün önce hastaneden ayrıldı.
- I thought this was a hospital and that you were a healer.
- Burasının bir hastane ve senin de bir şifacı olduğunu sanmıştım.
- This procedure can be done in the clinic or hospital as an outpatient service.
- Bu işlem klinikte veya hastanede ayakta tedavi hizmeti olarak yapılabilir.
- Because you won't be destined to a hospital every time.
- Çünkü her zaman hastaneye gidemeyebilirsin.
- Both drivers were taken to the hospital and later released.
- Her iki sürücü de hastaneye götürüldü ve daha sonra taburcu edildi.
- Maybe he was injured and needed to get to the hospital.
- Belki yaralanmıştı ve hastaneye gitmesi gerekiyordu.
- No, he's just been released from the hospital, officer.
- Hayır, hastaneden henüz taburcu edildi, memur bey.
- Ma'am, the hospital said that she died in the ambulance.
- Hanımefendi, hastane kızın ambulansta öldüğünü söyledi.
- No, he's just been released from the hospital, officer.
- Hayır, hastaneden daha yeni çıktı, memur bey.
- Mom got out of the hospital a few days later.
- Annemiz birkaç gün sonra hastaneden çıktı.
- Thank you to the doctors, nurses, hospital and ambulance personnel.
- Doktorlara, hemşirelere, hastane ve ambulans personeline teşekkür ederiz.
- It was far too expensive for the hospital.
- Hastane için çok pahalıydı.
- It was far too expensive for the hospital.
- Hastane için çok pahalıya mal oldu.
- That summer, there was a typhoid epidemic and I turned the house into a hospital.
- O yaz tifo salgını vardı ve evi hastaneye dönüştürdüm.
- This procedure can be done in the clinic or hospital as an outpatient service.
- Bu işlem ayakta hasta hizmeti olarak klinikte veya hastanede yapılabilir.
- We've got a whole hospital full of patients.
- Bir hastane dolusu hasta var bizde.
- This place serving as a hospital nowadays.
- Burası günümüzde hastane olarak hizmet veriyor.
- Later on, he became a patient care assistant in several hospital centers.
- Daha sonra çeşitli hastane merkezlerinde hasta bakım asistanı olarak görev yaptı.
- I don't want to die in some ugly hospital pajamas.
- Çirkin bir hastane pijamasıyla ölmek istemiyorum.
- There's a special room at the hospital for terminating.
- Sonlandırma için hastanede özel bir oda var.
- I'd say the hospital should pay more in damages and losses.
- Bence hasar ve masraflar için hastane daha fazla ödemeli.
- Many dogs and other animals live, thanks to this hospital.
- Bu hastane sayesinde birçok köpek ve diğer hayvanlar hayata döndü.
- Each hospital manages its own organ supply and waiting list.
- Her hastane kendi organ tedarikine ve bekleme listesine sahiptir.
- Well, I have your cheque for the new hospital wing.
- Yeni hastane kanadı için çekiniz elimde.
- We've got a whole hospital full of patients.
- Bir hastane dolusu hastamız var.
- You run a hospital that treats thousands of patients every day.
- Her gün binlerce hasta tedavi eden bir hastaneyi yönetiyorsun.
- There's another hospital down about three miles that way.
- O tarafta, beş kilometre ötede bir hastane daha var.
- Perhaps the hospital would even let you wear them to work.
- Belki de hastane onları işe giderken takmanıza bile izin verir.
- This isn't limited to a single hospital.
- Bu yalnızca tek bir hastane ile sınırlı değil.
- I don't want to die in some ugly hospital pajamas.
- Çirkin hastane pijamalarıyla ölmek istemiyorum.
- One of our hospital's board members is coming in as a patient.
- Hastanemizin kurul üyelerinden biri hasta olarak geliyor.
- Every hospital management system store the personal data of their patients.
- Her hastane yönetim sistemi, hastalarının kişisel verilerini depolar.
- The disease at this stage is treated only in a hospital setting.
- Bu aşamadaki hastalık sadece hastane ortamında tedavi edilir.
- There's a special room at the hospital for terminating.
- Hastanede sonlandırma için özel bir oda var.
- I needed special care after getting discharged from the hospital.
- Hastaneden taburcu olduktan sonra özel bakıma ihtiyacım oldu.
- Living in a hospital is sort of like going to boarding school.
- Bir hastanede yaşamak bir nevi yatılı okula gitmek gibidir.
- Liberia last week released its last patient from hospital.
- Liberya geçen hafta hastanedeki son hastasını taburcu etti.
- Our patient walked out of the hospital the next day.
- Hastamız ertesi gün hastaneden yürüyerek ayrıldı.
- Later that century a leper hospital was established here.
- O yüzyılın sonlarında burada bir cüzzam hastanesi kurulmuş.
- Maybe there'll be a horrible accident nearby the hospital.
- Belki hastanenin yakınında korkunç bir kaza olacaktır.
- Look, it's a great hospital for some things.
- Bakın, bazı şeyler için harika bir hastane.
- Well, I have your cheque for the new hospital wing.
- Yeni hastane kanadı için çekiniz benim elimde.
- I needed special care after getting discharged from the hospital.
- Hastaneden taburcu olduktan sonra özel bakıma ihtiyacım vardı.
- I thought this was a hospital and that you were a healer.
- Buranın bir hastane olduğunu ve sizin de bir şifacı olduğunuzu sanıyordum.
- Maybe he was injured and needed to get to the hospital.
- Belki de yaralanmıştı ve hastaneye gitmesi gerekiyordu.
- Tom went to the hospital because he was sick.
- Tom hasta olduğundan ötürü hastaneye gitti.
- Erica removing a patient from the hospital is a big risk.
- Erica'nın bir hastayı hastaneden çıkarması büyük bir risktir.
- Many dogs and other animals live, thanks to this hospital.
- Bu hastane sayesinde birçok köpek ve benzeri hayvanlar hayata tutunuyor.
- This is the only hospital with specialized personnel for severe burns.
- Burası ciddi yanıklar için uzman personele sahip tek hastanedir.
- Mom got out of the hospital a few days later.
- Annem birkaç gün sonra hastaneden taburcu oldu.
- I'd say the hospital should pay more in damages and losses.
- Hastanenin hasar ve masraflar için daha fazla ödemesi gerektiğini düşünüyorum.
- Am assuming they should all be released from hospital soon.
- Yakında hepsinin hastaneden taburcu edileceğini varsayıyorum.
- I needed special care after getting discharged from the hospital.
- Hastaneden taburcu olduktan sonra özel bakıma ihtiyaç duydum.
- Thank you to the doctors, nurses, hospital and ambulance personnel.
- Doktorlara, hemşirelere, hastane ve ambulans personeline teşekkür ederim.
- Later on, he became a patient care assistant in several hospital centers.
- Daha sonra çeşitli hastane merkezlerinde hasta bakım asistanı oldu.
- Every hospital management system store the personal data of their patients.
- Her hastane yönetim sistemi hastalarının kişisel verilerini saklar.
- Go immediately to the nearest hospital or emergency service.
- Hemen en yakın hastaneye ya da acil servise gidin.
- This is the only hospital with specialized personnel for severe burns.
- Burası ağır yanıklar konusunda uzman personele sahip olan tek hastane.
- This place serving as a hospital nowadays.
- Burası bugünlerde hastane olarak hizmet veriyor.
- Mummy, this hospital is where I work.
- Anne, bu hastane benim çalıştığım yer.
- They lost no time in getting the sick man to a hospital.
- Hasta adamı hastaneye götürmekte hiç vakit kaybetmediler.
- Tom went to the hospital because he was sick.
- Tom hastalandığı için hastaneye gitti.
- Each hospital manages its own organ supply and waiting list.
- Her hastane kendi organ kaynağına ve bekleme listesine sahiptir.
- Sefra should be on his way to the hospital by now.
- Sefra şu anda hastaneye giden yoldadır herhalde.
- Referral and information about resources when discharged from the hospital.
- Hastaneden taburcu olurken imkanlar hakkında yönlendirme ve bilgilendirme.
- Erica removing a patient from the hospital is a big risk.
- Erica'nın hastaneden bir hastayı çıkarması büyük bir risk.
- Referral and information about resources when discharged from the hospital.
- Hastaneden taburcu olurken imkanlar hakkında yönlendirme ve bilgilendirme yapılması.
- Sefra should be on his way to the hospital by now.
- Sefra şu an hastaneye gidiyor olmalı.
- Living in a hospital is sort of like going to boarding school.
- Hastanede yaşamak yatılı okula gitmek gibi bir şey.
- Erica removing a patient from the hospital is a big risk.
- Erica'nın bir hastayı hastaneden çıkarması büyük bir risk.
- Later on, he became a patient care assistant in several hospital centers.
- Daha sonra birkaç hastanede hasta bakım asistanlığı yapmıştır.
- This isn't limited to a single hospital.
- Bu sadece bir hastaneyle sınırlı değil.
- Because you won't be destined to a hospital every time.
- Çünkü her seferinde hastaneye gidemeyebilirsin.
- Each hospital manages its own organ supply and waiting list.
- Her hastanenin kendi organ tedariki ve bekleme listesi vardır.
- Anna left the hospital two days before the massacre.
- Anna katliamdan iki gün önce hastaneden çıkmıştı.
- Once I got to the hospital, everything happened so fast.
- Hastaneye vardığımda her şey çok hızlı gelişti.
- Living in a hospital is sort of like going to boarding school.
- Hastanede yaşamak bir nevi yatılı okula gitmeye benziyor.
- Reduce the numbers of patients going to the hospital.
- Hastaneye giden hasta sayısını azaltın.
- They lost no time in getting the sick man to a hospital.
- Hastayı hastaneye götürmek için hiç vakit kaybetmediler.
- Lydia, he is sick and needs a hospital.
- Lydia, o hasta ve hastaneye gitmesi lazım.
- Ma'am, the hospital said that she died in the ambulance.
- Hanımefendi, hastane onun ambulansta öldüğünü söyledi.
- Liberia last week released its last patient from hospital.
- Liberya geçtiğimiz hafta son hastasını da hastaneden taburcu etmiştir.
- You run a hospital that treats thousands of patients every day.
- Her gün binlerce hastayı tedavi eden bir hastane işletiyorsunuz.
- That summer, there was a typhoid epidemic and I turned the house into a hospital.
- O yaz bir tifo salgını vardı ve evi hastaneye çevirdim.
- Later that century a leper hospital was established here.
- Aynı yüzyılın sonlarında burada bir cüzzam hastanesi kuruldu.
- Also, it's a private hospital.
- Ek olarak burası özel bir hastane.
- I've got to go to the hospital.
- Hastaneye gitmeliyim.
- She came to herself when she was taken to the hospital.
- Hastaneye götürüldüğünde kendine geldi.
- We've got to get to the hospital.
- Hastaneye gitmek zorundayız.
- What were you doing at the hospital?
- Hastanede ne yapıyordun?
- We've got to get you to a hospital.
- Seni bir hastaneye götürmeliyiz.
- This is not a hospital.
- Burası hastane değil.
- Here is the hospital where I was born.
- İşte doğduğum hastane.
- Take us to the hospital.
- Bizi hastaneye götür.
- There is a helipad on the roof of the hospital.
- Hastanenin çatısında bir helikopter pisti var.
- He wants to work in a hospital.
- Bir hastanede çalışmak istiyor.
- Tom was in the corridor of the second floor of the hospital.
- Tom hastanenin ikinci katındaki koridordaydı.
- If I'd known you were sick, I would have visited you at the hospital.
- Hasta olduğunu bilseydim, seni hastanede ziyaret ederdim.
- What's that building at the back of the hospital?
- Hastanenin arkasındaki o yapı nedir?
- Would you please take Tom to the hospital?
- Tom'u hastaneye götürür müsün lütfen?
- When did you get out of the hospital?
- Ne zaman hastaneden çıktın?
