Tureng - icy - Englisch Türkisch Sätze

Verlauf

	Englisch	Türkisch
1	icy	buzlu	adj.
	The road was icy. Yol buzluydu. The roads are icy. Yollar buzlu. I slipped on an icy patch. Buzlu bir yerde kaydım. Mary jumped into the icy water without hesitation. Mary çekinmeden buzlu suya atladı. Mary jumped into the icy water without hesitation. Mary hiç tereddüt etmeden buzlu suya atladı. If you're not careful, you might slip and fall on the icy steps. Dikkatli olmazsan buzlu basamaklarda kayıp düşebilirsin. Many accidents resulted from the icy conditions of the road. Yolun buzlu olmasından dolayı birçok kaza meydana geldi. The road is icy, so take care. Yol buzlu, o yüzden dikkatli olun. Jim slipped on the icy street and hurt himself. Jim buzlu caddede kaydı ve kendini incitti. I slipped and fell on the icy sidewalk. Buzlu kaldırımda kayıp düştüm. It was mad of him to try to swim in the icy water. Buzlu suda yüzmeye çalışması delilikti. Many accidents resulted from the icy conditions of the road. Birçok kaza, yolun buzlu olmasından kaynaklanıyordu. I slipped and fell on the icy sidewalk. Buzlu kaldırımda kaydım ve düştüm. The truck Tom was driving slid on the icy road and crashed into a tree. Tom'un sürdüğü kamyon buzlu bir yolda kaydı ve bir ağaca çarptı. The road is icy. Yol buzlu. The road is icy, so take care. Yol buzlu, bu yüzden dikkatli ol. The road is icy, so please be careful. Yol buzlu, lütfen dikkatli olun. Mary jumped into the icy water without hesitation. Mary tereddüt etmeden buzlu suya atladı. Jim slipped on the icy street and hurt himself. Jim buzlu sokakta kaydı ve kendini yaraladı. It's pretty icy out there. Dışarısı oldukça buzlu. He jumped into the river in defiance of the icy water. Buzlu suya meydan okuyarak nehre atladı. Show More (18)
2	icy	buz gibi	adj.
	The icy wind cut us to the bones. Buz gibi rüzgar bizi iliklerimize kadar kesti. He jumped into the river in defiance of the icy water. O, buz gibi suyu hiçe sayarak nehre atladı. Tom gave Mary an icy look. Tom, Mary'ye buz gibi bir bakış attı. The icy wind cut us to the bones. Buz gibi bir rüzgar bizi kemiklerimize kadar dondurdu. It's pretty icy out there. Dışarısı buz gibi. An icy blast of wind cut me to the bone. Buz gibi bir rüzgâr beni iliklerime kadar kesti. It was mad of him to try to swim in the icy water. Buz gibi suda yüzmeyi denemesi çılgınlıktı. The water is icy. Su buz gibi. Mary jumped into the icy water without hesitation. Mary duraksamadan buz gibi suya atladı. Show More (6)