|
- That can be taken into account in the autumn.
- Bu durum sonbaharda dikkate alınabilir.
- We will be discussing these proposals in the autumn.
- Sonbaharda bu önerileri tartışacağız.
- What would happen if another disaster on a similar scale were to strike in the autumn?
- Sonbaharda benzer ölçekte bir felaket daha yaşanırsa ne olur?
- We intend to bring forward a special communication on this subject in the autumn.
- Sonbaharda bu konuda özel bir tebliğ sunmayı planlıyoruz.
- That can be taken into account in the autumn.
- Sonbaharda bu husus dikkate alınabilir.
- These questions were highlighted again in Tampere in the autumn of 1999.
- Bu sorular 1999 sonbaharında Tampere'de tekrar vurgulandı.
- The report also serves as a good basis for later discussion of the budget in the autumn.
- Rapor aynı zamanda sonbaharda yapılacak bütçe görüşmeleri için de iyi bir temel teşkil etmektedir.
- Now I can slow down some time in the autumn.
- Artık sonbaharda biraz yavaşlayabilirim.
- But we are agreed that a new presentation of the necessary agricultural expenditure needs to be made in the autumn.
- Ancak sonbaharda gerekli tarımsal harcamalara ilişkin yeni bir sunum yapılması gerektiği konusunda hemfikiriz.
- We will be discussing these proposals in the autumn.
- Bu teklifleri sonbaharda tartışacağız.
- A series of questionnaires was sent to the Member States in the autumn.
- Sonbaharda Üye Devletlere bir dizi anket gönderilmiştir.
- I expect we can start work on that in the autumn of this year.
- Bu yılın sonbaharında bu konuda çalışmaya başlayabileceğimizi umuyorum.
- Come visit Saint Petersburg in the autumn!
- Sonbaharda Saint Petersburg'u ziyarete gelin!
- In the autumn, swallows will fly south.
- Sonbaharda kırlangıçlar güneye uçacak.
- In the autumn, swallows will fly south.
- Sonbaharda kırlangıçlar güneye uçar.
- Leaves fall in the autumn.
- Yapraklar sonbaharda düşer.
- The leaves on the trees change color in the autumn.
- Ağaçlardaki yapraklar sonbaharda renk değiştirir.
- The leaves turn brown in the autumn.
- Sonbaharda yapraklar kahverengileşir.
- The leaves turn brown in the autumn.
- Yapraklar sonbaharda kahverengileşir.
- Kyoto is the most beautiful in the autumn.
- Kyoto sonbaharın en güzel şehridir.
- In the autumn, leaves fall from trees.
- Sonbaharda ağaçlardan yapraklar dökülür.
- This was happening often in the autumn.
- Bu, sonbaharda sık sık oluyordu.
- Like a leaf in the autumn wind.
- Sonbahar rüzgarındaki bir yaprak gibi.
- The leaves on the trees change color in the autumn.
- Ağaçlardaki yapraklar sonbaharda renk değiştirirler.
- He danced like a leaf in the autumn wind.
- Sonbahar rüzgarında bir yaprak gibi dans etti.
- Come visit Saint Petersburg in the autumn!
- Sonbaharda Saint Petersburg'u ziyarete gel!
- The leaves turn brown in the autumn.
- Sonbaharda yapraklar kahverengiye döner.
- Kyoto is the most beautiful in the autumn.
- Kyoto Sonbaharda en güzeldir.
- In the Autumn, the leaves fall from the trees.
- Sonbaharda yapraklar ağaçlardan düşer.
- Leaves fall in the autumn.
- Yapraklar sonbaharda dökülür.
- He had a serious illness in the autumn of 1823.
- 1823'ün sonbaharında ciddi bir hastalık geçirdi.
- The leaves turn brown in the autumn.
- Yapraklar sonbaharda kahverengiye döner.
- In the autumn, the leaves on the trees become yellow.
- Sonbaharda ağaçlardaki yapraklar sararır.
- In the autumn, leaves fall from trees.
- Sonbaharda yapraklar ağaçlardan düşer.
- This was happening often in the autumn.
- Bu sonbaharda sık sık oluyordu.
Show More (32)
|
