incestuous - Englisch Türkisch Sätze
Englisch Türkisch
incestuous ensest adj.
  • Mary was in an incestuous relationship with her brother Tom.
  • Mary, kardeşi Tom ile ensest bir ilişki içindeydi.
  • Mary was in an incestuous relationship with her brother Tom.
  • Mary kardeşi Tom ile ensest bir ilişki içindeydi.
  • Sami has had an incestuous relationship with his daughter.
  • Sami'nin kızıyla ensest bir ilişkisi vardı.
Show More (0)