- The effective application of antiseptics is an important matter in the prevention of hospital infections.
- Antiseptiklerin etkili bir şekilde uygulanması, hastane enfeksiyonlarının önlenmesinde önemli bir konudur.
- We need to get Tom to the hospital right away.
- Tom'u hemen hastaneye götürmeliyiz.
- Charles has to go to the hospital.
- Charles hastaneye gitmek zorunda.
- My mother is in the hospital now.
- Annem şimdi hastanededir.
- Becky is by far the best nurse in the whole hospital.
- Becky tüm hastanedeki en iyi hemşire.
- Will you drive me to the hospital?
- Beni hastaneye götürür müsün?
- We're going to the hospital.
- Hastaneye gideceğiz.
- My house is just across from the hospital.
- Benim evim hastanenin hemen karşısındadır.
- Tom still comes to the hospital every day to visit Mary.
- Tom hâlâ her gün Mary'yi ziyaret etmek için hastaneye geliyor.
- Tom is still sick and in the same hospital.
- Tom hâlâ hasta ve aynı hastanede.
- Could you take me to a hospital, please?
- Beni hastaneye götürebilir misiniz, lütfen?
- Tom needed to be taken to the hospital.
- Tom'un hastaneye götürülmesi gerekiyordu.
- I'm at the hospital now.
- Şu anda hastanedeyim.
- They will go to the hospital.
- Onlar hastaneye gidecek.
- Tom asked Mary to take him to the hospital.
- Tom Mary'den kendisini hastaneye götürmesini istedi.
- Tom went to the hospital.
- Tom hastaneye gitti.
- In another two weeks you will be able to get out of the hospital.
- İki hafta içinde hastaneden çıkabileceksin.
- The hospital is near here.
- Hastane buraya yakın.
- I'm taking her to the hospital.
- Onu hastaneye götürüyorum.
- I was in the hallway on the second floor of the hospital.
- Hastanenin ikinci katında koridordaydım.
- How can I get to the hospital by bus?
- Hastaneye otobüsle nasıl gidebilirim?
- Tom only had a few visitors when he was in the hospital.
- Tom hastanedeyken sadece birkaç ziyaretçisi vardı.
- He took a taxi to the hospital.
- O, hastaneye gitmek için bir taksiye bindi.
- Are you sure you don't want me to take you to the hospital?
- Seni hastaneye götürmemi istemediğine emin misin?
- Tom is being treated at a nearby hospital.
- Tom civardaki bir hastanede tedavi görüyor.
- Mary arrived at the hospital.
- Mary hastaneye geldi.
- We've got to get you to a hospital.
- Seni hastaneye götürmeliyiz.
- It was no use trying to take her to the hospital.
- Onu hastaneye götürmeye çalışmak boşunaydı.
- Tom says he's gotten used to eating hospital food.
- Tom hastane yemeğine alıştığını söylüyor.
- Would you like to go to the hospital?
- Hastaneye gitmek ister misin?
- You have to fill out an application for admission to the hospital at the front desk.
- Ön masada hastaneye giriş için bir başvuru formu doldurmak zorundasın.
- I took Tom to the hospital in the back of my pickup truck.
- Tom'u kamyonetimin arkasında hastaneye götürdüm.
- I'll go to the hospital.
- Hastaneye gideceğim.
- Layla's friends gathered at the hospital.
- Leyla'nın arkadaşları hastanede toplandı.
- We safely arrived at the hospital.
- Güvenli bir şekilde hastaneye vardık.
- He was kind enough to take me to the hospital.
- O beni hastaneye götürme nezaketini gösterdi.
- Call the hospital.
- Hastaneyi ara.
- I took her to the hospital.
- Ben onu hastaneye götürdüm.
- Take him to the hospital.
- Onu hastaneye götür.
- Tom drove to the hospital as fast as he could.
- Tom hastaneye olabildiğince hızlı gitti.
- I need to get back to the hospital.
- Hastaneye dönmeliyim.
- Is there a hospital near here?
- Yakınlarda bir hastane var mı?
- I rushed Tom to the hospital.
- Tom'u aceleyle hastaneye götürdüm.
- The cost of building the new hospital was a lot higher than they thought it would be.
- Yeni hastanenin inşa maliyeti tahmin edilenden çok daha yüksekti.
- This is the same hospital where Tom works.
- Burası tam da Tom'un çalıştığı hastane.
- I think she was planning to go visit her mother in the hospital.
- Sanırım hastanedeki annesini ziyarete gitmeyi planlıyordu.
- The hospital has three wings.
- Hastanenin üç kanadı var.
- The men were carrying the boy to the hospital.
- Adamlar çocuğu hastaneye taşıyorlardı.
- He was kind enough to take me to the hospital.
- Beni hastaneye götürecek kadar nazikti.
- Tom has to get to the hospital.
- Tom hastaneye gitmek zorunda.
- The cost of building the new hospital was considerably higher than first estimated.
- Yeni hastanenin inşa maliyeti ilk tahmin edilenden çok daha yüksekti.
- I suggest you go to the hospital with Tom.
- Tom'la birlikte hastaneye gitmeni öneririm.
- Fadil was rushed to the hospital.
- Fadıl hastaneye yetiştirildi.
- You were in the corridor on the second floor of the hospital.
- Hastanenin ikinci katındaki koridordaydınız.
- Tom is here in this hospital.
- Tom burada, bu hastanede.
- Tom told Mary she shoud go to the hospital.
- Tom, Mary'ye hastaneye gitmesi gerektiğini söyledi.
- He is eager to go to the hospital.
- Hastaneye gitmek için sabırsızlanıyor.
- The hospital took him in yesterday.
- Dün hastane onu içeri aldı.
- Tom is going to the hospital.
- Tom hastaneye gidiyor.
- Is there a hospital near here?
- Yakınlarda hastane var mı?
- Do you want to go to the hospital?
- Hastaneye gitmek ister misin?
- Tom wouldn't let me call an ambulance so I drove him to the hospital myself.
- Tom bir ambulans çağırmama izin vermedi bu yüzden onu hastaneye kendim götürdüm.
- He was allowed to walk around the hospital while he was convalescing from his illness.
- Hastalığından iyileşirken hastanede dolaşmasına izin verildi.
- We've got to get Tom to a hospital.
- Tom'u bir hastaneye götürmek zorundayız.
- Tom is eager to go to the hospital to visit Mary.
- Tom, Mary'yi ziyaret etmek için hastaneye gitmeye hevesli.
- Tom helped Mary get into to the car and drove her to the hospital.
- Tom Mary'nin arabaya binmesine yardım etti ve onu hastaneye götürdü.
- I've got to go to the hospital.
- Hastaneye gitmek zorundayım.
- She ended up in the hospital.
- Sonunda hastaneyi boyladı.
- Tom was dead before the ambulance arrived at the hospital.
- Ambulans hastaneye varmadan önce Tom ölmüştü.
- Tom made a big donation to the hospital.
- Tom hastaneye büyük bir bağış yaptı.
- We've got to get you to the hospital.
- Seni hastaneye götürmek zorundayız.
- How did you get to the hospital?
- Sen hastaneye nasıl gittin?
- She insisted that he should go to the hospital.
- O hastaneye gitmesi gerektiği konusunda ısrar etti.
- When did they let you out of the hospital?
- Hastaneden ne zaman çıkmana izin verdiler?
- I'd like to work at a hospital.
- Bir hastanede çalışmak istiyorum.
- I go to the hospital today.
- Bugün hastaneye gidiyorum.
- When I regained consciousness, I was in the hospital.
- Kendime geldiğimde hastanedeydim.
- They went to the hospital.
- Hastaneye gittiler.
- Tom took care of Mary's children while she was in the hospital.
- Tom o hastanedeyken Mary'nin çocuklarına baktı.
- Tom will take you to the hospital.
- Tom seni hastaneye götürecek.
- I'm being treated at the hospital.
- Ben hastanede tedavi ediliyorum.
- This isn't the first time that Tom has spent a couple of weeks in a hospital.
- Bu Tom'un birkaç haftayı hastanede geçirdiği ilk sefer değil.
- We took him to the hospital.
- Biz onu hastaneye götürdük.
- I'd like to get information about your hospital fee.
- Hastane ücretiniz hakkında bilgi almak istiyorum.
- My father visited my uncle in the hospital.
- Babam hastanedeki amcamı ziyaret etti.
- She will leave the hospital soon.
- Yakında hastaneden ayrılacak.
- I took Tom to the hospital.
- Ben Tom'u hastaneye götürdüm.
- When Tom was in the hospital, he read a lot of books.
- Tom hastanedeyken çok kitap okurdu.
- My father is now at work at the hospital.
- Babam şu anda hastanede çalışıyor.
- Mary works at a local hospital.
- Mary yerel bir hastanede çalışıyor.
- Sami ended up going to the hospital.
- Sami sonunda hastaneye gitti.
- I had to stop by the hospital to see Tom.
- Tom'u görmek için hastaneye uğramak zorunda kaldım.
- When did they let you out of the hospital?
- Seni hastaneden ne zaman çıkardılar?
- Tom doesn't want to work in a hospital.
- Tom bir hastanede çalışmak istemiyor.
- I was at the hospital a couple of days ago.
- Birkaç gün önce hastanedeydim.
- There is a hospital not far from here.
- Buradan çok uzakta olmayan bir hastane var.
- He'll go to the hospital today.
- O, bugün hastaneye gidecek.
- He's in charge of administration at the hospital.
- Hastanenin yönetiminden sorumludur.
- In another two weeks you will be able to get out of the hospital.
- Bundan iki hafta sonra hastaneden çıkabileceksin.
- He contributed a lot of money to the hospital.
- Hastaneye bir sürü para bağışladı.
- Tom refused to go to the hospital.
- Tom hastaneye gitmeyi reddetti.
- She spent most of the day at the hospital.
- Günün çoğunu hastanede geçirdi.
- Tom has just gotten out of the hospital.
- Tom az önce hastaneden çıktı.
- We've got to get to the hospital.
- Hastaneye gitmeliyiz.
- If your child drinks poison, rush him to the hospital.
- Eğer çocuğunuz zehir içerse, hemen hastaneye götürün.
- Tom told me he was born in this hospital.
- Tom bana bu hastanede doğduğunu söyledi.
- I have to go to the hospital.
- Hastaneye gitmeliyim.
- Tom and I work at the same hospital.
- Tom ve ben aynı hastanede çalışıyoruz.
- We're getting you to a hospital.
- Biz seni bir hastaneye götürüyoruz.
- The pharmacy isn't far from the hospital.
- Eczane hastaneden uzakta değil.
- Tom came to visit me when I was in the hospital.
- Ben hastanedeyken Tom beni ziyaret etmeye geldi.
- Tom broke his right leg and was taken to hospital a few weeks before Christmas.
- Noel'den birkaç hafta önce Tom sağ bacağını kırdı ve hastaneye götürüldü.
- I took time off from work and went to the hospital.
- İşten izin aldım ve hastaneye gittim.
- They had to go to the hospital.
- Hastaneye gitmek zorunda kaldılar.
- She went to the hospital yesterday.
- Dün hastaneye gitti.
- He wants to work in a hospital.
- O bir hastanede çalışmak istiyor.
- It was no use trying to take her to the hospital.
- Onu hastaneye götürmeye çalışmanın faydası yoktu.
- All the nurses of this hospital are very kind.
- Bu hastanenin tüm hemşireleri çok naziktirler.
- Can you take Tom to the hospital?
- Tom'u hastaneye götürebilir misin?
- The hospital is not crowded.
- Hastane kalabalık değil.
- Tom has contributed a lot of money to this hospital.
- Tom bu hastaneye çok para bağışladı.
- At that hospital, even if you've got an appointment you have to wait at least two hours, so be ready for that.
- O hastanede randevunuz olsa bile en az iki saat beklemeniz gerekiyor, yani buna hazır olun.
