|
- As Prime Minister Rasmussen rightly said, enlargement is not yet completely in the bag.
- Başbakan Rasmussen'in de haklı olarak ifade ettiği üzere, genişleme henüz tamamen çantada keklik değildir.
- You have already acted as if all of this were already in the bag.
- Şimdiden tüm bunlar çantada keklikmiş gibi davranıyorsunuz.
- The contract is in the bag, so let's go out and celebrate.
- Sözleşme çantada keklik, o zaman hadi dışarı çıkıp kutlayalım.
- Her election is in the bag.
- Seçilmesi çantada keklik.
Show More (1)
|