- I'd like to work at a hospital.
- Hastanede çalışmak isterim.
- Tom is home from the hospital.
- Tom hastaneden eve gitti.
- She works for a hospital.
- Bir hastane için çalışıyor.
- Tom is on his way to the hospital.
- Tom hastaneye gidiyor.
- She took a taxi to the hospital.
- O, hastaneye gitmek için bir taksi tuttu.
- Tom has gone to the hospital.
- Tom hastaneye gitti.
- Were you able to go to the hospital?
- Gidebildin mi hastaneye?
- Tom advised Mary to go to the hospital.
- Tom Mary'ye hastaneye gitmesini tavsiye etti.
- Tom came to the hospital with me.
- Tom benimle hastaneye geldi.
- I had to go to the hospital.
- Hastaneye gitmek zorundaydım.
- With your mother in the hospital, you'll have to work harder.
- Annen hastanedeyken daha çok çalışman gerekecek.
- You have to go to the hospital.
- Hastaneye gitmen gerekiyor.
- When I was at hospital, she didn't come to visit me.
- Ben hastanedeyken, o beni ziyarete gelmedi.
- Tom wouldn't let me call an ambulance so I drove him to the hospital myself.
- Tom ambulans çağırmama izin vermedi, ben de onu hastaneye kendim götürdüm.
- The hospital was far away from his village.
- Hastane köyünden çok uzaktaydı.
- The island needs a hospital, not a bridge.
- Adanın köprüye değil hastaneye ihtiyacı var.
- Tom was rushed to a hospital.
- Tom acilen hastaneye götürüldü.
- Do you want me to take you to the hospital?
- Seni hastaneye götürmemi ister misin?
- The nurse moved the patient to the top floor of the hospital.
- Hemşire hastayı hastanenin en üst katına taşıdı.
- He went to the hospital yesterday.
- O dün hastaneye gitti.
- She's going to the hospital.
- O, hastaneye gidiyor.
- If you have a fever, you should go to the hospital right away.
- Ateşiniz varsa derhal hastaneye gitmelisiniz.
- Let's go to the hospital now.
- Şimdi hastaneye gidelim.
- I thought this was a hospital.
- Buranın bir hastane olduğunu sanıyordum.
- Tom was treated at a nearby hospital.
- Tom civardaki bir hastanede tedavi gördü.
- Layla's friends gathered at the hospital.
- Layla'nın arkadaşları hastanede toplandı.
- We have to get to the hospital.
- Hastaneye gitmek zorundayız.
- Tom wanted to work in a hospital.
- Tom bir hastanede çalışmak istedi.
- My father is now at work at the hospital.
- Babam şimdi hastanede iş başında.
- Let's meet at the hospital.
- Hastanede buluşalım.
- We have to get Tom to the hospital.
- Tom'u hastaneye götürmek zorundayız.
- When I came to, I was in the hospital.
- Kendime geldiğimde hastanedeydim.
- I work in a hospital.
- Bir hastanede çalışıyorum.
- Tom was dead by the time the ambulance arrived at the hospital.
- Ambulans hastaneye varana kadar Tom ölmüştü.
- Take her to the hospital.
- Onu hastaneye götür.
- I want to work at a hospital.
- Ben bir hastanede çalışmak istiyorum.
- Tom might bleed to death if we don't get him to a hospital soon.
- Onu hemen hastaneye götürmezsek Tom kan kaybından ölebilir.
- We took her to the hospital.
- Onu hastaneye götürdük.
- Sami insisted he take Layla to the hospital.
- Sami, Layla'yı hastaneye götürmesi için ısrar etti.
- To compensate for his unpleasant experiences in the hospital, Tom drank a little more than was good for him.
- Hastanedeki tatsız deneyimleri telafi etmek için, Tom onun için faydalı olandan biraz daha fazla içti.
- She is in hospital now.
- O, şimdi hastanededir.
- I just came from the hospital.
- Ben az önce hastaneden geldim.
- We should take Tom to the hospital right away.
- Tom'u hemen hastaneye götürmeliyiz.
- We have to get him to the hospital before it's too late.
- Çok geç olmadan önce onu hastaneye götürmek zorundayız.
- Fadil rushed Layla to the hospital.
- Fadıl Leyla'yı acilen hastaneye götürdü.
- All the nurses of this hospital are very kind.
- Bu hastanenin tüm hemşireleri çok nazik.
- The hospital food wasn't very good.
- Hastane yemekleri pek iyi değildi.
- He was admitted into the hospital.
- Hastaneye yatırıldı.
- Tom told me he was going to the hospital to visit his father.
- Tom bana babasını ziyaret etmek için hastaneye gideceğini söyledi.
- We need to get you to the hospital.
- Seni hastaneye götürmeliyiz.
- She took a taxi to the hospital.
- O, hastaneye gitmek için bir taksiye bindi.
- We sent some flowers to the hospital to cheer her up.
- Biz onu neşelendirmek için hastaneye bazı çiçekler gönderdik.
- Were you able to go to the hospital?
- Hastaneye gidebildiniz mi?
- You should go to the hospital at once.
- Hemen hastaneye gitmelisin.
- It's a first-rate hospital.
- Bu birinci sınıf bir hastane.
- I took Tom to a hospital.
- Tom'u bir hastaneye götürdüm.
- To compensate for his unpleasant experiences in the hospital, Tom drank a little more than was good for him.
- Hastanedeki tatsız deneyimlerini telafi etmek için, Tom kendisi için iyi olandan biraz daha fazlasını içti.
- I'm taking Tom to the hospital.
- Tom'u hastaneye götürüyorum.
- She wants to work at the hospital.
- O, hastanede çalışmak istiyor.
- She was being carried to the hospital.
- Hastaneye götürülüyordu.
- Tom didn't want to go to the hospital.
- Tom hastaneye gitmek istemedi.
- Tom will likely be discharged from the hospital tomorrow.
- Tom muhtemelen yarın hastaneden taburcu olacak.
- The doctor at the hospital can't do anything for Tom so that's why he's just going home.
- Hastanedeki doktor Tom için bir şey yapamıyor, bu yüzden eve gidiyor.
- They went to the hospital.
- Onlar hastaneye gittiler.
- The hospital is next to the school.
- Hastane, okulun yanındadır.
- You take him to the hospital.
- Siz onu hastaneye götürün.
- This is a hospital.
- Burası bir hastane.
- What's that building behind the hospital?
- Hastanenin arkasındaki o bina nedir?
- She took a taxi to the hospital.
- O, hastaneye giden bir taksiye bindi.
- The hospital where Tom was born is in Boston.
- Tom'un doğduğu hastane Boston'da.
- I went to the hospital to see Tom.
- Tom'u görmek için hastaneye gittim.
- Tom needed to be transferred to another hospital.
- Tom'un başka bir hastaneye nakledilmesi gerekiyordu.
- I wouldn't like to work in a hospital.
- Hastanede çalışmak istemezdim.
- It's a first-rate hospital.
- Birinci sınıf bir hastane.
- I get out of the hospital next week.
- Gelecek hafta hastaneden çıkarım.
- He put up with the pain for a couple of weeks before finally going to the hospital.
- Sonunda hastaneye gidinceye dek birkaç hafta ağrıya katlandı.
- Tom drove Mary to the nearest hospital.
- Tom, Mary'yi en yakın hastaneye götürdü.
- Tom is home from the hospital.
- Tom hastaneden eve döndü.
- Tom worked at a hospital.
- Tom bir hastanede çalıştı.
- Tom is the one who was taken to the hospital.
- Hastaneye götürülen kişi Tom'dur.
- Is there a hospital near here?
- Buraya yakın bir hastane var mıdır?
- Tom came to visit me when I was in the hospital.
- Ben hastanedeyken Tom beni ziyarete gelmişti.
- How many patients are there at this hospital?
- Bu hastanede kaç hasta var?
- Tom died at a nearby hospital.
- Tom yakınlardaki bir hastanede öldü.
- Tom went to the barbershop near the hospital to get his hair cut.
- Tom saçını kestirmek için hastanenin yakınındaki berbere gitti.
- I'm at the hospital now.
- Şu an hastanedeyim.
- The ambulances carried the injured to the nearest hospital.
- Yaralılar ambulanslarla en yakın hastaneye götürüldü.
- I was in the hospital a few days ago.
- Birkaç gün önce hastanedeydim.
- Tom had been released from the hospital, but he was still recovering from the gunshot wound.
- Tom hastaneden taburcu edilmişti ama kurşun yarası hâlâ iyileşme sürecindeydi.
- Ken drove Tom to the hospital.
- Ken, Tom'u hastaneye götürdü.
- I don't want to go to the hospital.
- Hastaneye gitmek istemiyorum.
- She was sent to a psychiatric hospital for an indefinite period of time.
- Belirsiz bir süre için psikiyatri hastanesine gönderildi.
- I'd like to borrow some books to take to Tom in the hospital.
- Hastanedeki Tom'a götürmek için birkaç kitap ödünç almak istiyorum.
- That hospital is one of the oldest institutions in the city.
- O hastane, kentteki en eski kuruluşlardan biridir.
- The last time I saw Tom he was wearing a hospital gown.
- Tom'u son gördüğümde hastane önlüğü giyiyordu.
- When Tom couldn't bear the pain any longer, he went to the hospital.
- Tom acıya daha fazla dayanamayınca hastaneye gitti.
- If you run into Tom, ask him when Mary is going to get out of the hospital.
- Eğer Tom'a rastlarsan ona Mary'nin hastaneden ne zaman çıkacağını sor.
- To make up for his unpleasant experiences in the hospital, Tom drank a little more than he should have.
- Hastanedeki kötü deneyimlerini telafi etmek için, Tom içmesi gerekenden biraz daha fazla içti.
- Tom went to the hospital to speak with Mary.
- Tom, Mary ile konuşmak için hastaneye gitti.
- He awoke to find himself lying on the bed in the hospital.
- Uyandığında kendini hastanedeki yatağında yatarken buldu.
- The hospital is next to the school.
- Hastane okulun yanında.
- That's a really good hospital.
- Gerçekten iyi bir hastane.
- I had to take Tom to the hospital.
- Tom'u hastaneye götürmek zorunda kaldım.
- In spite of the heavy rain, he visited his friend in the hospital.
- Şiddetli yağmura rağmen hastanedeki arkadaşını ziyaret etti.
- We work at the same hospital.
- Aynı hastanede çalışıyoruz.
- He put up with the pain for a couple of weeks before finally going to the hospital.
- Nihayet hastaneye gidene kadar birkaç hafta ağrıya katlandı.
- We lost no time sending him to the hospital.
- Hiç vakit kaybetmeden onu hastaneye gönderdik.
- She was in the hospital for six weeks because she was sick.
- O hasta olduğu için altı haftadır hastanedeydi.
- They had to go to the hospital.
- Hastaneye gitmek zorundaydılar.
- She was in the hospital for six weeks because she was sick.
- Altı hafta boyunca hastanedeydi çünkü hastaydı.
- Tom took Mary to the hospital.
- Tom Mary'yi hastaneye götürdü.
- Sami was taken to an Egyptian hospital.
- Sami bir Mısır hastanesine kaldırıldı.
- I took Tom to the hospital in the back of my pickup truck.
- Tom'u pikap kamyonumun arkasında hastaneye götürdüm.
- Tom took care of my kids when I was in the hospital.
- Ben hastanedeyken Tom çocuklarıma baktı.
- You need to get to a hospital.
- Bir hastaneye gitmelisin.
- Come with me to the hospital.
- Benimle hastaneye gel.
- Let's get you to the hospital.
- Seni hastaneye götürelim.
- Tom postponed his party until Mary got out of the hospital.
- Tom, Mary hastaneden çıkana kadar partisini erteledi.
- Sami quickly drove to the hospital.
- Sami hemen hastaneye gitti.
- I went to the hospital to ask about his health.
- Onun sağlığını sormak için hastaneye gittim.
- I took him to the hospital.
- Onu hastaneye götürdüm.
- If I had known that you were sick, I would have visited you at the hospital.
- Hasta olduğunu bilseydim seni hastanede ziyaret ederdim.
- A black car stopped next to the hospital.
- Siyah bir araba hastanenin yanında durdu.
- Tom went to the hospital because he was sick.
- Tom hastaneye gitti çünkü hastaydı.
- I spent three weeks in this hospital when I was thirteen years old.
- On üç yaşındayken bu hastanede üç hafta geçirdim.
- Take me to the hospital.
- Beni hastaneye götür.
- Take him to the hospital.
- Onu hastaneye götürün.
- Go to the hospital, the two of you.
- Siz ikiniz hastaneye gidin.
- Dan received a call from the hospital.
- Dan hastaneden bir telefon aldı.
- This hospital has a lot of new equipment.
- Bu hastanenin birçok yeni donanımı var.
- There is a hospital not far from here.
- Buraya uzak olmayan bir hastane var.
- Tom drove Mary to the hospital.
- Tom Mary'yi hastaneye götürdü.
- My wife works as a nurse at a local hospital.
- Eşim yerel bir hastanede bir hemşire olarak çalışıyor.
- How many times did you go to the hospital last year?
- Geçen sene hastaneye kaç kez gittin?
- Ken drove Tom to the hospital.
- Ken, Tom'u arabayla hastaneye götürdü.
- I took my cat to the veterinary hospital yesterday.
- Dün kedimi veteriner hastanesine götürdüm.
- If I had known that you were sick, I would have visited you at the hospital.
- Hasta olduğunuzu bilseydim, sizi hastanede ziyaret ederdim.
- Go to the hospital, the two of you.
- Siz ikiniz, hastaneye gidin.
- You need to get to a hospital.
- Bir hastaneye gitmen gerek.
- Tom and Mary met in the hospital cafeteria the day Mary's father died.
- Tom ve Mary, Mary'nin babasının öldüğü gün hastanenin kafeteryasında tanıştılar.
- Jim must go to the hospital immediately.
- Jim hemen hastaneye gitmelidir.
- Tom knew it was going to be tough to convince Mary to go to the hospital.
- Tom, Mary'yi hastaneye gitmeye ikna etmenin zor olacağını biliyordu.
- Tom followed Mary out of the hospital.
- Tom, Mary'yi hastaneden çıkarken takip etti.
- Tom has been transferred to another hospital.
- Tom başka bir hastaneye nakledildi.
- Tom's parents never visited him when he was in the hospital.
- O, hastanedeyken Tom'un ailesi onu ziyaret etmeye gelmedi.
- The hospital restricts the number of visitors who can enter the intensive care unit.
- Hastane, yoğun bakım ünitesine girebilecek ziyaretçi sayısını kısıtlıyor.
- Tom needs to go to the hospital.
- Tom'un hastaneye gitmesi gerek.
- We have to get Tom to the hospital.
- Tom'u hastaneye götürmeliyiz.
- Layla was taken to the hospital.
- Layla hastaneye götürüldü.
- She works as a nurse in the local hospital.
- Yerel bir hastanede bir hemşire olarak çalışıyor.
- Tom has to go back to the hospital.
- Tom hastaneye geri dönmek zorunda.
- We will have brought you to the hospital afterwards.
- Daha sonra sizi hastaneye getireceğiz.
- Is there a hospital around here?
- Buralarda bir hastane var mı?
- I called her from the hospital.
- Onu hastaneden aradım.
- I'm on my way to visit a friend in the hospital.
- Hastanedeki bir arkadaşımı ziyarete gidiyorum.
- Tom was taken to the hospital.
- Tom hastaneye götürüldü.
- I think she was planning to go visit her mother in the hospital.
- Sanırım o, hastanedeki annesini ziyarete gitmeyi planlıyordu.
- If I'd known you were sick, I would have visited you at the hospital.
- Eğer senin hasta olduğunu bilseydim, seni hastanede ziyaret etmiş olurdum.
- What kind of hospital is this?
- Bu ne tür bir hastane?
- I get out of the hospital next week.
- Gelecek hafta hastaneden çıkıyorum.
- To make up for his unpleasant experiences in the hospital, he drank more than he should have.
- Hastanedeki tatsız deneyimlerini telafi etmek için olması gerekenden daha fazla içti.
- The man injured in the accident was taken to the hospital.
- Kazada yaralanan adam hastaneye götürüldü.
- Fadil left the hospital.
- Fadıl hastaneden ayrıldı.
- Tom should be out of the hospital soon.
- Tom yakında hastaneden çıkmalı.
- They took Tom to the hospital to have his stomach pumped because he ate something poisonous.
- Tom'u zehirli bir şey yediği için midesini yıkamak üzere hastaneye götürdüler.
- Tom came to the hospital with me.
- Tom hastaneye benimle geldi.
- I called the hospital to ask if Tom had been admitted.
- Tom'un hastaneye yatırılıp yatırılmadığını sormak için hastaneyi aradım.
- He was transported to the hospital by helicopter.
- Helikopterle hastaneye nakledildi.
- The hospital had a grand opening last month.
- Hastanenin geçen ay büyük bir açılışı vardı.
- I just came from the hospital.
- Hastaneden yeni geldim.
- I haven't spoken with Tom since he got out of the hospital.
- O, hastaneden çıktığından beri Tom'la konuşmadım.
- Sami was sent to a psychiatric hospital.
- Sami bir psikiyatri hastanesine gönderildi.
- Tom took care of Mary's children while she was in the hospital.
- Mary hastanedeyken Tom onun çocuklarına baktı.
- He went to visit her at the hospital every Monday.
- Her pazartesi onu hastanede ziyarete giderdi.
- She was in the hospital for six weeks because of her illness.
- Hastalığı nedeniyle altı haftadır hastanedeydi.
- Call the hospital.
- Hastaneyi arayın.
- Tom was imprisoned at a psychiatric hospital due to his severe insanity.
- Tom şiddetli delilik nedeniyle bir psikiyatri hastanesinde hapsedildi.
- No one has come to see me in the hospital.
- Hastaneye beni görmeye kimse gelmedi.
- I am receiving treatment at the hospital.
- Hastanede tedavi görüyorum.
- Did you give birth at home or at a maternity hospital?
- Doğumu evde mi yaptınız yoksa hastanede mi?
- This is a really good hospital.
- Burası gerçekten iyi bir hastane.
- Do you know where the hospital is?
- Hastanenin nerede olduğunu biliyor musunuz?
- I eat my meals at the hospital.
- Yemeklerimi hastanede yiyorum.
- Tom told Mary to go to the hospital.
- Tom, Mary'ye hastaneye gitmesini söyledi.
- John went back to work after a two-week hospital stay.
- John iki hafta hastanede kaldıktan sonra işine geri döndü.
- Tom covered for you while you were in the hospital.
- Sen hastanedeyken Tom senin yerine baktı.
- I took her to the hospital.
- Onu hastaneye götürdüm.
- Tom was treated at a nearby hospital.
- Tom yakındaki bir hastanede tedavi edildi.
- The hospital opened last month.
- Hastane geçen ay açıldı.
- Everybody went to the hospital to see Tom.
- Tom'u görmek için herkes hastaneye gitti.
- A hospital, please?
- Bir hastane, lütfen?
- John was born in a hospital and he died in a hospital.
- John bir hastanede doğdu ve bir hastanede öldü.
- When did you get out of the hospital?
- Hastaneden ne zaman çıktın?
- I went to the hospital to visit him.
- Onu ziyaret etmek için hastaneye gittim.
- Tom and I'll be at the hospital visiting Mary.
- Tom ve ben Mary'yi ziyaret etmek için hastanede olacağız.
- She went to the hospital yesterday.
- O, dün hastaneye gitti.
- Tom drove Mary to the hospital.
- Tom Mary'i hastaneye götürdü.
- Why did Tom go to the hospital?
- Tom neden hastaneye gitti?
- Could I ask you to drive him to the hospital?
- Onu hastaneye götürmenizi rica edebilir miyim?
- Tom has been taken to the hospital.
- Tom hastaneye götürüldü.
- I went to the hospital to visit Tom.
- Tom'u ziyaret etmek için hastaneye gittim.
- The two gunshot victims are in the intensive care unit at a nearby hospital.
- Vurulan iki kişi yakındaki bir hastanenin yoğun bakım ünitesinde.
- Tom wants to work in a hospital.
- Tom bir hastanede çalışmak istiyor.
- She returned from the hospital.
- Hastaneden döndü.
- Tom needs to get to the hospital immediately.
- Tom'un acilen hastaneye gitmesi gerekiyor.
- Father was sent to the hospital yesterday.
- Babam dün hastaneye gönderildi.
- The hospital has three wings.
- Hastanenin üç ek binası var.
- I wouldn't like to work in a hospital.
- Bir hastanede çalışmak istemezdim.
- I called them from the hospital.
- Onları hastaneden aradım.
- Tom needs to get to the hospital immediately.
- Tom'un hemen hastaneye gitmesi gerekiyor.
- He went to the hospital yesterday.
- Dün hastaneye gitti.
- Tom didn't want to go to the hospital.
- Tom hastaneye gitmek istemiyordu.
- He is eager to go to the hospital.
- O hastaneye gitmek için isteklidir.
- I got out of the hospital three days ago.
- Hastaneden üç gün önce çıktım.
- The patient's in the hospital.
- Hasta hastanededir.
- Tom needs to get to the hospital right away.
- Tom'un hemen hastaneye gitmesi gerekiyor.
- You take him to the hospital.
- Onu hastaneye götürün.
- Has Tom been to the hospital?
- Tom hastaneye gitti mi?
- I'm visiting a friend of mine in the hospital.
- Hastanedeki bir arkadaşımı ziyaret ediyorum.
- The hospital restricts the number of visitors who can enter the intensive care unit.
- Hastane yoğun bakım ünitesine girebilen ziyaretçi sayısını kısıtlıyor.
- Sami was placed in a psychiatric hospital.
- Sami bir psikiyatri hastanesine yatırıldı.
- This hospital has a lot of new equipment.
- Bu hastanede birçok yeni ekipman var.
- Tom needs to go to the hospital.
- Tom'un hastaneye gitmesi gerekiyor.
- Tom asked Mary to take him to the hospital.
- Tom Mary'den onu hastaneye götürmesini istedi.
- He was transported to a local hospital.
- Yerel bir hastaneye nakledildi.
- Tom was imprisoned at a psychiatric hospital due to his severe insanity.
- Tom, ağır deliliği nedeniyle bir psikiyatri hastanesine hapsedildi.
- I went to the hospital to see my mother.
- Annemi görmek için hastaneye gittim.
- I don't know why Tom went to the hospital.
- Tom'un neden hastaneye gittiğini bilmiyorum.
- Will she be able to leave the hospital next week?
- O gelecek hafta hastaneden ayrılabilecek mi?
- Tom was in the hospital.
- Tom hastanedeydi.
- I need to go to the hospital.
- Hastaneye gitmem gerekiyor.
- Could you take me to a hospital, please?
- Beni bir hastaneye götürebilir misiniz, lütfen?
- She left the hospital an hour ago.
- Hastaneden bir saat önce ayrıldı.
- Tom is in the same hospital as Mary.
- Tom, Mary ile aynı hastanede.
- Tom wouldn't go to the hospital.
- Tom hastaneye gitmezdi.
- We'll be at the hospital.
- Biz hastanede olacağız.
- I'm going to the hospital.
- Hastaneye gidiyorum.
- Tom left the hospital three hours ago.
- Tom üç saat önce hastaneden ayrıldı.
- Sami was caught at a hospital pretending to be a doctor.
- Sami bir hastanede doktor gibi davranırken yakalandı.
- We ought to send Jordan to the hospital.
- Jordan'ı hastaneye göndermeliyiz.
- The victim died at a hospital in Boston.
- Kurban Boston'daki bir hastanede öldü.
- She's in the hospital now.
- O, şimdi hastanededir.
- This is a hospital.
- Bu bir hastanedir.
- We ought to send Jordan to the hospital.
- Biz Jordan'ı hastaneye göndermeliyiz.
- If you have a fever, it would be a good idea to go to the hospital right away.
- Ateşiniz varsa, hemen hastaneye gitmek iyi bir fikir olacaktır.
- Tom might bleed to death if we don't get him to a hospital soon.
- Eğer kısa sürede hastaneye götürmezsek Tom kan kaybından ölebilir.
- Everybody went to the hospital to see Tom.
- Herkes Tom'u görmek için hastaneye gitti.
- He went to visit her at the hospital every Monday.
- O, her pazartesi onu hastanede ziyaret etmek için gitti.
- Tom is dating someone at the hospital.
- Tom hastaneden biriyle çıkıyor.
- I want to take you back to the hospital.
- Seni hastaneye geri götürmek istiyorum.
- He went to see her in the hospital every other day.
- Gün aşırı hastaneye onu görmeye giderdi.
- I was at the hospital with Tom when he died.
- Öldüğünde Tom'la birlikte hastanedeydim.
- I've called the hospital.
- Hastaneyi aradım.
- Tom was rushed to a hospital.
- Tom apar topar bir hastaneye götürüldü.
- I need to take Tom to the hospital.
- Tom'u hastaneye götürmem lâzım.
- Tom put up with the pain for a couple of weeks before finally going to the hospital.
- Sonunda hastaneye gitmeden önce, Tom ağrıya birkaç hafta dayandı.
- You've got to get to the hospital.
- Hastaneye gitmelisiniz.
- Tom brought Mary to the hospital.
- Mary'yi hastaneye Tom getirdi.
- I haven't spoken with Tom since he got out of the hospital.
- Hastaneden çıktığından beri Tom'la konuşmadım.
- When is Tom getting out of the hospital?
- Tom ne zaman hastaneden çıkacak?
- How did you get to the hospital?
- Hastaneye nasıl gittin?
- Tom drove to the hospital.
- Tom hastaneye gitti.
- Tom later died at the hospital.
- Tom daha sonra hastanede öldü.
- This hospital is for sale.
- Bu hastane satılık.
- I hate hospital food.
- Hastane yemeklerinden nefret ediyorum.
- He was released from the hospital last month.
- Geçen ay hastaneden taburcu edildi.
- The injured man was carried to the hospital.
- Yaralı adam hastaneye götürüldü.
- He should be out of the hospital by next Friday.
- Önümüzdeki Cuma gününe kadar hastaneden çıkmalı.
- This is the hospital where I was born.
- Burası benim doğduğum hastane.
- I know Tom is going to the hospital, but I don't know why.
- Tom'un hastaneye gideceğini biliyorum ama nedenini bilmiyorum.
- Sami posed as a nurse at a Cairo hospital when he was just sixteen.
- Sami henüz on altı yaşındayken Kahire'deki bir hastanede hemşire olarak çalışıyordu.
- I called him from the hospital.
- Onu hastaneden aradım.
- We took her to the hospital.
- Biz onu hastaneye götürdük.
- The hospital for this Mars colony is underground.
- Bu Mars kolonisinin hastanesi yeraltında.
- I'm taking Tom to the hospital.
- Tom'u hastaneye götüreceğim.
- Tom works at a nearby hospital.
- Tom yakınlardaki bir hastanede çalışıyor.
- You had better enter the hospital.
- Hastaneye girseniz iyi olur.
- She was being carried to the hospital.
- O, hastaneye taşınıyordu.
- Is there a hospital nearby?
- Yakında hastane var mı?
- This hospital is run by the city.
- Bu hastane belediye tarafından işletiliyor.
- Tom is eager to go to the hospital to visit Mary.
- Tom Mary'yi ziyaret etmek için hastaneye gitmeye istekli.
- Tom didn't go to the hospital.
- Tom hastaneye gitmedi.
- Tom works for a hospital.
- Tom hastanede çalışıyor.
- She went to the hospital by taxi.
- Hastaneye taksiyle gitti.
- If you run into Tom, ask him when Mary is going to get out of the hospital.
- Tom'a rastlarsan, Mary'nin hastaneden ne zaman çıkacağını sor.
- He's in the hospital.
- O, hastanededir.
- Tom has just gotten out of the hospital.
- Tom hastaneden yeni çıktı.
- A hospital stay isn't very enjoyable.
- Hastanede kalmak çok zevkli değil.
- At the hospital he was given some blood transfusions.
- Hastanede ona biraz kan verildi.
- The island needs a hospital, not a bridge.
- Adanın hastaneye ihtiyacı var, köprüye değil.
- Tom has been taken to a hospital.
- Tom hastaneye götürüldü.
- He took a taxi to the hospital.
- Hastaneye taksiyle gitti.
- In this hospital each nurse attends five patients.
- Bu hastanedeki her bir hemşire beş hastaya bakar.
- He's in charge of administration at the hospital.
- O, hastanenin yönetiminden sorumlu.
- They drove us to the hospital.
- Bizi hastaneye götürdüler.
- I'm taking him to the hospital.
- Onu hastaneye götürüyorum.
- Tom was in the hospital for three months last year.
- Tom geçen yıl üç ay boyunca hastanedeydi.
- Perhaps we should get you to a hospital.
- Belki de seni hastaneye götürmeliyiz.
- I've got to go to the hospital.
- Hastaneye gitmem gerekiyor.
- There is much demand for nurses in this hospital.
- Bu hastanedeki hemşireler için çok talep var.
- I'm on my way to visit a friend in the hospital.
- Hastanedeki bir arkadaşımı ziyaret edeceğim.
- The passengers who were injured in the accident were taken to the nearest hospital.
- Kazada yaralanan yolcular en yakın hastaneye götürüldü.
- Tom works for a hospital.
- Tom bir hastane için çalışıyor.
- I go to the hospital today.
- Bugün hastaneye gideceğim.
- I went to the hospital to see my uncle.
- Amcamla görüşmek için hastaneye gittim.
- Sami was caught at a hospital pretending to be a doctor.
- Sami bir hastanede doktor numarası yaparken yakalandı.
- He was pronounced dead after he had been taken to the hospital.
- O, hastaneye götürüldükten sonra öldüğü duyuruldu.
- The patient was released from the hospital.
- Hasta hastaneden taburcu edildi.
- When I was at hospital, she didn't come to visit me.
- Ben hastanedeyken, beni ziyarete gelmedi.
- Tom refused to go to the hospital.
- Tom, hastaneye gitmeyi reddetti.
- You have to go to the hospital.
- Sen hastaneye gitmek zorundasın.
- It was this hospital which I visited last month.
- Geçen ay ziyaret ettiğim hastane buydu.
- Take Tom to the hospital.
- Tom'u hastaneye götür.
- Tom's mother is a nurse at the hospital that's across the street from where Mary lives.
- Tom'un annesi Mary'nin yaşadığı sokağın karşısındaki hastanede hemşire.
- Tom is in the same hospital as Mary.
- Tom Mary ile aynı hastanede.
- Tom was being treated at the hospital.
- Tom hastanede tedavi görüyordu.
- How many times did you go to the hospital last year?
- Geçen yıl kaç kez hastaneye gittin?
- I had been to the hospital before you came.
- Sen gelmeden önce hastaneye gitmiştim.
- Tom went to the hospital yesterday.
- Tom dün hastaneye gitti.
- Take her to the hospital.
- Onu hastaneye götürün.
- She took a taxi to the hospital.
- Hastaneye gitmek için taksiye bindi.
- This is a really good hospital.
- Bu gerçekten iyi bir hastane.
- I work in a hospital laboratory.
- Bir hastane laboratuvarında çalışıyorum.
- This is a good hospital.
- Burası iyi bir hastane.
- Tom told Mary that she should go to the hospital.
- Tom, Mary'ye hastaneye gitmesi gerektiğini söyledi.
- Can you help me get to the hospital?
- Hastaneye gitmeme yardımcı olur musun?
- Tom's mother is a nurse at the hospital that's across the street from where Mary lives.
- Tom'un annesi Mary'nin yaşadığı caddenin karşısındaki hastanede bir hemşiredir.
- I suggest you go to the hospital with Tom.
- Tom'la hastaneye gitmeni öneririm.
- How can I get to the hospital by bus?
- Otobüsle hastaneye nasıl gidebilirim?
- Could I ask you to drive him to the hospital?
- Onu hastaneye götürmenizi isteyebilir miyim?
- Turning to the right, you will find the hospital.
- Sağa döndüğünüzde hastaneyi göreceksiniz.
- Tom is in the hospital waiting room.
- Tom hastanenin bekleme odasında.
- Tom helped Mary get into to the car and drove her to the hospital.
- Tom, Mary'nin arabaya binmesine yardım etti ve onu hastaneye götürdü.
- It's doubtful that Tom will still be alive when his children get to the hospital.
- Çocukları hastaneye vardığında Tom'un hâlâ hayatta olacağı şüpheli.
- This is the hospital where Tom used to work.
- Burası Tom'un eskiden çalıştığı hastane.
- The hospital there is not huge.
- Oradaki hastane büyük değil.
- To compensate for his unpleasant experiences in the hospital, Tom drank a little more than was good for him.
- Tom, hastanedeki tatsız deneyimlerini telafi etmek için kendisine iyi gelenden biraz daha fazla içti.
- My aunt had been in the hospital for a week when I visited her.
- Onu ziyaret ettiğimde teyzem bir haftadır hastanedeydi.
- Tom works at a local hospital.
- Tom yerel bir hastanede çalışıyor.
- I was in the hospital last week.
- Geçen hafta hastanedeydim.
- She accompanied me to the hospital.
- Bana hastaneye kadar eşlik etti.
- I was born in this hospital.
- Bu hastanede doğdum.
- Tom didn't leave the hospital.
- Tom hastaneden ayrılmadı.
- Tom was taken to a psychiatric hospital.
- Tom bir psikiyatri hastanesine götürüldü.
- What hospital is Tom in?
- Tom hangi hastanede?
- Where can I find a hospital?
- Hastaneyi nerede bulabilirim?
- We took him to the hospital right away.
- Onu hemen hastaneye götürdük.
- When is Tom getting out of the hospital?
- Tom ne zaman hastaneden çıkıyor?
- Tom needs to get to the hospital right away.
- Tom'un derhal hastaneye gitmesi gerekiyor.
- I'm going to the hospital this afternoon to visit Tom.
- Bu öğleden sonra Tom'u ziyaret etmek için hastaneye gideceğim.
- He was transported to a local hospital.
- O yerel bir hastaneye nakledildi.
- I'll take you to the hospital.
- Seni hastaneye götüreceğim.
- I hope I'm out of the hospital before October.
- Umarım Ekim'den önce hastaneden çıkarım.
- I lost no time in visiting my aunt in the hospital yesterday.
- Dün hastanedeki teyzemi ziyaret etmek için hiç vakit kaybetmedim.
- We sent some flowers to the hospital to cheer her up.
- Onu neşelendirmek için hastaneye çiçekler gönderdik.
- She left the hospital an hour ago.
- O bir saat önce hastaneden ayrıldı.
- I'll see you at the hospital.
- Hastanede görüşürüz.
- I don't think Tom is the only one who had to go to the hospital.
- Tom'un hastaneye gitmek zorunda kalan tek kişi olduğunu sanmıyorum.
- I have to get to the hospital.
- Hastaneye gitmem gerekiyor.
- My aunt had been in the hospital for a week when I visited her.
- Teyzem onu ziyaret ettiğimde bir haftadır hastanedeydi.
- Tom was dead before the ambulance arrived at the hospital.
- Tom ambulans hastaneye gelmeden önce öldü.
- I was in the hospital.
- Hastanedeydim.
- Tom was in the corridor of the second floor of the hospital.
- Tom hastanenin ikinci katının koridorundaydı.
- I saw many patients at the hospital, some of whom were badly injured.
- Hastanede birçok hasta gördüm, bazıları ağır yaralıydı.
- It was this hospital which I visited last month.
- O, benim geçen ay ziyaret ettiğim hastane idi.
- She works as a nurse in the local hospital.
- Yerel bir hastanede hemşire olarak çalışıyor.
- You've got to get to the hospital.
- Hastaneye gitmek zorundasınız.
- You had better enter the hospital.
- Hastaneye gitsen iyi olur.
- That hospital is one of the oldest institutions in the city.
- O hastane şehrin en eski kurumlarından biri.
- You should be in a hospital.
- Hastanede olmalısın.
- The fire which caused the disaster broke out on the second floor of the hospital.
- Felakete neden olan yangın hastanenin ikinci katında çıktı.
- Why can't you find the hospital?
- Neden hastaneyi bulamıyorsun?
- Tom was admitted into the hospital.
- Tom hastaneye yatırıldı.
- I hope I'm out of the hospital before October.
- Umarım Ekim ayından önce hastaneden çıkıyorum.
- Layla was taken to the hospital.
- Leyla hastaneye götürüldü.
- After this, Miki was taken to the hospital.
- Bundan sonra, Miki hastaneye götürüldü.
- He'll go to the hospital today.
- Bugün hastaneye gidecek.
- Tom just got back from the hospital.
- Tom hastaneden yeni döndü.
- I'm taking them to the hospital.
- Onları hastaneye götürüyorum.
- I think she was planning to go visit her mother who is in the hospital.
- Sanırım hastanedeki annesini ziyarete gitmeyi planlıyordu.
- Tom got a phonecall from the hospital.
- Tom hastaneden bir telefon çağrısı aldı.
- I need to go to the hospital.
- Hastaneye gitmem lazım.
- This is the hospital where Tom was born.
- Bu Tom'un doğduğu hastane.
- In this hospital each nurse attends five patients.
- Bu hastanede her hemşire beş hastaya bakıyor.
- Tom is still sick and in the same hospital.
- Tom hala hasta ve aynı hastanede.
- Tom took a taxi to the hospital.
- Tom hastaneye gitmek için bir taksi tuttu.
- Please take me to the hospital.
- Lütfen beni hastaneye götür.
- A hospital, please?
- Bir hastane lütfen?
- They drove us to the hospital.
- Bizi araçla hastaneye götürdüler.
- I'm going to go back to the hospital.
- Ben hastaneye geri gideceğim.
- I'm the one who took care of Tom when his mother was in the hospital.
- Annesi hastanedeyken Tom'la ilgilenen bendim.
- Tom didn't want to work in a hospital.
- Tom bir hastanede çalışmak istemiyordu.
- I had to stop by the hospital to see Tom.
- Tom'u görmek için hastaneye uğramak zorundaydım.
- We need to get you to a hospital.
- Seni hastaneye götürmemiz gerekiyor.
- Tom had a pain in his chest, so he went to the hospital.
- Tom'un göğsünde bir ağrı vardı, bu yüzden o, hastaneye gitti.
- Tom works at a hospital near here.
- Tom buraya yakın bir hastanede çalışır.
- I just got a call from the hospital.
- Az önce hastaneden aradılar.
- Why don't you go back to the hospital and see how Tom is doing?
- Neden hastaneye geri dönüp Tom'un nasıl olduğuna bakmıyorsun?
- Tom had to go to the hospital.
- Tom hastaneye gitmek zorunda kaldı.
- They took a sample of my blood at the hospital.
- Hastanede kan örneğimi aldılar.
- It was this hospital that I visited last month.
- Geçen ay ziyaret ettiğim bu hastaneydi.
- Tom is in the hospital waiting room.
- Tom hastane bekleme odasında.
- There is a hospital in the town.
- Şehirde bir hastane var.
- Carry the injured to the hospital.
- Yaralıyı hastaneye taşıyın.
- Tom went to the hospital because he was sick.
- Tom, hasta olduğu için hastaneye gitti.
- Tom works at a hospital near here.
- Tom buraya yakın bir hastanede çalışıyor.
- Tom got out of the hospital yesterday.
- Tom dün hastaneden çıktı.
- You need to go to the hospital.
- Hastaneye gitmelisin.
- Tom says he's gotten used to eating hospital food.
- Tom hastane yemeğini yemeye alıştığını söylüyor.
- Tom died in a nearby hospital.
- Tom yakınlardaki bir hastanede öldü.
- When he couldn't bear the pain any longer, he went to the hospital.
- Acıya daha fazla dayanamayınca hastaneye gitti.
- The hospital food wasn't as bad as I expected it to be.
- Hastane yemeği olmasını beklediğimiz kadar kötü değil.
- Will she be able to leave the hospital next week?
- Gelecek hafta hastaneden çıkabilecek mi?
- It isn't a hospital.
- Burası hastane değil.
- I went to the hospital to ask about his health.
- Sağlığını sormak için hastaneye gittim.
- Although I received pills at the hospital, I never took them properly.
- Hastanede hap almama rağmen, onları hiç doğru düzgün kullanmadım.
- Can you help me get to the hospital?
- Hastaneye gitmeme yardım eder misin?
- I'll take you to the hospital.
- Ben seni hastaneye götüreceğim.
- We've got to get you to the hospital.
- Seni hastaneye götürmeliyiz.
- Tom went to the hospital to speak with Mary.
- Tom Mary'yle konuşmak için hastaneye gitti.
- My mother goes to the hospital in the morning.
- Annem sabahları hastaneye gider.
- Tom died in the ambulance on the way to the hospital.
- Tom hastaneye giderken ambulansta öldü.
- I went to the hospital yesterday.
- Dün hastaneye gittim.
- The severely injured man was dead on arrival at the hospital.
- Ağır yaralı adam hastaneye vardığında ölmüştü.
- Sami quickly drove to the hospital.
- Sami çabucak hastaneye geldi.
- We need to get you to the hospital.
- Seni hastaneye götürmemiz gerekiyor.
- The hospital was far away from his village.
- Hastane onun köyünden uzaktı.
- My mother was in the hospital during the summer.
- Annem yaz boyunca hastanedeydi.
- She advised him to go to the hospital.
- Ona hastaneye gitmesini tavsiye etti.
- Take them to the hospital.
- Onları hastaneye götür.
- I went to the hospital to visit Tom, but I wasn't allowed to see him.
- Tom'u ziyaret etmek için hastaneye gittim ama onu görmeme izin verilmedi.
- Fadil rushed Layla to the hospital.
- Fadıl, Leyla'yı aceleyle hastaneye yetiştirdi.
- I'd better take you to the hospital.
- Seni hastaneye götürsem iyi olur.
- Tom died at the hospital.
- Tom hastanede öldü.
- The injured were carried to the hospital, and the dead to the church.
- Yaralılar hastaneye, ölüler ise kiliseye taşındı.
- Tom is dating someone at the hospital.
- Tom hastanede biriyle çıkıyor.
- They took him to the hospital for his fever.
- Ateşi için onu hastaneye götürdüler.
- He drove her to the hospital.
- Onu hastaneye götürmüş.
- Tom needs to be taken to the hospital.
- Tom'un hastaneye götürülmesi gerekiyor.
- Tom was admitted to hospital last night.
- Tom dün gece hastaneye yatırıldı.
- It's doubtful that Tom will still be alive when his children get to the hospital.
- Onun çocukları hastaneye geldiğinde Tom'un hala hayatta olacağı şüpheli.
- Tom has been airlifted to a hospital in Boston.
- Tom uçakla Boston'daki bir hastaneye taşındı.
- Tom got out of the car and ran into the hospital.
- Tom arabadan indi ve hastaneye koştu.
- We have to get Tom to a hospital.
- Tom'u hastaneye götürmeliyiz.
- I have been in the hospital for the last month.
- Geçen ay hastanedeydim.
- I'm going to the hospital this afternoon to visit Tom.
- Tom’u ziyaret etmek için bu öğleden sonra hastaneye gidiyorum.
- At the hospital he was given some blood transfusions.
- Hastanede ona kan nakli yapıldı.
- Jim must go to the hospital immediately.
- Jim hemen hastaneye gitmeli.
- This is the hospital where I was born.
- Bu benim doğduğum hastane.
- We have to get him to the hospital before it's too late.
- Çok geç olmadan onu hastaneye götürmeliyiz.
- I'll meet you at the hospital.
- Hastanede buluşuruz.
- According to our teacher, she entered the hospital.
- Öğretmenimizin söylediğine göre hastaneye girmiş.
- You should be in a hospital.
- Hastanede olmalısınız.
- What were Tom and Mary doing at the hospital?
- Tom ve Mary hastanede ne yapıyorlardı?
- I have to get to the hospital.
- Hastaneye gitmeliyim.
- Because my husband has been admitted to hospital, I am writing on his behalf.
- Kocam hastaneye yatırıldığı için onun adına ben yazıyorum.
- We have to get Tom to a hospital.
- Tom'u bir hastaneye götürmek zorundayız.
- Tom didn't need to go to the hospital.
- Tom'un hastaneye gitmesi gerekmiyordu.
- You need an appointment for that hospital.
- O hastane için bir randevuya ihtiyacın var.
- Tom went to the barbershop near the hospital to get his hair cut.
- Tom saçını tıraş ettirmek için, hastanenin yakınındaki berbere gitti.
- We've got to get to the hospital.
- Hastaneye gitmemiz gerekiyor.
- He was transported to the hospital by helicopter.
- O, helikopterle hastaneye nakledildi.
- The construction of the hospital is about to end.
- Hastane inşaatı bitmek üzere.
- Tom was the one that drove Mary to the hospital.
- Mary'i hastaneye götüren Tom'du.
- What were Tom and Mary doing at the hospital?
- Tom ve Mary hastanede ne yapıyordu?
- Tom was the one who drove Mary to the hospital.
- Mary'i hastaneye götüren Tom'du.
- Where can I find a hospital?
- Nerede bir hastane bulabilirim?
- A hospital stay isn't very enjoyable.
- Hastanede kalmak pek keyifli değildir.
- Tom should be out of the hospital by next Saturday.
- Tom önümüzdeki Cumartesi günü hastaneden çıkmış olmalı.
- Tom brought Mary to the hospital.
- Tom, Mary'yi hastaneye getirdi.
- Tom was wearing a blue hospital gown.
- Tom mavi bir hastane elbisesi giyiyordu.
- Tom was the one that drove Mary to the hospital.
- Mary'yi arabayla hastaneye götüren Tom'du.
- It's a big hospital.
- O büyük bir hastane.
- Tom postponed his party until Mary got out of the hospital.
- Tom Mary hastaneden çıkıncaya kadar partisini erteledi.
- Dan received a call from the hospital.
- Dan hastaneden bir çağrı aldı.
- They will go to the hospital.
- Hastaneye gidecekler.
- Let me take you to the hospital.
- Seni hastaneye götüreyim.
- Sami took Layla to the hospital.
- Sami, Layla'yı hastaneye götürdü.
- Tom's parents never visited him when he was in the hospital.
- Tom'un ailesi hastanedeyken onu hiç ziyaret etmedi.
- I was in hospital a few days ago.
- Birkaç gün önce hastanedeydim.
- I was hoping I would be out of the hospital before ski season started.
- Kayak sezonu başlamadan önce hastaneden çıkacağımı umuyordum.
- She took a taxi to the hospital.
- Hastaneye giderken taksi tuttu.
- She works for a hospital.
- O, bir hastane için çalışır.
- No one has come to see me in the hospital.
- Hastaneye ziyaretime gelen olmadı.
- Because my husband has been admitted to hospital, I am writing on his behalf.
- Kocam hastaneye yatırıldığı için onun adına yazıyorum.
- I've got to get Tom to the hospital.
- Tom'u hastaneye götürmeliyim.
- She came to herself when she was taken to the hospital.
- O, hastaneye götürüldüğünde kendine geldi.
- Dan's condition grew worse and he was sent to the hospital.
- Dan'in durumu kötüleşti ve hastaneye gönderildi.
- Tom was at the hospital the night Mary died.
- Mary'nin öldüğü gece Tom hastanedeydi.
- Tom needed to be taken to the hospital.
- Tom'un hastaneye götürülmesi gerek.
- The hospital for this Mars colony is underground.
- Bu Mars kolonisinin hastanesi yer altındadır.
- Tom is being treated at a nearby hospital.
- Tom yakındaki bir hastanede tedavi ediliyor.
- A black car stopped next to the hospital.
- Hastanenin yanında siyah bir araba durdu.
- I wouldn't want to work in a hospital.
- Bir hastanede çalışmak istemezdim.
- You should go to the hospital at once.
- Derhal hastaneye gitmelisin.
- Tom got a phonecall from the hospital.
- Tom hastaneden bir telefon aldı.
- Alice and Mary are attending physicians at a teaching hospital.
- Alice ve Mary bir eğitim ve araştırma hastanesinde uzman doktor.
- Charles has to go to the hospital.
- Charles'ın hastaneye gitmesi gerekiyor.
- Tom advised Mary to go to the hospital.
- Tom, Mary'ye hastaneye gitmesini tavsiye etti.
- Tom will likely be discharged from the hospital tomorrow.
- Tom muhtemelen yarın hastaneden taburcu edilecek.
- According to our teacher, she entered the hospital.
- Öğretmenimize göre o hastaneye girdi.
- He has gotten better, so he'll soon be able to leave the hospital.
- İyileşti, yakında hastaneden çıkabilecek.
- We've got to get Tom to a hospital.
- Tom'u hastaneye götürmeliyiz.
- You should go to the hospital.
- Hastaneye gitmelisin.
- When I saw his mother yesterday, she said he had left the hospital a week before.
- Dün onun annesini gördüğümde, bir hafta önce hastaneden ayrıldığını söyledi.
- Tom told Mary she shoud go to the hospital.
- Tom Mary'ye hastaneye gitmesi gerektiğini söyledi.
- I'm in the hospital.
- Hastanedeyim.
- The hospital is crowded.
- Hastane kalabalık.
- They lost no time in getting the sick man to a hospital.
- Hasta adamı hastaneye götürmek için hiç vakit kaybetmediler.
- Carry the injured to the hospital.
- Yaralıları hastaneye taşıyın.
- I was discharged from hospital today.
- Bugün hastaneden taburcu oldum.
- We've got to get you to the hospital.
- Seni hastaneye götürmemiz gerekiyor.
- She visited the old man in the hospital every day but Sunday.
- Pazar hariç her gün hastanedeki yaşlı adamı ziyaret ederdi.
- We have to get you to a hospital.
- Seni bir hastaneye götürmek zorundayız.
- She took a taxi to the hospital.
- Hastaneye taksiyle gitti.
- Tom had a pain in his chest, so he went to the hospital.
- Tom'un göğsünde bir ağrı vardı, bu yüzden hastaneye gitti.
- Tom was born in this hospital.
- Tom bu hastanede doğdu.
- I don't think Tom knows why Mary went to the hospital.
- Mary'nin hastaneye neden gittiğini Tom'un bildiğini sanmıyorum.
- Tom left the hospital three hours ago.
- Tom hastaneden üç saat önce ayrıldı.
- Do you want to go back to the hospital?
- Hastaneye dönmek ister misin?
- She's going to the hospital.
- O hastaneye gidiyor.
- We took him to the hospital.
- Onu hastaneye götürdük.
- They took a sample of my blood at the hospital.
- Hastanede kanımdan örnek aldılar.
- Here is the hospital where I was born.
- Burası doğduğum hastane.
- I'll go to the hospital today.
- Bugün hastaneye gideceğim.
- The doctor works in a hospital.
- Doktor hastanede çalışır.
- This is the hospital I was born in.
- Bu benim doğduğum hastanedir.
- I need to take Tom to the hospital.
- Tom'u hastaneye götürmeliyim.
- Tom told Mary to go to the hospital.
- Tom Mary'ye hastaneye gitmesini söyledi.
- Tom still comes to the hospital every day to visit Mary.
- Tom hala Mary'yi ziyaret etmek için her gün hastaneye geliyor.
- Is there a hospital near here?
- Buraya yakın bir hastane var mı?
- Where is a hospital?
- Hastane nerede?
- He was admitted into the hospital.
- Hastaneye yatırılmıştı.
- This isn't a hospital.
- Burası hastane değil.
- Is there a hospital nearby?
- Yakınlarda bir hastane var mı?
- We need to get you to a hospital.
- Seni hastaneye götürmeliyiz.
- Tom works in a hospital.
- Tom bir hastanede çalışıyor.
- This is the hospital I was born in.
- Bu benim doğduğum hastane.
- We lost no time in sending him to the hospital.
- Onu hastaneye göndermede hiç zaman kaybetmedik.
- I'm at the hospital.
- Hastanedeyim.
- Sami took Layla to the hospital.
- Sami, Leyla'yı hastaneye götürdü.
- We have to get you to the hospital.
- Seni hastaneye götürmeliyiz.
- He is in the hospital at present.
- Şu anda hastanededir.
- In spite of the heavy rain, he visited his friend in hospital.
- Şiddetli yağmura rağmen hastanedeki arkadaşını ziyaret etti.
- My house is just across from the hospital.
- Evim hastanenin tam karşısında.
- She's been in the hospital for a month.
- Bir aydır hastanedeymiş.
- We have to get to the hospital.
- Hastaneye gitmeliyiz.
- The victim died at a hospital in Boston.
- Kurban, Boston'daki bir hastanede hayatını kaybetti.
- Tom took care of Mary's cats while she was in the hospital.
- Mary hastanedeyken Tom onun kedilerine baktı.
- I don't think Tom is the only one who had to go to the hospital.
- Hastaneye gitmek zorunda kalan tek kişinin Tom olduğunu zannetmem.
- The cost of building the new hospital was a lot higher than they thought it would be.
- Yeni hastane yapmanın maliyeti onların olacağını düşündüğünden çok daha yüksekti.
- Do you know where the hospital is?
- Hastanenin nerede olduğunu biliyor musun?
- When he couldn't bear the pain any longer, he went to the hospital.
- Ağrıya daha fazla dayanamayınca hastaneye gitti.
- To compensate for his unpleasant experiences in the hospital, Tom drank a little more than was good for him.
- Hastanedeki hoş olmayan deneyimlerini telafi etmek için Tom içmesi gerekenden biraz daha fazla içti.
- I need to get back to the hospital.
- Hastaneye geri dönmeliyim.
- This time, when he went into the hospital, he finally understood that one's health is really the most important thing of all.
- Bu kez hastaneye gittiğinde, sonunda insanın sağlığının gerçekten en önemli şey olduğunu anladı.
- The hospital there is not huge.
- Oradaki hastane çok büyük değil.
- Tom took Mary to the hospital on the back of his motorcycle.
- Tom Mary'yi motosikletinin arkasında hastaneye götürdü.
- The old woman was taken to a hospital, but she died not long after.
- Yaşlı kadın bir hastaneye götürüldü ama çok geçmeden öldü.
- Tom has to go back to the hospital.
- Tom hastaneye geri dönmelidir.
- I want to work in a hospital.
- Bir hastanede çalışmak istiyorum.
- This is the hospital where Tom was born.
- Burası Tom'un doğduğu hastane.
- I got an IV at the hospital.
- Hastanede serum taktırdım.
- This hospital is for sale.
- Bu hastane satılıktır.
- This is the hospital where Tom works.
- Burası Tom'un çalıştığı hastane.
- Tom will have to go to a hospital.
- Tom hastaneye gitmek zorunda kalacak.
- Tom looked after my dog while I was in the hospital.
- Ben hastanedeyken Tom köpeğime baktı.
- Since Tom was sick, he went to the hospital.
- Tom hasta olduğu için hastaneye gitti.
- A man was knocked down by a car when crossing the street, and had to be taken to the hospital.
- Bir adam karşıdan karşıya geçerken bir araba tarafından yere serildi ve hastaneye götürülmek zorunda kaldı.
- That white building is a hospital.
- O beyaz bina bir hastanedir.
- Elaine is in hospital.
- Elaine hastanededir.
- The injured man was carried to the hospital.
- Yaralı adam hastaneye taşındı.
- I'm being treated at the hospital.
- Hastanede tedavi görüyorum.
- Tom put up with the pain for a couple of weeks before finally going to the hospital.
- Tom sonunda hastaneye gitmeden önce birkaç hafta boyunca ağrıya katlandı.
- I'll be at the hospital.
- Ben hastanede olacağım.
- Sami visited a psychiatrist at a veterans' hospital.
- Sami gaziler hastanesinde bir psikiyatristi ziyaret etti.
- She insisted that he should go to the hospital.
- Hastaneye gitmesi için ısrar etti.
- Tom and I'll be at the hospital visiting Mary.
- Tom ve ben hastanede Mary'yi ziyaret ediyor olacağız.
- We need to take Tom to the hospital.
- Tom'u hastaneye götürmemiz gerek.
- Go to the hospital.
- Hastaneye git.
- Tom has been transferred to another hospital.
- Tom başka bir hastaneye transfer edildi.
- Three streets, as well as a park and a hospital.
- Üç sokak, bir park ve bir hastane.
- She wants to work at the hospital.
- Hastanede çalışmak istiyor.
- I have been in the hospital for the last month.
- Geçen ay boyunca hastanedeydim.
- Mary hurried to the hospital.
- Mary, aceleyle hastaneye gitti.
- I can't make it to the hospital without some help.
- Yardım almadan hastaneye gidemem.
- He should be out of the hospital by next Friday.
- Haftaya cumaya kadar hastaneden çıkar.
- There is much demand for nurses in this hospital.
- Bu hastanede hemşirelere çok ihtiyaç var.
- The hospital took him in yesterday.
- Hastane onu dün kabul etti.
- He contributed a lot of money to the hospital.
- Hastaneye çok para bağışladı.
- Which hospital did they take Tom to?
- Tom'u hangi hastaneye götürdüler?
- Tom didn't want to work in a hospital.
- Tom bir hastanede çalışmak istemedi.
- I was in the hallway on the second floor of the hospital.
- Hastanenin ikinci katındaki koridordaydım.
- We have to get you to a hospital.
- Seni hastaneye götürmeliyiz.
- Tom died later in a hospital.
- Tom daha sonra hastanede öldü.
- I need to get to the hospital.
- Hastaneye gitmem gerek.
- The pharmacy is near the hospital.
- Eczane hastaneye yakın.
- Babies can become dehydrated from a high fever, so I was told that it would be better to send him to the hospital.
- Bebekler yüksek ateş nedeniyle susuz kalabilir, bu yüzden onu hastaneye göndermemin daha iyi olacağı söylendi.
- A stranger came up and asked me the way to the hospital.
- Bir yabancı geldi ve bana hastaneye giden yolu sordu.
- Do you want to go back to the hospital?
- Hastaneye geri dönmek ister misin?
- Turning to the right, you will find the hospital.
- Sağa dönünce hastaneyi bulursun.
- Mary hurried to the hospital.
- Mary, çabucak hastaneye gitti.
- Let's stop by the hospital.
- Hastaneye uğrayalım.
- Tom just got back from the hospital.
- Tom az önce hastaneden döndü.
- Tom told Mary that she should go to the hospital.
- Tom Mary'ye hastaneye gitmesi gerektiğini söyledi.
- Tom took Mary to the nearest hospital.
- Tom Mary'yi en yakın hastaneye götürdü.
- A stranger came up and asked me the way to the hospital.
- Bir yabancı geldi ve bana hastanenin yolunu sordu.
- The old man was hit by a car and was immediately taken to the hospital.
- Yaşlı adama bir araba çarptı ve derhal hastaneye götürüldü.
- It isn't a hospital.
- O bir hastane değil.
- What kind of hospital is this?
- Bu nasıl bir hastane?
- Tom has to go to a hospital.
- Tom hastaneye gitmek zorunda.
- You have to fill out an application for admission to the hospital at the front desk.
- Hastaneye kabul için resepsiyonda bir başvuru formu doldurmanız gerekiyor.
- I was born in this hospital.
- Ben bu hastanede doğdum.
- I had to drive myself to the hospital.
- Hastaneye kendim gitmek zorundaydım.
- Tom died in a nearby hospital.
- Tom yakındaki bir hastanede öldü.
- He was pronounced dead after he had been taken to the hospital.
- Hastaneye götürüldükten sonra öldüğü açıklandı.
- Tom drove the injured bicyclist to the hospital.
- Tom yaralı bisikletçiyi hastaneye götürdü.
- Tom works at a nearby hospital.
- Tom yakındaki bir hastanede çalışıyor.
- I'm going to go back to the hospital.
- Hastaneye geri döneceğim.
- She accompanied me to the hospital.
- Hastaneye kadar bana eşlik etti.
- Tom wants to work at the same hospital where Mary works.
- Tom, Mary'nin çalıştığı hastanede çalışmak istiyor.
- We will have brought you to the hospital afterwards.
- Daha sonra seni hastaneye getirmiş olacağız.
- To make up for his unpleasant experiences in the hospital, Tom drank a little more than he should have.
- Tom, hastanedeki tatsız deneyimlerini telafi etmek için olması gerekenden biraz daha fazla içti.
- Tom was the one who drove Mary to the hospital.
- Mary'yi arabayla hastaneye götüren Tom'du.
- Has Fadil been to the hospital?
- Fadıl hastaneye gitti mi?
- That white building is a hospital.
- Şu beyaz bina bir hastane.
- Tom didn't have to go to the hospital.
- Tom hastaneye gitmek zorunda değildi.
- Did Tom take Mary to the hospital?
- Tom Mary'yi hastaneye götürdü mü?
- I want to work at a hospital.
- Bir hastanede çalışmak istiyorum.
- Why can't you find the hospital?
- Neden hastaneyi bulamıyorsunuz?
- You need an appointment for that hospital.
- O hastane için randevu almanız gerekiyor.
- How did Tom get to the hospital?
- Tom hastaneye nasıl gitti?
- He was in the hospital for a week.
- O bir haftadır hastanedeydi.
- She will leave the hospital soon.
- O yakında hastaneden ayrılacak.
- We'll be at the hospital.
- Hastanede olacağız.
- Tom took a taxi to the hospital.
- Tom hastaneye taksiyle gitti.
- She returned from the hospital.
- O, hastaneden döndü.
- You'll see the bank on the left hand side of the hospital.
- Hastanenin sol tarafında bankayı göreceksin.
- I took Tom to a hospital.
- Tom'u hastaneye götürdüm.
- She goes to the hospital once a week.
- Haftada bir kez hastaneye gidiyor.
- Can you tell me where I can find a hospital?
- Hastaneyi nerede bulabileceğimi söyleyebilir misin?
- We'll be at the hospital, visiting Tom.
- Tom'u ziyaret etmek için hastanede olacağız.
- He went to visit her at the hospital every other day.
- İki günde bir onu hastanede ziyarete giderdi.
- The pharmacy is near the hospital.
- Eczane, hastanenin yakınında.
- You'd better get to the hospital right away.
- Hemen hastaneye gitsen iyi olur.
- I need to go to the hospital.
- Hastaneye gitmem gerek.
- I have to go to the hospital tomorrow.
- Yarın hastaneye gitmek zorundayım.
- I took Tom to the hospital.
- Tom'u hastaneye ben götürdüm.
- Tom was released from the hospital last month.
- Tom geçen ay hastaneden taburcu edildi.
- When will your mum return from the hospital?
- Annen hastaneden ne zaman dönecek?
- Has Fadil been to the hospital?
- Fadıl hastaneye geldi mi?
- After the accident, the injured were taken to hospital.
- Kazadan sonra yaralılar hastaneye götürüldü.
- The ambulances carried the injured to the nearest hospital.
- Ambulanslar yaralıları en yakın hastaneye taşıdı.
- Tom doesn't want to go to the hospital.
- Tom hastaneye gitmek istemiyor.
- Tom is going to have to go to a hospital.
- Tom'un hastaneye gitmesi gerekecek.
- My grandfather went to the hospital to seek help for his stomach pain.
- Büyükbabam mide ağrısı için yardım istemek üzere hastaneye gitti.
- Are you sure you don't want me to take you to the hospital?
- Seni hastaneye götürmemi istemediğinden emin misin?
- Tom is at the hospital now.
- Tom şu an hastanede.
- Tom and Mary work in the same hospital.
- Tom ve Mary aynı hastanede çalışıyorlar.
- I'm at the hospital with Tom.
- Tom'la birlikte hastanedeyim.
- I gotta go to the hospital.
- Hastaneye gitmem gerek.
- My wife works as a nurse at a local hospital.
- Karım yerel bir hastanede hemşire olarak çalışıyor.
- Would you please take Tom to the hospital?
- Lütfen Tom'u hastaneye götürür müsün?
- I have to get to the hospital.
- Hastaneye gitmek zorundayım.
- I have to take Tom to the hospital.
- Tom'u hastaneye götürmeliyim.
- I'll be at the hospital.
- Hastanede olacağım.
- What's that building behind the hospital?
- Hastanenin arkasındaki şu bina ne?
- She had been in the hospital for a week before her husband came back.
- Kocası geri gelmeden önce bir haftadır hastanedeydi.
- I work in a hospital.
- Hastanede çalışıyorum.
- You'd better get to the hospital right away.
- Derhal hastaneye gitsen iyi olur.
- We lost no time in sending him to the hospital.
- Onu hastaneye göndermek için hiç vakit kaybetmedik.
- Take them to the hospital.
- Onları hastaneye götürün.
- Tom needs to get to a hospital.
- Tom'un hastaneye gitmesi gerekiyor.
- Where's the nearest hospital?
- En yakın hastane nerede?
- Tom will have to go to a hospital.
- Tom bir hastaneye gitmek zorunda kalacak.
- Tom was dead by the time the ambulance arrived at the hospital.
- Ambulans hastaneye vardığında Tom ölmüştü.
- If your child drinks poison, rush him to the hospital.
- Eğer çocuğunuz zehir içerse, derhal hastaneye götürün.
- Mother goes to the hospital in the morning.
- Annem sabahları hastaneye gider.
- I need to take Tom to the hospital.
- Tom'u hastaneye götürmem gerekiyor.
- I wouldn't want to work in a hospital.
- Ben hastanede çalışmak istemezdim.
- There is a hospital in the town.
- Kentte bir hastane var.
- Tom is going to have to go to a hospital.
- Tom hastaneye gitmek zorunda kalacak.
- What's that building at the back of the hospital?
- Hastanenin arka tarafındaki bina nedir?
- We're going to the hospital.
- Hastaneye gidiyoruz.
- If you have a fever, you should go to the hospital right away.
- Eğer ateşiniz varsa, hemen hastaneye gitmelisiniz.
- Tom didn't need to go to the hospital.
- Tom'un hastaneye gitmesine gerek yoktu.
- I went to the hospital to see my uncle.
- Amcamı görmek için hastaneye gittim.
- The pharmacy isn't far from the hospital.
- Eczane hastaneye çok uzak değil.
- I went to the hospital to see my wife.
- Karımı görmek için hastaneye gittim.
- Tom worked at a hospital.
- Tom bir hastanede çalışıyordu.
- She was kind enough to take me to the hospital.
- Beni hastaneye götürecek kadar nazikti.
- When I saw his mother yesterday, she said he had left the hospital a week before.
- Dün annesini gördüğümde, bir hafta önce hastaneden ayrıldığını söyledi.
- Mother goes to the hospital in the morning.
- Annem sabahleyin hastaneye gider.
- Tom has been taken to a nearby hospital.
- Tom yakındaki bir hastaneye götürüldü.
- Let's go to the hospital.
- Hastaneye gidelim.
- My mother goes to the hospital in the morning.
- Annem hastaneye sabah gider.
- Why don't you go back to the hospital and see how Tom is doing?
- Niçin hastaneye tekrar gitmiyorsun ve Tom'un nasıl olduğunu görmüyorsun?
- The old man was run over and immediately taken to the hospital.
- Yaşlı adam araç tarafından ezildi ve hemen hastaneye götürüldü.
- Tom was wearing a blue hospital gown.
- Tom mavi bir hastane önlüğü giyiyordu.
- I told Tom to go to the hospital.
- Tom'a hastaneye gitmesini söyledim.
- I had to drive myself to the hospital.
- Hastaneye kendim gitmek zorunda kaldım.
- They lost no time in getting the sick man to a hospital.
- Onlar hasta adamı hastaneye götürmede hiç zaman kaybetmedi.
- She goes to the hospital once a week.
- O, haftada bir kez hastaneye gider.
- Tom died later in a hospital.
- Tom daha sonra bir hastanede öldü.
- I'll accompany you to the hospital.
- Hastaneye kadar size eşlik edeceğim.
- The doctor works in a hospital.
- Doktor bir hastanede çalışıyor.
- That's a really good hospital.
- O gerçekten iyi bir hastane.
- I called Tom from the hospital.
- Tom'u hastaneden aradım.
- Tom got out of the hospital.
- Tom hastaneden çıktı.
- She was taken to hospital unconscious.
- Bilinci kapalı olarak hastaneye götürüldü.
- This hospital is run by the city.
- Bu bir şehir hastanesi.
- We safely arrived at the hospital.
- Sağ salim hastaneye vardık.
- It's a big hospital.
- Büyük bir hastane.
- Where's the hospital?
- Hastane nerede?
- Tom believed that Mary worked at hospital.
- Tom, Mary'nin hastanede çalıştığına inanıyordu.
- When Tom was in the hospital, he read a lot of books.
- Tom hastanedeyken çok kitap okudu.
- We're getting you to a hospital.
- Seni bir hastaneye götüreceğiz.
- In spite of the heavy rain, he visited his friend in the hospital.
- Sağanak yağışa rağmen hastanedeki dostunu ziyaret etti.
- I went to the hospital.
- Hastaneye gittim.
- Tom was being treated at the hospital.
- Tom hastanede tedavi edildi.
- We need to take Tom to the hospital.
- Tom'u hastaneye götürmeliyiz.
- The hospital food wasn't as bad as I expected it to be.
- Hastane yemekleri beklediğim kadar kötü değildi.
- I was in the hospital for a few days.
- Birkaç gün hastanedeydim.
- We have to get you to the hospital.
- Seni hastaneye götürmek zorundayız.
- The hospital food wasn't very good.
- Hastane yemeği çok iyi değildi.
- I got out of the hospital three days ago.
- Üç gün önce hastaneden çıktım.
- I don't think Tom knows why Mary went to the hospital.
- Tom'un Mary'nin neden hastaneye gittiğini bildiğini sanmıyorum.
- You'll end up in the hospital.
- Hastaneye düşeceksin.
- Tom wanted to work in a hospital.
- Tom bir hastanede çalışmak istiyordu.
- Is there a hospital around here?
- Bu çevrede bir hastane var mı?
- I have to go to the hospital tomorrow.
- Yarın hastaneye gitmem gerekiyor.
- Sami was taken to an Egyptian hospital.
- Sami bir Mısır hastanesine götürüldü.
- It was this hospital that I visited last month.
- Geçen ay ziyaret ettiğim hastane buydu.
Show More (1020)
|
